İzmir'in Menemen ilçesi Koyundere Mahallesi'nde yapımı devam eden viyadük inşaatında meydana gelen ve dört işçinin hayatını kaybettiği iskele çökmesi kazasıyla olarak, İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından bir rapor hazırlandı. İHD İzmir Şubesi tarafından oluşturulan üç kişilik heyetin olay yerinde yaptığı incelemeler sonucunda hazırlanan raporda, inşaat alanındaki ihmaller ve eksikliklere dikkat çekildi.
Bir basın toplantısı düzenleyen İHD Yönetim Kurulu üyeleri Sevtap Erdemir ve Adalet Karadaş ile Denetim Kurulu Üyesi Kadri Uludağ, raporla ilgili bilgi verdi. Raporu okuyan Erdemir, 4 Ağustos 2015'te Çanakkale-İzmir karayolu Koyundere mevkisinde yapılan viyadük inşaatında, iskelesinin çökmesi sonucu İbrahim Yurt (43), Mehmet Reşit Işık (40), Hakan Bilmez (42) ve Sefer Aslan (22) adlı işçilerin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Erdemir, olaydan bir gün sonra heyet oluşturarak inceleme yapıldığını belirtti. Üç kişilik heyette İHD yönetim kurulu üyeleri Caner Canlı ve Mine Çetinkaya ile kendisinin yer aldığını dile getiren Erdemir, şunları kaydetti: "Olay yerinde bulunan işçi ve işçi yakınları ile yapılan görüşmelerden bazıları şöyle: İşçi yakını Bahri Yıldız, kendisinin de inşaatçı olduğunu, zaman zaman buraya uğradığını, işçi olan akrabaları ile görüştüğünü, hem bu görüşmeler sonucunda hem de kendi gözlemleri ile iskelelerin direklerinde ve bağlantı çeliklerinde eksiklikler olduğu basında yer aldığı gibi sadece cıvata sorunu olmadığını, bu durum işçiler tarafından yetkililere bildirildiği halde, 'İdare edin, düzeltiriz.' cevabını aldıklarını beyan etmiştir. Soyadını açıklamak istemeyen Nevzat adlı bir işçi, işçilerin günde 8 saat çalıştıklarını, yaptıkları işe göre değişken ücretler aldıklarını ve sigortalarının bulunduğunu beyan etti ancak bölüm bölüm taşeron firmalara verildiğini, kendilerinin yol yapımında çalıştıklarını fakat demir ve beton işi yapan arkadaşlarıyla görüştüklerinde, ne zaman beton dökseler iskelenin sallandığını söylediklerini anlattı. Ayrıca kendilerine iş güvenliği ile ilgili malzeme verilmediğini, çıplak ayakla çalıştıklarını, iskeleye çıkanlara güvenlik kemeri verilmediğini belirtti. Burada şantiye şefi ya da başka bir yetkili ile görüşme talebimiz, yetkili kimse olmadığı için geri çevrildi. İşçilerle görüşmemiz sona erdiği sırada, muhasebeci olduğunu söyleyen bir şirket görevlisi yanımıza gelerek, yaptığımız incelemeleri engellemeye çalıştı"
'VALİ'NİN AÇIKLAMALARI KAYGIMIZI ARTTIRDI'
Kazadan sonra İzmir Valisi Mustafa Toprak'ın açıklamalarının, yetkili makamların bakışını gösterdiğini ve kaygılarını arttırdığını söyleyen Sevtap Erdemir, "Konuyla ilgili İzmir Valisi'nin açıklaması da heyetimiz açısından, olaya yetkili makamların bakışını göstermekte ve kaygılarımızı arttırmaktadır. İzmir Valisi Mustafa Toprak, olayla ilgili, 'İstenmeyen bir kaza.' derken, ülkenin asıl sorununun terör olduğunu söyledi. Bu durum, yetkililerin diğer iş kazalarında olduğu gibi sıradan bir iş kazası olarak gösterme ve tepkileri başka yöne çekme düşüncesi olarak algılanmaktadır." dedi.
'KÜÇÜK KONTEYNERLERDE ONAR KİŞİ KALIYORLAR'
İHD heyetinin olay yerinde yaptığı gözlemleri de açıklayan Erdemir, şunları söyledi: "Güvenlik şeridinin içine girilerek, işçilerin kaldığı şantiyede yaşam alanları incelendi. İşçilerin kaldıkları konteynerlere ulaştığımız zaman ise orada çalışan, kazayı gören ama isimlerini vermek istemeyen işçiler, yaklaşık 100 kişinin viyadük inşaatında çalıştığını, küçük konteynerlerde onar kişi kaldıklarını, gece ve gündüz sıcaklık nedeniyle içeriye giremediklerini ve dışarıda toprakta yattıklarını, bir duş ve iki tuvaletin bulunduğunu anlattılar. İşçilerin kaldığı yaşam alanlarının, sağlıksız ve insan yaşamını sürdüremeyeceği kadar havasız ve hijyensiz bir ortam olduğu, çektiğimiz fotoğraflarla tespitlidir. Ayrıca tonlarca ağırlıkta olan iskele ayaklarından bazılarının altında boşluklar olduğu, yere temas etmediği, bazılarının da tahta takozlarla desteklenmeye çalışıldığı görüldüğü ve fotoğraflarla belgelendi. 400 ton beton ve demir tutan iskelenin krikoları ayarlı değildi. Yıkılabileceği uyarısına rağmen beton dökme işlemine geçilmiştir. Krikoların normalde 30 santim olması gerekirken 10 santim yapıldığı, iskelede dengesizlik olduğu, işçilerin başlarından çıkarmamaları gereken baretlerin kalitesiz olduğu ve sürekli düştüğü gerekçesiyle takmayıp şantiye binasında bırakıldığı, çalışanların inşaat alanında giymeleri gereken özel yapım ayakkabıları şirket almadığı için giymediği, terlikle çalıştıkları. Viyadüğün direk bağlantılarının her birinde dörder civata olması gerekirken çoğunda bir veya iki civata olduğu görülmüştür. Bazılarında ise hiç olmadığı, iskelenin beton taşıma kapasitesi 110 metreküp olmasına rağmen 150 metreküp beton döküldüğü görüldü. Çalışması gerekenden az işçi çalıştırılıyordu. Onlardan da işlerin çabuk bitirilmesi istendi. Güvenliğin ikinci planda kaldığı, iskelelerde meydana gelen kaymalara gerekli gerekli müdahaleyi yapmak yerine tahtalarla desteklemekle yetindikleri, 1 Temmuz'da yürürlüğe giren, Dış Cephe İş İskelelerine Dair Tebliğ'in uzmanların uyarılarına rağmen süren işlerde uygulanmadığı görüldü."
AYDINLATILMASI GEREKEN NOKTALAR
İHD Yönetim Kurulu Üyesi Erdemir, hazırladıkları raporda yer alan, aydınlatılması gereken noktalarla ilgili de şunları söyledi: "Viyadük ve iskele kurulma işlemleri, iş güvenliğine uygun mudur? İskelelerdeki malzeme eksiklerinin nedeni nedir? İşçilerin kaldığı yerler, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısında uygun mudur? İş güvenliği açısından işçilere gerekli malzemeler neden verilmemiştir? (Örneğin emniyet kemeri). Bu işyerine, iş sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili bir müfettiş en son ne zaman gitmiştir?"
'2015'İN İLK YEDİ AYINDA 971 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ'
2015 yılının ilk yedi aylık diliminde 971 işçinin, iş kazaları sonucu hayatını kaybettiğini belirten Erdemir, "Bugün Türkiye'de, 1 milyon 650 bin kurulu işletme var. Bunun 475 bini tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfına girmektedir ve bu işyerlerini denetleyecek müfettiş sayısı 300 kişi bile değildir. Yani bir müfettişin, bir işyerine gittiği zaman ikinci kez o işyerine gitmek için aradan yedi yıl geçmesi gerekmektedir. Yani burada insana verilen değer bir kez daha görülmektedir. Gerekli ve zorunlu önlemler alınmaması sonucu dört işçi vatandaşımız, göz göre göre ölüme itilmişlerdir. Bu bir iş cinayetidir. Ülkemizde her gün yeni yeni iş cinayetleri işlenmekte ve devlet yetkilileri konuya duyarlı davranmamakta, failleri yargılamamakta, caydırıcı cezalar verilmemektedir. Derneğimiz, faillerin en kısa sürede yargı önüne çıkarılmasını talep etmektedir." diye konuştu. CİHAN