Sayıştay raporları, Ankara Üniversitesi Hastanesi’nin borcunun beş yılda ikiye katlanarak 461 milyon TL'ye ulaştığını ve durumun sürdürülemez olduğunu ortaya koydu. Sayıştay, Rektör Erkan İbiş’e sert uyarılarda bulundu.
Rektörlük görevini Prof. Dr. Erken İbiş'in ifa ettiği Ankara Üniversitesi’ne bağlı hastanelerin borçlarının son beş yıldaki artışına dikkati çeken Sayıştay, durumun “sürdürülemez” olduğu tespitini yaptı.
Cumhuriyet döneminin ilk üniversitesinde nadide binlerce tarihi eserin de yıllardır kayıt altına alınmadığı Sayıştay incelemeleri ile ortaya çıktı.
HATALAR YILLARDIR DÜZELTİLMİYOR
Rektör İbiş’in yönetimindeki 1 milyar TL’lik bütçeye sahip Ankara Üniversitesi’nde hesaplar tutmadı.
Sayıştay'ın 2018 yılına ait raporunda Ankara Ünştaiversitesi’nde rektör yardımcılarının sayısındaki fazlalıktan üniversitenin alacaklarına kadar birçok başlıkta yıllardır düzeltilmeyen hatalar için uyarılarda bulunuldu.
BORCU HAZİNE ÖDEMİŞTİ, 2020'DE KESİNTİ BAŞLAYACAK
Raporda, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin döner sermayesine dair “gelir-gider dengesizliği” ve “finansal kırılganlık” teşhisi konuldu.
Üniversite hastanelerinin mali durumlarını düzeltmek için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yasal düzenlemesi de Sayıştay’ın değerlendirmesi kapsamında yer aldı.
Sayıştay, düzenlemenin ardından ortaya çıkan tablo için “oluşmuş borç yükünün azaltılması yönünde bir katkı sağlamadığı, yıl sonu itibarıyla borç yükünün artarak, devam ettiği” tespitini yaptı.
Hazine tarafından ödenen tutarın geri ödemesinin 2020 yılında başlayacağı, 60 ay boyunca üniversitenin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) alacaklarından kesintiyle tahsil edileceği de raporda yer aldı.
2014'TEN 2018'E KADAR BORÇ İKİYE KATLANDI
Raporda, üniversite hastanesinin 2014 yılında 241 milyon TL olan borcunun 2018’de katlanarak 461 milyon 908 bin TL’ye ulaştığına dikkat çekildi.
Sayıştay, “Ankara Üniversitesi 2016 ve 2017 denetim raporlarında da belirtildiği üzere hastanenin ödeme güçlüğünün yapısal problemlerden kaynaklandığı ve çözülemeyen bu problemlerin kümülatif olarak yıllar içerisinde mali yapıyı ve finansal bütünlüğünü bozduğu tespit edilmiştir." denildi.
Üniversitenin gelir-gider kalemlerinde son 5 yıllık değişim ve mali kırılganlık sebebiyle mali yapının sürdürülemez hale geldiği belirtilirken, "Üniversitenin borç/alacak dengesizliğindeki makasın da yeniden açılmakta olduğu.” tespitinde bulunuldu.
Sayıştay, “Kurumun SGK’den Global Bütçe kapsamındaki alacaklarında 2020 yılında kesintilerin artmasıyla beraber mali durumda finansal kırılganlığın daha da artacağı öngörülmektedir.” dedi.
İBİŞ'E FAZLADAN YARDIMCI
Sayıştay, İbiş yönetiminin mevzuata aykırı olarak fazla sayıda rektör yardımcısı istihdam ettiğini de tespit etti.
Raporda, “Yapılan incelemeler sonucunda, Ankara Üniversitesi’nde rektör tarafından üç öğretim üyesinin rektör yardımcısı kadrolarına asaleten atandığı ve daha sonra iki öğretim üyesinin de tedviren rektör yardımcısı olarak görevlendirildiği tespit edilmiştir." denildi.
Rapordu şu ifadeler yer aldı: Bu görevi tedviren yürüten rektör yardımcıları, diğer rektör yardımcıları gibi üniversite yönetiminde icraatta bulunmakta ve yetkili olarak imza atmaktadırlar. Kurumun internet sayfasında da rektör yardımcıları beş kişi olarak gösterilmektedir. Üniversitede kanuni sınırları aşarak yapılan bu görevlendirmeler, ileride kamu zararına da sebep olabilecek ve telafisi imkânsız yetki aşımını doğurmaktadır.”
Borç katlanırken Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş'in idari kadroları şişirdiği ortaya çıktı.
HEM DAİRE BAŞKANI HEM DE KOORDİNATÖRLER VAR!
Ayrıca idari teşkilat şemasında, rektöre bağlı olarak genel sekreter ve daire başkanlıklarının üzerinde, daire başkanlıkları tarafından yürütülmesi esas olan idari görevleri gerçekleştirmek üzere, koordinatörlük birimlerinin oluşturulduğu ve toplam 26 öğretim üyesinin görevlendirildiği de rapora yansıdı.
Bu tespite dair, “Kanuni bir statüsü olmayan koordinatörlerin yalnızca maddi ve gayri maddi kazanımları değil, yetki ve sorumluluk alanlarının muğlaklığı sebebiyle idari eylem ve işlemlerde doğan sorunlar.” ifadeleri kullanıldı.
TARİHİ ESERLERİN KAYDI YOK
Cumhuriyet'in haberine göre üniversitenin Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ndeki nadir eserler ve diğer kıymetli taşınırların da kayıt altına alınmadığı ortaya çıktı.
Bu kapsamda 15 bin yazma ve nadir eser ile ilgili yazışmaların son 3 yıldır devam ettiğini belirten Sayıştay, “Bu eserlerin yüzde 0.01’inin dahi sisteme girişinin sağlanmamış olması, eserlerin fiziki muhafazası, sayımı ve kaydıyla ilgili süreçlerin 3 yıldır gelişme göstermediğini bir başka açıdan ortaya koymaktadır.” tespitinde bulundu.
Çalışmaların hızlandırılmasını isteyen Sayıştay, “Tarihi açıdan son derece kıymetli olan mevcut eserlerde meydana gelmiş olması muhtemel kayıpların da idare tarafından tespiti gerekmektedir.” dedi.
Sayıştay ayrıca, üniversiteye ait arazi ve arsaların üzerine yapılan binaların tapu kayıtlarında cins tashihlerinin yapılmadığı konusunda da uyardı.