Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şüphelileri arasında yer aldığı 25 Aralık soruşturması hakkında takipsizlik kararı vererek soruşturmayı yürüten polisler hakkında iddianame hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar, 1453 sayfalık iddianamesinde, İstanbul fethinden Suriye’deki iç savaşa kadar çok çeşitli konulara değindi. Uçar’ın iddianamesinde, “Türkiye’nin kendisinden önce gelenler gibi, bir süper devlet olmaması için her türlü çirkin girişim, entrika, terör, krizlerle engellenip duruyoruz” yorumunu yapması dikkat çekti. 

Fethullah Gülen Hocaefendi'nin de şüpheli olarak eklendiği iddianame hukuki bir metinden ziyade AKP'nin mitinglerde kullandığı konuşma metni izlenimi veriyor. 1453 rakamını tamamlamak için için özel çaba harcandığı görülen iddianame bu haliyle bir temenni ya da kanaatname izlenimi veriyor.

Uçar “1453 gibi sembolik bir sayfa sayısıyla” hazırladığı iddianamede, Anadolu’da yaşayıp da yeterince etkin ve öncü rol oynayamayan tek devletin Türkiye olduğunu kaydetti. Uçar, Türkiye’nin süper devlet olma durumunun engellenmesinin “Batılı ‘dostlarımız’ ve yerli işbirlikçileri” tarafından yaşatıldığını savunarak, “Cumhuriyet, sağlam temellerine rağmen ciddi tehditler altındadır. Şu an bir Kurtuluş Savaşı vermekteyiz. Büyük şairin tabiriyle ‘Allah bu millete bir daha böyle bir marş (İstiklâl Marşı) yazdırmasın” ifadelerini kullandı.

İddianamede, İstanbul fethine değinerek, “Dünya harikası İstanbul şehrinin Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına kazandırılması ve Doğu Roma hâkimiyetine son verilmesi batı dünyasında, bir gün yeniden Doğu Roma’nın eski günlerine kavuşacağı ideasını canlı tutmuştur” ifadelerine yer verdi.

Uçar, iddianamede Gezi olaylarının Hizmet hareket tarafından desteklendiğini iddia etti. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir sohbetinde parkta eylem yapan gençlere yönelik çapulcu ifadesinin kullanılmasını doğru bulmadığını ifade etmesi ise buna dayanak yapılmış.  

Fethullah Gülen Hocaefendi, 2013 Haziran ayındaki sohbetinde gençlere çapulcu denmesine karşı çıkarak, ''Hani sizin belki de çapulcu diyeceğiniz birkaç tane. O tabiri de kullanmayın. Kim bilir sizin öyle diyeceğiniz insanlar bir gün o levsiyattan sıyrılacak, nice yerlerde ne türlü kahramanlıklara imza atacaklardır'' demişti.