Bir yanda yatak ve doktor eksikliği, bir yanda 'kâğıt' üstünde görünen yoğun bakım yatakları...
Sadece geçen hafta bir bebek ve bir çocuk, yoğun bakım yatağı bulunamadığı için öldü. Bir yanda yatak ve doktor eksikliği, bir yanda 'kâğıt' üstünde görünen yoğun bakım yataklarıyla devletten alınan paralar
Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde geçen hafta erken doğumla dünyaya gelen bir bebek ile Sakarya’da trafik kazasında yaralanan 4 yaşındaki Ömer Faruk Kara’nın yoğun bakım ünitesinde yer bulamadıkları için hayatlarını kaybetmesi, sağlıkta yoğun bakım yatak yetersizliğini bir kez daha gündeme getirdi. Sağlık Bakanlığı’na göre 2002 yılında Türkiye genelinde 1861 olan yoğun bakım yatak sayısı, Şubat 2014’te 11 bin 9’u kamu hastanelerinde olmak üzere toplam 20 bin 99’a ulaştı. Ancak uzmanlara göre bu rakam da yetersiz. Yoğun bakım tedavisinin uzun süreli olduğu dikkate alındığında yoğun bakım yatak sıkıntısı had safhaya çıkıyor.
Sağlık Bakanlığı’na göre Türkiye’de yoğun bakım yatak sayısının az olmasının sebebi doktor ve hemşire eksikliği. Bakanlığın Şubat 2014 verilerine göre aktif olarak çalışan doktor sayısı 107 bin 207 iken, hemşire sayısı 135 bin 527. Ancak en küçük yoğun bakım ünitesinin işletilebilmesi için 24 saat boyunca 1 doktor ile 2 hemşirenin sürekli görev alması lazım. Bir doktor ve hemşirenin bir haftada maksimum 3 gün görev aldığı göz önüne alınırsa mevcut doktor ve hemşire sayısının yaklaşık olarak yüzde 35’i sadece yoğun bakım ünitelerinde hizmet veriyor.
73 bin doktor ve hemşire daha gerekiyor
Radikal'in haberine göre; Örneğin 1375 yatak kapasitesine sahip Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görevli 900 hemşirenin 300’ü sadece 72 yataklık yoğun bakım ünitesinde görevli. Geriye kalan 1372 yatağa sadece 600 hemşire düşüyor. Sağlık Bakanlığı yoğun bakım yatak sayısının ideal rakama ulaşması için 30 bin doktor ile 43 bin hemşireye daha ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Dört kişilik en küçük yoğun bakım ünitesinin kurulum maliyetinin 300 ila 500 bin lira arasında olduğunu, dolayısıyla hastanelerin yoğun bakım ünitesi kuramadığını söyleyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli şu bilgileri verdi:
‘’Standartlara göre bir hastanede mevcut yatak sayısının yüzde 5’i kadar yoğun bakım yatağı bulunmalı. Ancak yoğun bakım ünitesini kurmanın maliyeti çok yüksek olduğu için birçok özel hastane bu standartlara uymuyor. Ayrıca yoğun bakım ünitesinin kurulum maliyeti kadar işletim maliyeti de çok yüksek. Örneğin birçok yoğun bakım ünitesinde hayati öneme sahip solunum cihazı gibi önemli tıbbi cihazlar bulunmadığı için hastalar üniversitelere yönlendiriyor. Bütçe sorunu olmayan hastanelerde ise doktor ve hemşire eksikliğinden dolayı yoğun bakım ünitesi kurulamıyor. Türkiye’de yoğun bakım yatak sayısının ideal seviyeye çıkması için bir an önce doktor ve hemşire açığı giderilmeli, ek kaynak bulunmalı.’’
Özel hastanelerin standartların altında yoğun bakım ünitesine sahip olduğunu ve yoğun bakım yatağı açıklarını da sahtecilik yaparak kapatmaya çalıştıklarını belirten Hasta Hakları Aktivistleri Derneği Başkanı Orhan Demir de bu yöntemi anlattı.
‘34 milyon liralık vurgun’
Demir şöyle konuştu:
‘‘Örneğin özel bir hastanede 20 tane yoğun bakım yatağı olması gerekirken 10 yatak bulunuyor. Bu durumda özel hastaneler SGK’ya yolladıkları faturalarda normal tedavi uygulanan 10 hastayı da yoğun bakım ünitesinde tedavi ettiklerini bildirip sahtekârlık yapıyorlar. Eylül 2013 tarihli Sayıştay 2012 denetim raporları bu sahtekârlığı belgeledi. Sayıştay, 104 özel hastanenin fazladan 34 bin 144 kişiye yoğun bakım ünitesi hizmeti verdiğini belirterek sahtekarlık yaptığını tespit etti. Yoğun bakım ünitesinde bir günlük tedavi ücreti 880 lira olduğu göz önüne alınırsa özel hastanelerin sahtekârlık yaparak SGK’dan 34 milyon lira aldığı ortada. Ancak bu hastanelere ceza dahi verilmedi. Sağlık Bakanlığı özel hastaneleri bir an önce denetlemeli.’’
Yatak bulunsa yaşayacaklardı
Samiye ve Şenol Kara çiftinin 4 yıl önce Sakarya Doğum ve Çocuk Bakımevi’nde erkek bebekleri dünyaya geldi. Ancak sezaryenle gerçekleşen bu doğum sonrasında bebek engelli doğdu. Ailesi Ömer Faruk’u kontrol için hastaneye götürürken yolda kaza geçirdi. Kazada yaralanan Ömer Faruk kaldırıldığı hastanedeki çocuk yoğun bakım ünitesinde yer bulunamadığı için hayatını kaybetti.
40 yaşındaki Arzu Öz, Kırklareli’ye bağlı Lüleburgaz Devlet Hastanesi’nde erken doğum yaptı. Altı aylık doğan 750 gram ağırlığındaki bebeğin hayata tutunabilmesi için yeni doğan yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınması gerekiyordu. Doktorlar hastanede yoğun bakım ünitesi olmadığı için çevredeki hastanelerdeki yeni doğan bakım ünitelerini araştırdı. Boş yatak ancak Kocaeli’nde bulundu. Ancak boş yatak bulunana kadar bebek hayatını kaybetti.