İnsan Hakları Derneği: Hukuki güvenlikten söz etmek mümkün değil

İnsan Hakları Derneği (İHD) yönetimi, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmalarını kınadı ve protesto etti.

İHD yönetimi, yaptığı yazılı açıklamada, "Gazetecilerin ifade özgürlüğü hakları ihlal edilmiştir. Türkiye'de savcı ve yargıçlar bakımından da yurttaşlar bakımından da hukuki güvenlikten söz etmek mümkün değildir." görüşüne yer verdi. İfade özgürlüğü alanında Türkiye'de mevzuattan, uygulamadan ve yargı örgütlenmesinden kaynaklanan yapısal sorunlar olduğuna işaret edilerek, açıklamada şunlar belirtildi: "Mevzuattan kaynaklanan sorunlar konusunda kısaca Anayasa dahil en az 18 yasada yüzlerce maddede ifade özgürlüğüne aykırı düzenlemenin bulunduğunu belirtebiliriz. Bu yasaların dışında spesifik olarak en az 32 yasada 'sır', 'devlet sırrı' gibi kavramlarla ifade edilen ifade özgürlüğü sınırlamaları bulunmaktadır. Ayrıca en az 60 ayrı yasada 'gizlilik', 'yasak', 'açıklanamaz' gibi kavramlarla ifade edilen maddelerde ifade özgürlüğünü sınırlandıran düzenlemeler bulunmaktadır. Uygulamadan kaynaklı olarak belirtmek isteriz ki soruşturma ve kovuşturma makamları, Anayasa'nın 90. maddesine (İnsan haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmelerin üstünlüğünü vurgulayan düzenleme) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 46. maddesine (Kesinleşmiş AİHM kararlarının bağlayıcı olması ve buna uyulacağına dair düzenleme) uygun davranmamaktadır. Türkiye'de hukukun üstünlüğü ilkesi yaşama geçirilmemektedir. Hukukun üstünlüğü ilkesi AİHM'in Silver ve diğerleri/İngiltere kararında da belirtildiği gibi, kamu makamlarının bireyin hak ve özgürlüğüne müdahalesinin etkili hukuksal denetimi anlamına gelmektedir."

"ÖZGÜRLÜKLER DOĞRUDAN YARGI TARAFINDAN TEHDİT ALTINDA TUTULUYOR"

Açıklamada, hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşam bulmasının temel şartlarından birisinin de yargının bağımsız ve tarafsız oluşu ile hakimlik teminatı olduğuna işaret edilerek, "Yargı örgütlenmesi, bu bakımdan son derece sorunlu durumdadır. Türkiye'de savcı ve yargıçlar bakımından da yurttaşlar bakımından da hukuki güvenlikten söz etmek mümkün değildir. Son olarak, DGM ve CMK 250 ile görevli ve yetkili mahkemeler zamanında sorgu hakimlerine verilen ve bunların kararlarına 3 kişilik heyet nezdinde itiraz edilebilen bir tutuklama prosedüründen sonra tek yetkili önce TMK 10. Madde ile görevli hakimler sonra ise 'sulh ceza hakimlikleri' uygulamasına geçilmiştir. Bu son durumun özgürlükleri doğrudan yargı tarafından tehdit altında tutmanın farklı bir modeli olduğunu vurgulamak isteriz." denildi.

"HEPİMİZ, İNSAN OLARAK HAKİKATİ BİLME HAKKINA SAHİBİZ"

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 19, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 19. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddelerinin ifade özgürlüğü hakkını düzenlediğine dikkat çekilen İHD açıklamasında, "Bu hak habere ulaşmayı da haberi yaymayı da bir insan hakkı olarak içerir. İfade özgürlüğü tutuklanamaz, hapsedilemez. Herkesin, hepimizin hakkıdır, habere, bilgiye ulaşmak. Hepimiz, insan olarak hakikati bilme hakkına sahibiz. Can Dündar'a ve Erdem Gül'e özgürlük! Düşünceleri nedeniyle tutuklanan herkese özgürlük!" vurgusu yapıldı. CİHAN
27 Kasım 2015 11:08
DİĞER HABERLER