İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belediyelere kayyım atanmasını eleştiren İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na tepki gösterdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kayyımla görevden alınan belediye başkanlarının “terörizmden yargılanan, aynı zamanda terörist olmaktan ceza alan” kişiler olduklarını iddia etti.
Soylu, Avrupa Konseyi’nde yaptığı konuşmada kayyım uygulamasına karşı çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hitaben şunları söyledi: “Bugün terörizmden yargılanan, aynı zamanda terörist olmaktan ceza alanları bu ülkenin selameti ve o beldenin selameti için görevden aldığımızda Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek.
Bu iş o kadar bedava değil. Yazıklar olsun. Bu milletin sana okuttuğu okula yazıklar olsun. Bu milletin sana verdiği emeğe yazıklar olsun.
Yazıklar olsun bu milletin sana verdiğine, ödediğine, kursağından geçenlere tamamen yazıklar olsun. Bunları söyleyemeyeceksek, bunları ifade edemeyeceksek yaptığımız görevin ne anlamı var. Ne yapacağız ağzımızı açıp bekleyecek miyiz?"
İMAMOĞLU'NDAN CEVAP
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Soylu’nun kendisine “ahmak” diyerek tehdit etmesine cevap verdi.
İmamoğlu şöyle konuştu:
"ÖNCE LAFA BAKARIM LAF MI, SÖYLEYEN ADAM MI?"
“Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Seviyesine inmeyeceğim bir alan bu. Seçim sürecinde de seviyesine inmeyeceğimi defalarca dile getirmiştim. Bu seviye noktasından söyledikleri ve yaptıkları da zaten belli. O tarafına çok girmek istemiyorum. Ve bu seviye noktasında söyledikleri, yaptıkları da zaten belli. O tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle kurmak isterim.
"31 MART’TA SEÇİMİ İPTAL EDENLER AHMAKTIR"
31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın. Ama çok tabi benim inmeyeceğim seviyede. Yine ben onu devlet adamlığı yapmaya davet ediyorum ama yeter! Bıktım artık! Artık davet ede ede o da bir karşılık bulmadı.
Birincisi; ben, Strasburg’da Türkiye’yi nasıl anlattığımı çok iyi biliyorum. Tamamı YouTube’da var. Bir-iki kelimeyi bilgi edinip, bunu söylemek… Sadece işte böyle araştırmadan, lafını bilmeden, bugün söylediğini yarın unutan kişiler ancak bunu yapabilir. 6-7 sene önce birini övüp, ona karşı tehdit savuranlar ancak böyle hatalar yapabilir. Ben, o seviyeyi bilmiyorum. Ama ben, Strasburg’da memleketimi gayet iyi savundum.
"ALLAH’A HAVALE EDİYORUM"
Onların söyleyemeyeceği, yapamayacağı derinlikte ve şiddetle, mülteci konusunda, sığınmacı konusunda Avrupa’nın Türkiye’yi nasıl yalnız bıraktığını anlattım. Aynı zamanda, buraya gelip raportör olarak çalışan heyete, hükümetin izin vermesi konusunun önemli olduğunu söyledim ve hükümete teşekkür ettim.
Birçok içeriği var. Ben, orada geçerli şeyleri tek tek sıraladım. Bu konuda benim milliyetçiliğimi, benim milli duygularımı eleştirecek veya bunları seviyelendirecek… Makamını bir kenara koyuyorum; öyle bir Allah’ın kulu yok.
Benim kimseyi sorgulamayacağım gibi, o da sorgulayamaz. Zaten Allah’a havale ediyorum onu. Daha çok haddini bilen bir tavrı olmadığı için Allah’a havale ediyorum. Ama ben, orada memleketimle ilgili çok değerli, çok güzel tespitler yaparak, savunmamı da yaparak, Avrupa’yı sorumluluğa da davet ederek cümleler kurdum. Üzücü. Bir İçişleri Bakanı’na yakışmadı.”