Haydar Meriç, ‘kayıp trilyon’ kitabı yazıyormuş

Haydar Meriç, ‘kayıp trilyon’ kitabı yazıyormuş
Kırklareli’nde 2011 yılında öldürülen ve faili meçhul olan Gazeteci Haydar Meriç cinayetiyle ilgili iktidara yakın medyanın hazırladığı kumpas haberlerinin detayları ortaya çıktı.
Meriç’in ölmeden önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da isminin geçtiği ‘kayıp trilyon davası’yla ilgili kitap çalışması bulunduğu öğrenildi. 

Cinayetin 1 numaralı şüphelileri Mehmet Salih Uzer ve kardeşi Ramazan Uzer hakkında bu zamana kadar işlem yapılmadı. 

Daha önce aleyhte ifade veren polis memuru İbrahim Güneş ise yeni ifadesinde 2014 Ağustos ayında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in yönlendirmesiyle Edirne İstihbarat Müdürü İbrahim Çıldır’ın baskısıyla, tehdidiyle ifadesinin alındığını açıkladı. 

Kendisine meslekten atılmayacağı yönündeki verilen sözlerin tutulmadığını belirten Güneş, ifadesinden dolayı pişman olduğunu ifade etti. 

Geçen hafta Meriç’in öldürülmesiyle ilgili 15 polisten 9’u tutuklanmıştı.

İŞTE İDDİALAR VE GERÇEKLER

İDDİA – 1 

Kırklareli’nde yerel gazetecilik yapan Meriç’in Fethullah Gülen’in özel hayatıyla ilgili sansasyonel açıklama yapacağının duyulması üzerine takip başlatıldı.

GERÇEK 

Meriç siyasi duruş olarak ‘ulusalcı’ biliniyordu. Ergenekon soruşturmasından sonra Erdoğan, Gülen ve cemaatine karşı olduğunu beyan ediyordu. 2011 genel seçimlerinden önce çevresindekilere, elinde Erdoğan imzalı ‘kayıp trilyon davası’ ile ilgili önemli evraklar olduğunu dile getiriyordu.

İDDİA – 2 

Meriç, Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli şüpheli polis memurları İbrahim Güneş, İzzet Otyakmaz, İbrahim Şimşek, tarafından oluşturulan rapor ile gerçeğe aykırı olarak DHKP-C terör örgütü üyeliğinden dinlendi.

GERÇEK 

Meriç’in, dinlenmesi raporunu halen görevde olan polis memurları Hüseyin Şengün ve Murat Demiralp hazırladı. Edirne İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Çıldır ve serbest bırakılan Emniyet Amiri Salih Döğenci, polis memurları Hüseyin Şengün, Murat Demiralp, Müjdat Koyun ve Mustafa Kul’a Meriç’in ölümüyle ilgili Gülen ve grubuna suç isnadı yapmaları halinde meslekten atılmayacakları vaadiyle ifade vermeleri sağlandı.

İDDİA – 3 

Meriç’in yaptığı son iki telefon görüşmesinin eşine söylenmediği ve iki görüşmenin TİB’de açığa çıktığı, bu görüşmelerin fiili bizzat ika edenlere ait olacağı iddia edildi.

GERÇEK 

Meriç’in yaptığı 66 saniyelik son görüşme TİB’de açığa çıkmadı. Kırklareli Asayiş Şube Müdürlüğü ile GSM şirketlerinin yazışmasından ortaya çıktı. Eşi Kırklareli Emniyetine giderek Meriç’in son olarak 66 saniyelik bir görüşme yaptığını söyledi. Olayı araştıran polis memuru İbrahim Güneş, Meriç’in yaptığı son görüşmeyi Emrah Yücel adına kayıtlı hatla Mehmet Salih Uzer ile yaptığını tespit etti. Uzer’in Meriç kaybolmadan yarım saat önce ATM’den para çekerken görüntüleri emniyet arşivinde hala mevcut. Ancak cinayetin 1 numaralı şüphelisi Uzer hakkında hiçbir işlem yapılmadı.

İDDİA – 4 

Meriç’in Gülen hakkındaki iddiaları önemsenip İstanbul, Ankara ve Kırklareli istihbaratında hummalı bir çalışmaya girişildi.

GERÇEK 

Meriç, sadece Gülen hakkında iddialarda bulunmuyordu. Asıl Erdoğan ve ‘kayıp trilyon davası’yla ilgili iddialarda bulunuyordu. Ayrıca İstanbul, Ankara ve Kırklareli istihbaratından oluşan polislerden olayın aydınlatılması için özel ekip kuruldu.

İDDİA – 5 

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, polis memurları İbrahim Güneş ve Abdül Köksal’ın çelişkili beyanlarını ve bazı sorulara ‘hatırlamıyorum’ şeklinde cevaplarını örgütsel suç şüphesi olduğunu belirtti.

GERÇEK 

İbrahim Güneş çelişkili beyan vermedi. Güneş, bir önceki mesleğe döndürme vaadiyle yönlendirmeli ifadesinde olayın şüphelilerinin Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü’ndeki Gülen’e bağlı emniyet personeli beyanlarını reddetti. Ancak maddi olayları ikinci ifadesinde aynen anlattı.

03 Temmuz 2016 08:07
DİĞER HABERLER