“Demokratik hukuk devleti, farklı fikirlerin ve eleştirel düşüncelerin özgürce ifade edilmesini güvenceye alan bir sistem ve işleyişi gerektirir” diyen Güleçyüz şöyle devam etti; “Bir hukuk devletinde terörle hiçbir ilgisi olmayan insanların, sırf muhalif bir duruş ortaya koydukları ve bunu belki yer yer “sert” ifadelerle dile getirdikleri için “teröristlik”le suçlanmaları kabul edilemez. Bu suçlamanın yerleşik Yargıtay içtihadlarında detaylarıyla ortaya konulan kriter ve dayanaklarına maalesef itibar edilmeyen bir dönemden geçiyoruz. Özellikle 20 Temmuz OHAL sürecinde bu suçlama çok “kolay” ve yaygın hale getirildi. Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul’la arkadaşları da böyle itham edilenler arasında. İsnad edilen suçlamayı haklı gösterecek ve ispat edecek elle tutulur ve inandırıcı bir delil ortaya konulamadığı halde Kuytul’un 10 aydır tecrit hapsiyle cezaevinde tutulması, yapılan hukuksuz uygulamalar zincirinin son halkası. Bu durumun daha fazla sürdürülmeyip, Kuytul’un aylar sonra yapılacak ilk duruşmasında sona erdirilmesini diliyoruz.”