İki kez iade edilen Dink Davası'nda yeni gelişme

İki kez iade edilen Dink Davası'nda yeni gelişme
Hrant Dink soruşturmasında yeni bir gelişme yaşandı. HSYK, Emniyet İstihbarat'ın başındaki Engin Dinç'in adını iddianameye yazan Savcı Gökalp Kökçü hakkında soruşturma başlattı. Ailenin avukatı ise tepkili: “Bazı isimlerin iddianame dışında bırakılması halinde iddianame bir grubu kapsar hale gelir ve meşruluğu sarsılır.”
Eski Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti soruşturması ile ilgili Ankara'da önemli bir gelişme yaşandı. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Dink cinayeti soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü hakkında soruşturma başlattı. Cinayette adı geçen kamu görevlileri hakkında örgütten ceza istemeyen dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü şimdiki Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in de sorumlu olduğu yönünde iddianame hazırlayan Savcı Kökçü hakkında ‘basına bilgi verdiği' gerekçesiyle müfettiş atanmasına karar verildi. Kökçü hakkında ayrıca, kimi gözaltıları başsavcılık onayı olmadan yaptığı iddiasıyla da inceleme yapılacak.

HSYK müfettişlerinin incelemelerinin ardından Dink soruşturmasına ilişkin dosyanın Savcı Kökçü'den alınacağı iddia ediliyor. Başsavcılık, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve Engin Dinç'in cezalandırılmasının istendiği gerekçesiyle iddianameyi reddetmişti.

İDDİANAME İKİ KEZ İADE EDİLDİ

Hrant Dink soruşturmasına bakan Savcı Gökalp Kökçü'nün, 19 Ekim 2015'te tamamladığı iddianame ilk olarak aynı gün içinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘eksik' olduğu gerekçesiyle iade edilmişti. Savcının revize ederek iki gün içinde tekrar gönderdiği iddianame iki hafta sonra ikinci kez iade edildi. Bu durum iddianame savcısı ile başsavcılık arasında krize sebep olurken, iadeye sebep olarak da Engin Dinç'in adının şüpheli listesinde bulunması gösterilmişti. Savcı Kökçü, hazırladığı iddianamede Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dair Başkanı Engin Dinç'e 25, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'a ise 6 yıla kadar hapis talep etmişti.

Başsavcılığın iddianameye ilişkin yaptığı açıklamada, iade gerekçeleri arasında Savcı Kökçü'nün başsavcılık makamıyla istişare etmeden bir kısım şüphelilerle ilgili yakalama ve gözaltı kararı alması gösterildi. Soruşturmanın tarafsız ve gizliliğe riayet edilir şekilde yürütülmediği iddia edildi. Savcı Kökçü, soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği ve bazı gözaltıları başsavcılığa haber vermeden yaptığı gerekçesiyle HSYK'ya şikâyet edildi. Soruşturmada, başsavcılığa haber verilmeden alınan gözaltı kararlarının, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve Engin Dinç hakkındaki kararlar olduğu ifade edildi. HSYK 3. Dairesi'nin iddialar üzerine müfettiş görevlendirmesinin söz konusu olabileceği ifade edildi.

SAVCI GÖREVDEN ALINABİLİR

Atanacak müfettişin Kökçü hakkındaki iddialarla ilgili rapor hazırlayarak Daire'ye sunmasının ardından inceleme konusunda nihai kararın verilmesi gündeme gelecek. Bununla birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kökçü'nün soruşturmadan alınmasının gündemde olduğu belirtildi. Dosyanın yeniden el değiştirmesi, cinayette ihmali olan bazı kamu görevlileriyle ilgili soru işaretlerini daha da artıracak.

İddianame bir grubu kapsar hale gelirse meşruluğu sarsılır

Hrant Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, bazı isimlerin soruşturmadan çıkartılmak istenmesine tepki gösterdi. NTV'de konuşan Bakırcıoğlu şunları kaydetti: “Ramazan Akyürek, cinayetin örgütlendiği dönemde il emniyet müdürü, cinayetin işlendiği dönemde de istihbarat daire başkanı olan kişidir. Ali Fuat Yılmazer, Emniyet Genel Müdürlüğü C Şube müdürüdür. Engin Dinç, cinayetin örgütlendiği dönemde Trabzon Emniyet İstihbarat Şube müdürüdür. Reşat Altay, Trabzon İl Emniyet müdürüdür. Ahmet İlhan Güler İstanbul İstihbarat Şube müdürüdür. Bu isimlerin iddianame dışında bırakılması halinde iddianame yalnızca bir grubu kapsar hale gelecek ve meşruluğu sarsılacak. Bütünlüğü olan bir iddianameye ihtiyaç vardır. Ancak bu türden bir iddianame olursa biz olayın somutuna uygun bir dava açıldığını kabul edeceğiz ve biz de müdahil olarak bu davanın takipçisi olacağız.”

Zaman
10 Kasım 2015 05:28
DİĞER HABERLER