İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, Danıştay’ın Ayasofya kararını değerlendirdi.
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul fethettiği 1453'te kiliseden camiye çevrilen, Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk döneminde (1934) müzeye dönüştürülen Ayasofya, 24 Temmuz'dan itibaren yeniden cami olarak hizmet verecek.
Danıştay'ın 1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesi ile harekete geçen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yurt dışında gelen itirazları "çatlak sesler" diye niteledi.
İMAMOĞLU: AYASOFYA BENİM AKLIMDA HEP CAMİ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da Danıştay'ın Ayasofya kararını değerlendirdi. Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e mülakat veren İmamoğlu, “Ayasofya, benim aklımda ve vicdanımda 1453’ten beri cami.” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun Ayasofya kararı ve yeni genel sekreter tayinine dair sorulara verdiği cevaplar:
Danıştay Ayasofya’da Atatürk’ün imzaladığı kanunu iptal etti. Siz bu tartışmanın neresinde duruyorsunuz?
Ayasofya, benim aklımda ve vicdanımda 1453’ten beri cami. Aynı zamanda İstanbul medeniyetinin dünyaya mal olmuş bir değeri. Benim tüm konuşmalarımdaki ifadem Ayasofya Camii’dir.
Danıştay’ın Ayasofya Camii kararının ardından gördük ki aslında bu konuyla çok ilgiliymiş gibi davrananlar Ayasofya Camii’nin statüsünden bile habersiz.
İMAMOĞLU: KARAR İYİ Mİ, KÖTÜ MÜ DİYE SORGULAMAK YERİNE...
Kendisine "muhafazakâr" diyen TV kanalları “ilk ezan okundu”, “ilk namaz 24 Temmuz’da kılınacak” diyor. Oysa 30 yıldır Ayasofya’da 5 vakit ezan okunuyor. İçindeki Abdülmecit Mescidi’nde namaz da kılınıyor. 1991’den beri kapısında tabela var.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ayasofya'nın cami olarak hizmet vermesinden memnuniyet duyacağını söyledi.
Bu konuda hassasiyetiniz varsa ve “ilk ezan okundu”, “ilk namaz 24 Temmuz’da” diyorsanız çok vahim. Ben çok şaşırdım. Öte yandan üzerine çokça kafa yormamız gereken bir unsur daha var.
Nedir?
Ayasofya kararı iyi mi, kötü mü? diye sorgulamak yerine, sorgulanması gereken şey şu: Sadece bir yıl önce “Bu kararın getirisi götürüsü nedir? Burada bunu açıklamam doğru olmaz. Bunun bir götürüsü var. Bizim için faturası çok daha ağırdır, unutmayalım.
Şu anda dünyanın çok çeşitli ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Acaba bunu söyleyenler (Ayasofya’nın Cami olarak ibadete açılması) bu camilerin başına ne gelir bunu düşünüyor mu? Bunu söyleyenler dünyayı tanımıyorlar, muhataplarını bilmiyorlar. Onun için, ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim” denilirken bir yılda ne değişti?
CAMİLERİN BAŞINA NE GELİR DİYE DÜŞÜNÜYORLAR MI?
Şimdi ben sormak isterim: Dünyanın çeşitli yerlerindeki camilerimiz bu kararla riskli bir duruma düşmüş müdür? On binlerce Müslümanın, gurbetçi kardeşlerimin huzur içinde ibadetlerini yaptığı bu camilerin başına bir şey gelir mi?
O ülkelerin yöneticileri böyle adım atarsa ve “Camilerle ilgili kararımıza yönelik ithamları, doğrudan egemenlik haklarımıza saldırı sayarız” derse ne olacak? Sadece bir yıl arayla doğan bu zıtlığın nedenlerini muhakeme etmeyeceğiz, fakat Danıştay’ın sonuç kararına siyah ya da beyaz diyeceğiz.
Bu olmaz, bu, aklıselim milletimizce mutlaka muhakeme edilecektir. Ben insanların bunu tartmasını çok isterim ve tartacaklardır da.
Eğer Ayasofya’daki bu değişiklik benim ülkeme, milletime hem maddi hem manevi zenginlik katacaksa, milyonlarca işsizin derdine derman, üniversite mezunu milyonlarca gencime iş imkânı yaratacaksa ve dünyada ülkeme saygınlık ve muhabbet kazandıracaksa ben bu kararın sonuna kadar arkasındayım.
Can Akın Çağlar, Family Finans Katılım Bankası'ndan sonra Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü görevine getirilmişti.
AKP'NİN BÜROKRATI CAN AKIN ÇAĞLAR, GENEL SEKRETER OLARAK TAYİN EDİLDİ
Geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çok tartışmalı bir tayin gerçekleşti. Genel Sekreterliğe 2012’de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun yolsuzlukla suçladığı Ziraat Bankası’nın ve Family Finans’ın eski yöneticisi Can Akın Çağlar getirildi.
Bu atamayı, başkan İmamoğlu’nun “muhafazakârlara şirin gözükmek için attığı bir adım” olarak değerlendirenler de oldu arkasındaki ismin Abdullah Gül olduğunu söyleyenler de...
Can Akın Çağlar’ı genel sekreter olarak tayin etmenizle ciddi bir tartışma başladı. CHP lideri Kılıçdaroğlu size destek verirken bir yandan da partinizde epey tartışıldığı gözleniyor. Çok tepki aldınız mı?
Partinin içinden çok yüksek sayıda değil, fakat kulağıma gelen ve bir-iki yönetici arkadaşımın uyarıları şeklinde aramalar oldu. Bunlar aslında Can Akın Bey ile görüşmelerimizin başından bu yana tespit ettiğimiz konulardı.
Yani gelecek tepkileri tahmin ediyordunuz...
Tabii. Konuları, dedikoduları, Aykut Erdoğdu Bey’in açıkladığı gazete kupürünü biliyoruz.
Dolayısıyla Can Akın Bey ile ilgili bu süreçteki soru işaretlerini zihnimizde gidermeseydik, bizim için de değerler üzerinden soru işareti olacak birtakım hususlar elde etseydik, görüşmemiz bu seviyeye gelmezdi zaten.
"BENZER İDDİALARI CAN BEY'DEN DİNLEMİŞTİM"
Bütün soru işaretlerini giderdiğimiz bir arkadaşımız. Zira zaten Aykut Bey’in de gayet güzel bir açıklaması oldu. Ben benzer şeyleri zaten Can Bey’den dinlemiştim. Tüm bunlara rağmen, partili dostlarımın eleştirilerini saygıyla karşılıyorum.
Partimizde böyle bir refleks de var. Yani kim olursa olsun, bir partiliyi de atasanız bazen bundan daha yüksek şiddette eleştiriler duyarsınız. Bu eleştirel bakışı yadırgamamayı hem öğrendim, hem doğru buluyorum. O eleştiri sizi aynı zamanda daha derinlemesine sorgulamaya itiyor.
Şu anda inandığımız, güvendiğimiz, bize ve sürece kendisini adadığını hissettiğimiz bir yol arkadaşıyla yolumuzu birleştirdik.
Tartışma götürmeyecek bir ismi atamanız mümkün değil miydi?
Bence öyle biri yok, herkes tartışılıyor. Kaldı ki böyle bir süreci bir kişiyle konuşmadık. Birçok arkadaşımızla konuştuk. Bazen koşullar oluşmadı, bazen bizim davet ettiğimiz insanlar şu anda uygun olmadığını dile getirdi.
ABDULLAH GÜL'ÜN PROJESİ Mİ?
Yollarımızın kesişmediği insanlar oldu. Bunların içinde partili diye bildiklerimiz de var, farklı insanlar da var. Günün sonunda doğru bildiğim bir husustan, sırf partili dostlarım eleştirecek diye vazgeçecek bir insan değilim. Hayatımda hiç öyle davranmadım.
Can Akın Çağlar vak'asına farklı siyasi anlamlar da yüklendi. Bir Abdullah Gül (11'inci Cumhurbaşkanı) projesi olduğu iddia edildi. Çağlar’ın atanmasında Gül’ün rolü var mı?
Biz Can Bey ile hiçbir siyasi kimliğin yönlendirmesiyle buluşmadık. Tamamen profesyonelce buluştuk.
Nasıl bir yol izlediniz?
Doğru bir yönetici adayını oluşturma konusunda önce “Kim?” değil, “Nasıl biri olmalı?” sorusunu soruyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nin önümüzdeki süreçte en yoğun ihtiyaç duyduğu kabiliyet ne olmalı? Birinci sıra elbette finans ve ekonomi.
Büyük bir organizasyonu yönetmiş bir kimlik olmalı dedik. Çok yetenekli insanlar olabilir, ama gerçekten büyükşehir büyük bir organizasyon.
Bu işin profesyonel metotları var, danışman kuruluşlardan gelen teklifler arasında çok önemsediğimiz bir kimlik olarak önümüze geldi. Arkadaşlarım görüşmeleri sürdürdüler, ben belli bir süre sonra katıldım.
Bu kararı almadan genel merkezle paylaştınız mı?
Bir miktar öncesinde sormam gereken bazı insanlara sordum veya sordurttum. Aykut Bey ile olduğu gibi... Tabii ki karar verdikten sonra da bazı yöneticilere bunu bildirdim.