"KÜRT ULUSAL ÖRGÜTLENMELERİ SOSYALİST DÜŞÜNCEYİ BENİMSEMİŞTİ"
PKK'nın ilk kuruluş döneminde Sünni ve Alevi ayrımının çok önemli olduğunu düşünmenin yanlış olacağına dikkat çeken Güçlü, "Kurucuların Kemalist, Stalinist, Leninist olmalarına dikkat edildiği gerçeği var. Çünkü 1974 yılından sonra Kürt ulusal örgütlenmeleri, sosyalist düşünceyi benimsemişlerdi; sosyalist düşünceye bağlı gelişiyorlardı. Bunların provoke edilebilmesi için, kendisine Leninist, Stalinist diyenlerin PKK kurucusu olarak seçilmeleri gerekirdi." diye konuşuyor.
PKK'nın ilk kuruluşunda yer alıp da örgüt içi infaza kurban giden ilk insanın 18 Mayıs 1977 tarihinde Gaziantep'te öldürülen Haki Karer olduğunu dile getiren Güçlü, Karer'in kardeşi Baki Karer'in, Haki Karer'in öldürülmesi konusunda "PKK Nedir, Ne Değildir?" broşürü hazırladığını kaydediyor.
Haki Karer'in Kürt sorununa sempatiyle yaklaşan Karadenizli bir Türk olduğunun altını çizen Güçlü, Karer'in Öcalan'ın grubun içine getirdiği Pilot ve Kesire'nin açığa çıkan kimliklerinden dolayı Öcalan'ı soruşturmaya başladığını vurguluyor. Güçlü, "Haki ile Öcalan arasında yapılan son toplantıda neler konuşuldu? Öcalan bunu bugüne kadar yanıtlamaktan niçin kaçınıyor? Öcalan neden bu toplantıdan iki gün sonra direkt Urfa'da çalışmalara başlaması gerekirken, niçin Ankara'ya dönüş yaptı?" sorularını yöneltiyor.
"ÖCALAN'A MUHALEFET EDEN ÖLDÜRÜLÜYOR"
PKK'nın ilk kurucularından Celal Aydın (Malatya Kürecik), Çetin Güngör (Semir -Dersim), Enver Ata (Batman), Resul Altınok (Bingöl), Bozan Arslan (Urfa), Mehmet Şener (Batman), Faysal Dumlayıcı (Ceylanpınarı), Sakine Cansız (Dersim), Şahin Dönmez'in (Elazığ) örgüt içi infazla öldürüldüğünü belirtiyor. Güçlü öldürülme gerekçelerinin ise Öcalan'a muhalefet olduğuna dikkat çekiyor.
Bu infazların hepsinin çok kötü metotlarla yapıldığının altını çizen Güçlü, "Bir kısmı gözaltına alınıp, işkenceye tabi tutulduktan sonra infaz edildi. Celal Aydın da Haki Karer'den sonra PKK'nın belki de ilk infazlarından biri. Ve de oldukça barbarca infaz edilmiştir. Celal Aydın'a mezarı kazdırılıp, daha sonra kafasına silah sıkarak infaz edildikten sonra, kendisinin kazdığı mezara gömülmüştür. Tam anlamıyla barbarca ve mafya tipi bir infazdır." şeklinde konuşuyor.
"PKK YÖNETİCİLERİ Şİİ İTTİFAKI CEPHESİ İÇİNDEDİRLER"
Örgütte "Kemalizm, Stalinizm, Apoizm" karışımı bir ideolojiyi benimseyen kadroların olduğunu dile getiren Güçlü, bu bağlamda da Dersimli Alevi Stalinist-Kemalist karşımı ideolojiye sahip olanların örgütte etkin durumda olduğuna dikkat çekiyor.
Murat Karayılan'ın Kürdistan Federe Bölgesine yakın özelliğiyle tanınan biri olduğunu belirten Güçlü, şunları anlattı: "Bahoz Erdal (Fehman Hüseyin), Duran Kalkan, Cemil Bayık İran ve Suriye'ye yakın olan değil, içli-dışlı olanlardır. PKK'nın yöneticileri, günümüzde bölgedeki dengelere bakıldığı zaman, İran'ın başını çektiği, İran, Suriye, Irak Maliki yönetiminin oluşturduğu Şii İttifakı/Cephesi içindedir. Bu ittifaktan dolayı, kendilerini çok güçlü görmektedirler. Bu cephe sayesinde kendileri için bir egemenlik oluşturmalarının olanak içinde olduğunu düşünmektedirler. Bu nedenle, Devrimci Halk Savaşı gibi tarih ötesi, soğuk savaş döneminin mücadele biçimini sürdürmekte ısrarlılar. Şemdinli'deki 'kurtarılmış bölge' stratejisini benimsemekteler, bunu hayata geçirmek için de bölgesel konjonktürün elverdiğini veri olarak kabul etmektedirler. Bu ittifak içindeki yerleri, eşit ve silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde değil, bir bağımlılık ve uydu ilişki niteliğindedir."