Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle küresel ekonominin bu yıl resesyona girdiğini ve 2021'de ekonomik toparlanmanın beklendiğini bildirdi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) ile gerçekleştirdiği video-konferans toplantısının ardından çevrimiçi basın toplantısı düzenledi.
Bu yıl ve 2021'e ilişkin küresel büyüme beklentisini yeniden değerlendirdiklerini belirten Georgieva, "2009'da olduğu gibi belki de ondan daha kötü bir resesyona girdiğimiz belirginleşti. 2021'de bir toparlanma bekliyoruz. Aslında, virüsün her yerde kontrol altına alınmasında ve likidite sorunlarının ödeme gücü sorunu olmasını önlemede başarılı olursak, büyük ölçüde bir toparlanma olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
'80'den fazla ülke acil durum finansmanı talep etti'
Georgieva, ekonomik faaliyetlerde, Covid-19 kaynaklı ani durmaya ilişkin en önemli endişenin iflas ve işten çıkarma dalgaları olduğunu ve bu riskin hem toparlanmayı zayıflatacağını hem de toplumlara zarar vereceğini söyledi.
Birçok ülkenin bu sağlık krizi ve ekonomik etkilerine karşı önlemler aldığını anımsatan Georgieva, "G20, yaklaşık 5 trilyon dolarlık mali önlemler aldığını dün bildirdi, bu küresel ekonominin yüzde 6'dan fazlasına denk geliyor" diye konuştu.
Georgieva, IMF'nin acil durum finansmanlarına olan talepte olağanüstü bir artış gördüklerine dikkati çekerek, 80'den fazla ülkenin istekte bulunduğunu bildirdi.
'Gelişmekte olan piyasaların çoğu önlemler nedeniyle küçülecek'
Gelişmekte olan ülkelerde çok çeşitli sorunların görüldüğünü vurgulayan Georgieva, şunları kaydetti:
"Gelişmekte olan piyasaların çoğu, salgının kontrol alınmasına yönelik önlemler nedeniyle küçülecek. Turizm, emtialar ve imalat ürünleri gibi önemli döviz akışı sağlayan ihracatlarına olan küresel talebin düşmesiyle şok yaşayacaklar. Gelişmekte olan piyasaların finansman ihtiyaçlarının 2.5 trilyon dolar olduğunu tahmin ediyoruz. Bu ülkelerin kendi rezervlerinin ve kaynaklarının yeterli olmayacağını biliyoruz."