İstanbul Tabip Odası: Güneydoğu'da ciddi hak ihlalleri yaşanıyor

İstanbul Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul şubesi, Güneydoğu'da süren çatışma ve bunlara bağlı ilan edilen sokağa çıkma yasakları nedeniyle günlük hayatta ciddi sorunlar yaşandığını açıkladı. Bölgede insanların yerlerinden edindiği ve önemli sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldığı belirtildi. Yapılan çağrıda, hak ihlallerinin yerinde görülmesi ve yeni ihlallerin önlenmesi adına ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütlerinin bölgeye giderek girişimlerde bulunması istendi.

SES'inde katıldığı Cağaloğlu'ndaki İstanbul Tabip Odası merkez binasında Güneydoğu'ya yönelik yapılan incelemeye ilişkin rapor açıklandı. Raporla ilgili konuşan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç, "Bu savaş ortamında gerek halkın gerekse orda hizmet veren sağlık emekçilerinin çok ciddi mağduriyetler ve ölümleriyle sonuçlanan olaylar yaşanmakta. Sağlık emekçilerinin hizmetlerini yapma koşulları yok. Sağlık emekçileri yaralanan insanlara sağlık hizmeti vermeye gittikleri anda hedef olarak gözetilerek vuruldukları bilgisi delilleri ile ortada." dedi.

'MAĞDUR HALK DA ŞEHİT EDİLEN GÜVENLİK MENSUPLARI DA YOKSUL KESİM'

Güneydoğu'da hem şehit edilen güvenlik güçlerinin ve hem de en çok mağdur olan bölge halkının gariban yoksul kesimleri ve onların çocukları olduğuna dikkat çeken Mengüç şunları söyledi: "Ölen ve mağdur edilen insanlara baktığımızda, savaşlarda hep acıyı çeken bedel ödeyenler yoksullardır. Halk olarak da baktığımız zaman sosyokültürel, ekonomik olarak en alt seviyedeki insanların bu mağduriyeti yaşadığını görürüz. Yine bu çatışmalar sürecinde öldürülen güvenlik kuvvetlerinin hepsinin ailesinin yapısını görüyorsunuz. Onlar da en yoksul kesimlerden, varoşlarda yaşayan insanlar."

'KADINLAR EVLERDE DOĞUM YAPIYOR'

SES İstanbul şubesi temsilcisi Fadime Kavak ise bölgede yaşan son olaylarda 4 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini belirtti. Kavak şunları söyledi: "Bizler sağlık emekçileri olarak bulunduğumuz her yerde bir yaralı olduğunda onlara sağlık hizmeti vermekle yükümlüyüz ve zorundayız." dedi. Konuşmasında sağlık bakanını da göreve çağırdıklarını dile getiren Kavak Cizre Devlet Hastanesi'nin polis ablukasında olduğunu ve üs olarak kullanıldığın ileri sürdü. Kavak, "Orada sağlık emekçisi arkadaşlarımızın orada sağlık hizmeti vermesi bile engellenmektedir. Zaten yaşanan olağanüstü durumlardan dolayı hastaların hastaneye gitmesi imkansız hale gelmiştir. Hastanelere başvuru sayısı neredeyse sıfıra düşmüş durumda. Kadınlar evlerde doğum yapmaktadır. Hasta çocuklar hastaneye ulaşamamaktadır. Çocuklar uzun süredir aşılanamamaktadır. Buradan Tüm dünyaya seslenmek istiyoruz. Sağlık hakkı hiç bir şekilde engellenemez. Bunun devamı için sağlık bakanının görev yapması gerekiyor. Bakanın aklına gelen tek şey şu an sağlık emekçileri bölgede çalışırsanız siz ikramiye ya da maaş adı altında para teklif etme ve zırhlı ambulanslar teklifidir. Ama biz oradaki halkın sağlığa ulaşımını kolaylaştırılmasını, sağlık emekçilerinin de güvenli bir ortamda sağlık hizmeti verebilme yolunun açılmasını buradan bir kere daha talep ediyoruz." diye konuştu.

ORTAK ÇAĞRI

'Sokağa çıkma yasağı olan bölgelere yönelik acil tıbbi ve insani yardım çağrısı' başlıklı açıklamada şunlar dile getirildi: "Hayatın normal akışının savaş politikalarıyla kesildiği ve normalleştirme yönünde tek bir adımın atılmadığı bu süreçte, yaşanan ihlaller ve can kayıpları artarak devam etmektedir. 19 gündür abluka altında olan ve vatandaşların en temel haklarından yoksun bırakılarak yaşamak zorunda bırakıldığı Cizre'de; hemşire Abdülaziz Yural yaralanan komşusuna yardım etmekte iken öldürülmüştür. Bu durum ilk olmayıp, sistematik hal almıştır. Temel yaşam gereksinimleri gıda, ilaç ve su başta olmak üzere artık tükenme noktasına gelmiştir. Yeterli ve güvenli sağlık hizmetine erişim ortadan kalkmıştır. Temel ihtiyaçlarını giderme ve acil durumda evden çıkmanın kendisi büyük hayati risk taşır hale gelmiştir.

Sokağa çıkma yasağı olan yerlere heyetler gönderilmesi bu an itibari ile ivedi bir şekilde insane ve hayati bir zorunluluktur. Hukuksuz biçimde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sonucunda oluşan ihlalleri yerinde görmek ve tam anlamıyla tespit etmek üzere acilen bölgeye davet ediyoruz. Bu örgütleri var olan ağlarını kullanarak, yaşanan ihlallerin son bulması adına kampanyalar düzenlemeye davet ediyoruz. Başta sağlık yardımı olmak üzere yaşanan ihlallerin sonucunda oluşan ihtiyaçların giderilmesi adına tüm uluslararası toplumu dayanışmaya davet ediyoruz. Bu hukuksuzluğun bir an önce sonlandırılması adına tüm ulusal/ uluslararası demokratik kitle örgütlerini ve kurumları hukuksal girişimlerde bulunmaya ve ihlallerin yakın takipçisi olmaya çağırıyoruz."


CİHAN
06 Ocak 2016 14:27
DİĞER HABERLER