İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 17 bakanın İstanbul’da rakibi Murat Kurum’un seçim kampanyasına destek vermesine tepki göstererek “Hepiniz toplandınız, geldiniz. Hepiniz gelin önemli değil. Ama adayınıza yazık, adayınıza. Bu kadar küçük düşürmeyin” dedi.
Sözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin Silivri Belediye Başkan Adayı Bora Balcıoğlu ile birlikte Silivri sahilinde halk buluşmasına katıldı.
“SEÇİMİ AYAK OYUNLARIYLA KAZANMAYA ÇALIŞIYORLAR”İmamoğlu özetle şunları söyledi:
“Bir hafta sonra sandığa gidiyoruz. Sandıktan çıkacak sonuç hepimizin başının üstüne. Biz milletçe seçim sonuçlarını saygıyla karşılamayı biliriz. Ama bu ülkede sonuçları beğenmediği zaman seçimleri yok sayan bir anlayış var. Hatırlıyoruz değil mi? 2019’da aynı zarftan 4 pusula çıkarıp sadece birini geçersiz sayan o anlayışı hatırlıyoruz değil mi? Seçimi iptal ettirdi. Bununla yetinmedi. Bizim çalmakla suçladı. Sandık görevlilerini terörist ilan etti. Ama ne yaparlarsa yapsınlar kendilerine döndü. Mahkemeden döndü. Milletten döndü milletten. Millet onlara yalanlarının, iftiralarının bedellerini ödetti. Hep söyledik. O iftiraları, yalanları söylemeyin. Kazanmak için her yol mübahtır demeyin. Onlar ne yaptılar? Yalanları söylediler, iftiraları attılar. Seçim bitti. 806 bin oy fark yediler. Millet gereken cevabı verdi. Hiçbir şey yokmuş gibi seçimden sonra ‘siyaseten söyledik’ dediler. Birine siyasete yalan söylenir mi? Birine siyaseten iftira atılır mı? Biz çocuklarımıza ilk yalan konuşmamayı öğretiriz. Koca koca adamlar yalan söylemeye, iftira atmayı…. İşte bu zihniyet değişmedi. 2019’da neyseler bugün de aynısını yapıyorlar. Dürüst ve adil değildiler, bugün de değiller. O zaman da demokrat değildiler, bugün de değillerdi. O zaman da kumpas yaptılar. Öyle değil mi? Bugün de yapıyorlar. Kurgular, kışkırtmalar… Seçimi bütün bu ayak oyunlarıyla kazanmaya çalışıyorlar. Ama 31 Mart yalanla, iftirayla, milleti bölmeye, ayrıştırmaya dayalı siyaseti tarihe gömme günü. Onların hepsini tarihe gömeceğiz.”
“PARTİZANLARI DEĞİL BELEDİYECİLİK YAPANLARI SEÇECEKSİNİZ” “Onlar, ayrımcılık yapıyorlar. Ama siz ayrımcılık yapanı değil, birleştireni seçeceksiniz. Onlar particilik, partizanlık yapıyorlar. Ama siz partizanları değil belediyecilik yapanı seçeceksiniz. Çünkü siz farkı gördünüz. İcraat nasıl yapılır gördünüz. Onlar gibi yapmadık. Silivri başka partili deyip görmezden gelmedik. Bazı konularda bizi yok saysalar da, arkamızdan kötü konuşsalar da, ekranda siyaset yapsalar da biz Silivri halkına hizmet etmekte en önde koştuk. 39 ilçede de aynısını yaptık. Şimdi icraatçı, halkçı, cumhuriyetçi, vatandaşını seven, insanını seven, siyasi talimat geldiğinde pıt deyip susan değil, vatandaşının hakkını arayan hukukunu koruyan bir belediye başkanı İstanbul'da.
Biz kim hangi partiden, hangi görüşten, hangi inançtan dönüp bakmadık, bakmayız. Böyle bir şeyi aklımızın ucuna getirmeyiz. Canla başla çalışırız. O sayede biz Silivri'yi 5 yılda yıllardır görmediği hizmetleri size sunduk.”
İSTANBUL’DAKİ BAKANLARA TEPKİ: ADAYINIZI BU KADAR KÜÇÜK DÜŞÜRMEYİN“Eskiden güzel bir şarkı vardı; ‘Ankara'dan abim geldi’ diye. Şimdi ne duyuyoruz? Bunlar şimdi toplanmışlar Ankara'dan İstanbul'a gelmişler. Bütün bakanlar burada. Sanki Türkiye'nin dış ilişkilerle ilgili hiçbir sorunu yok. Dışişleri Bakanı burada. İçişleri Bakanı burada. Yetmez, Sağlık Bakanı burada. Daha da yetmez. Adalet Bakanı burada. Yahu hepiniz toplandınız, geldiniz. Hepiniz gelin önemli değil. Ama adayınıza yazık, adayınıza. Bu kadar küçük düşürmeyin. Ankara'da toplanmış gelmişler. E iyi yapmışlar, hoş gelmişler. Ne biliyor musunuz? Bunların derdi milletin seçim kazanması değil. Bunların derdi bir avuç insanın seçim kazanması. Korkuyorlar. En çok de neyden korkuyorlar biliyor musunuz? Bir kişiye hesap verememekten. Bizim bir tek Allah korkumuz var. Bir de milletimize mahcup olma korkumuz var. Onun dışında Allah kulundan korkmayız biz. Biz 100 yıl önce bu topraklara cumhuriyeti emanet eden,’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün ışığından giden cumhuriyetin, milletin evlatlarıyız. O yoldan hiç vazgeçmeyeceğiz.”
“LİSTEYİ VERSENİZ OKUYAMAZ”“Bunların belediyecilik notu sıfır. Ama biz Allah'ın izniyle sizlere güzel hizmetler verdik. Vermeye devam edeceğiz. Selimpaşa'dan Ortaköy'e, Kadıköy'den Çanta'ya, Seymen'den Silivri'nin merkezine… Ben bu köylerin hepsini sayarım ha. O bir tane sayamaz onu söyleyeyim. Listeyi verseniz okuyamaz. Vallahi bak; Ortaköy deseniz zanneder ki bu Beşiktaş'taki Ortaköy, üstünü çizer. Kadıköy deseniz öbür Kadıköy zanneder, üstünü çizer. Arkadaşlar yanlış yazmışlar der. Neyse daha fazla bahsetmeyelim. Şimdi onun da canını sıkmayalım. İnşallah 31 Mart'ı çıkarsın. Bir hayat dersi alsın. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı ona ne dedi? ‘O metrolara sahip çık’ dedi. Yahu sanki kendi babasının malına sahip çıkacak. Onu yapan bakanlık kimin? Milletin, benim, senin. Bizim yaptığımız metrolar kimin? Senin, benim, milletin. Ben da dedim ki, yeni görevi belli oldu. İstanbul merkezden Gayrettepe'den Halkalı'dan İstanbul Havalimanı'na gidecek metroların herhalde güvenlik şefi yapacak onu dedim. Bu kadar anlayışları bozulmuş bir düzenin artık kendi görevlerini hatırlama zamanı. Onun için 31 bunlara hak ettikleri notu verecek misiniz? Tabii ki sıfır değil mi?”
“ONLAR KANAL DİYOR, BİZ İSTANBUL”“Onlar rantçı, ‘illa da kanal yapacağız’ diyorlar. Onlar kanal diyor, biz İstanbul diyoruz. Yatıyorlar, kalkıyorlar kanal. Gündemlerinde yokmuş gibi davranıyorlar ama inanmayın. Çünkü onlar Kanal İstanbul'u yapmaya mecburdurlar. Ne büyükşehir adayları ‘kanala karşıyım’ diyebilir, ne de Silivri'deki, ne başka bir yerdeki. Diyemezler, korkarlar fırça yerler diye. Onun için ihalelere devam ediyorlar. Verilmiş sözleri var, taahhütleri var. Hem de çoğu yurt dışından. Buradan da değil. Ondan İstanbul'un kaynaklarını yerli, yabancı bir avuç insana aktarmaya çalışıyorlar. Vatandaşa kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri alıyorlar. Size söz, şad olsun; görevimin son anına kadar milletimin en zor anında yanında olacağım. Milletin parasını, millete vereceğiz. Ben halka ait alanları halka açacağım. Ben İstanbul'un muhafızı olmayı, bu şehrin doğal ve tarihi zenginliklerine gözüm gibi bakmayı bilirim. Siz beni bu şehri; israftan, ranttan, ihanetten koruyayım diye iş başına getirdiniz. Öyle değil mi? Ben sizin yüzünüzü kara çıkarmayacağım. Yeter ki siz, bizim arkamızda durun. Bizi engellemeye çalıştılar. Başaramayacaklar. Yeter ki siz onlara izin vermeyin. Yeter ki siz 31 Mart'ta israfçıları tarihe gömün. Yeter ki siz rantçıları tarihe gömün. Bir daha israf, rant diyen insanlar İstanbul'da göreve gelemeyecekler. İstanbul'da bir daha ihaneti gözünden okuduğunuz hiç kimseyi bu şehirde yönetime getirmeyeceksiniz. Bu şehir artık bağışıklık kazandı. Bu virüslere karşı bağışıklık kazandı. Beş yıl boyunca bunu öğrendi. Dolayısıyla bir avuç insana çalışana asla oy vermeyin."