HSK seçimlerinde 'ALİ CENGİZ' oyunu ..

TBMM Genel Kurulu’nda HSK’ya seçilen 7 üye arasında yer alan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu’nun durumunun seçilme kriterlerine uymuyor.
Referandum sonrası yürürlüğe giren Anayasa değişikliği doğrultusunda TBMM, HSK da görev yapacak 7 üyeyi belirledi. Seçilen üyeler arasında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Cengiz KÖSEOĞLU' da bulunuyor. KÖSEOĞLU' nun seçilme yeterliliğine ilişkin şartları taşımadığına yönelik tartışmalar ise halen devam ediyor.

Konuyu ilk olarak  CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan gündeme getirmiş, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliğine seçilen Doç. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu'nun gerekli şartları taşımadığını öne sürmüştü.

Referandum sonrası yürürlüğe giren Anayasa 159/3 Maddesinde;(Değişik fıkra: 21/1/2017-6771/14 md.) "Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim  ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca; üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının  hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir." hükmü bulunuyor. Bu hükme göre, seçilecek öğretim üyesinin, "nitelikleri kanunda belirtilen", "yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan", "öğretim üyeleri" arasından seçilmesi gerekiyor.  

6087 Sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu' nun "Üyelerin seçimi" başlığı altında 18/ 1. Maddesinde 
" Kurulun; a) Dört asıl üyesi, hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hâli olmayan; yükseköğretim kurumlarının hukuk dalında en az onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri ile meslekte fiilen onbeş yılını doldurmuş avukatlar arasından 
Cumhurbaşkanınca," seçileceği hükmü yer alıyor.  Anayasa değişikliği sonrası ikincil yasal düzenlemeler henüz yapılmadığından, 6087 Sayılı Yasanın 18. Maddesi de halen yürürlükte bulunmakta. Anayasanın "nitelikleri kanunda belirtilen" hükmü ile atıf yapılan düzenleme 6087 Sayılı Yasanın 18. Maddesi olduğu ileri sürülüyor. Belirtilen hükme göre, HSK ya seçilecek  Öğretim Üyeleri için, Öğretim Üyesi olarak en az15 Yıldan beri görev yapma şartı aranmaktadır. 

Yüksek Öğretim  Kanunu Tanımlar Başlıklı 3. Maddesinin m. Bendinde; 

"Öğretim Üyeleri: Yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve yardımcı doçentlerdir." olarak sayılmış,  p bendinde ise "p) Öğretim Yardımcıları: Yükseköğretim kurumlarında, belirli süreler için görevlendirilen, araştırma görevlileri, 
uzmanlar, çeviriciler ve eğitim - öğretim planlamacılarıdır." Olarak sayılmış. 2547 Sayılı düzenlemeye göre, Yükseköğretim kurumlarında görev yapan "Araştırma Görevlileri" Öğretim Yardımcıları olarak tanımlanmış, Öğretim Üyesi olarak kabul edilmemişler. Öğretim Üyeleri Yükseköğretim kurumlarında görevli profesör, doçent ve yardımcı doçentlerdir. Yasa, Öğretim Üyeliği statüsünün "Yardımcı Doçentlik" ile başlayacağını düzenlemekte. Öğretim Üyeliğinde geçecek sürelere Yardımcı Doçentlik ünvanının kazanılmasından önceki "Öğretim Yardımcıları" tanımına giren Asistanlık döneminin eklenmesi mümkün olmadığını hukukçular ileri sürmektedir.   



Doc. Dr Ali Cengiz KÖSEOĞLU' nun   http://www.ybu.edu.tr adresinde bulunan özgeçmişine göre;   2004 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bölümünde Doktorasını tamamladıktan an sonra, 2005 yılında KTÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde Yard. Doc. Dr. olarak göreve başladığı anlaşılmaktadır. 

2547 Sayılı Yasanın 3. Maddesinin m bendine göre, Öğretim Üyeliği tanımına; Profesör, Doçent ve Doçent Yardımcıları ünvanını kazananlar girmektedir. 
KÖSEOĞLU'nun Yardımcı Doçent statüsünü 2005 yılında kazandığı düşünülür ise Öğretim Üyeliğinde geçen süresinin 12 yılda kaldığı, en az 15 yıl Öğretim Üyesi olarak görev yapma şartının yerine gelmediği iddiasının ciddi nitelikte olduğu, tartışmaların devam edeceği anlaşılmaktadır. 



21 Mayıs 2017 13:17
DİĞER HABERLER