İsviçre’de Ukrayna zirvesi ve Moskova’nın tutumu

Samanyoluhaber.com yazarı, Rusya Uzmanı Arif Asalıoğlu'nun yazısı
ARİF ASALIOĞLU

Haziran ayında İsviçre'nin Lucerne kentinde Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş konusunda bir barış zirvesi yapılması planlanıyor. Zirveye 160 ülke davet edildi, ancak Rusya bu listede yok. Bu senenin başında, İsviçre’nin Davos kentinde yapılan Dünya Ekonomik Forumu esnasında karar verilen zirveden Batı’nın beklentisi çok büyük. Bunun mukabilinde ise Moskova tarih, din, kültür ve ekonomik açıdan kendi nüfuz alanı olan ve özünden bazı değerlerin kum gibi parmaklarının arasından kayıp gittiğini düşünüyor. Batı’nın kontrolü altına girecek Ukrayna’nın kaybının Rusya için telafi edilemez olması, büyük trajediyi doğursa bile müzakereye yaklaşım refleksini şekillendiriyor.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitri Kuleba, Amerikan dergisi Foreign Policy’ye verdiği röportajda, “Moskova temsilcileri, ancak Rusya-Ukrayna savaşının barışçıl çözümü için aynı ilkelere bağlı ülkelerden oluşan bir koalisyon oluşturulduktan sonra müzakerelere katılabilecekler. Zirvenin amacı, daha sonraki eylemlerini üzerine inşa edecekleri ilke ve yaklaşımları paylaşan ülkeleri birleştirmek. O zaman Rusya ile iletişim kurulabilir ve müzakerelerin bir parçası olabilir, çünkü her iki taraf olmadan savaşı bitirmek imkansız. Ama eğer Rusya'yı şimdi davet edersek, zirveye müdahale ederler ve bunu sağlamak için her şeyi yaparlar.” İfadelerini kullandı.

Kremlin’in basın sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya'nın katılımı olmadan İsviçre zirvesinden ciddi beklentiler olamayacağını söyledi. İşin açıkçası bende aynı kanaatteyim. Çünkü müzakereler konusunda eğer bir mutabakat olabilecekse hem Kiev’in hem de Moskova’nın maddeler üzerinde ikna edilmeleri gerekiyor. Şu ana kadar taraflar hiç bir maddede bir adım ileri atamadı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Şubat ayında yaptığı bir açıklamada, savaşın bu şekilde devam etmesi halinde Ukrayna'nın devlet yapısının "onarılamaz bir darbe" alabileceğini ve Rusya'nın askeri harekâtında elde ettiği kazanımlardan asla vazgeçmeyeceğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova’da Rusya olmadan yapılacak zirve hakkında, “sadece konuşmuş olmak için konuşmak" olarak nitelendirerek, Rusya'nın katılımı olmadan çözüme yönelik hiçbir adım atılamayacağını dillendirdi.

Rusya, nüfuz alanına ve ekonomik imkanlarına müdahale edildiğini düşünüyor

Ukrayna'nın 1991 sınırlarına dönme ve o zaman verilen haklar talebi var. Daha ziyade, ülkenin başlangıç konseptine geri dönmek, bunu adil sonuç görüyor ve o günkü statükonun yeniden sağlanmasını istiyor. Ve uluslararası hukuku yeniden tesis etmek için yalnızca toprak meselesinin çözülmesi değil, aynı zamanda tazminatların da olması gerektiği, sınır dışı edilen sivillerin, çocuklar, savaş esirleri vb. herkesin ülkesine geri dönmesi gerektiği gibi çok madde ekleniyor. Ve bu istekler Rusya’nın mevcut siyasi ve toplumsal yapısına göre çok ağır. Taraflar arasında bir tür uzlaşma ihtimalini kapatıyor. Aslında gerçek acı tablo birliklerin geri çekilmesi sonrası ortaya çıkacak. Yıkılmış binalar, kişisel haklar, esirlerin geri dönüşü, yerinden edilmiş insanlar, çevresel, kültürel, insani meseleler, binlerce hatta on binlerce başka konuyu içeriyor ve bunların her birinin ayrı ayrı müzakere edilmesi gerekecek. 

Rusya ise referandum ile kendi topraklarına kattığı yerleri artık kırmızı çizgisi olarak görüyor ve savaşın başlangıcı olarak Ukrayna’yı ve Batıyı suçluyor. Hatta tehdit unsuru olarak Batı’yı ve NATO’yu görüyor… Yani tam manasıyla bir barış anlaşması için on yıllarca zaman gerekebilir. Son haftalarda, Ukrayna’ya destek çıkan ülkelerin açıkladığı yardım paketleri ve NATO’nun tutumu bunu daha bariz ortaya koyuyor aslında.

Kiev, zirvede delegelere, Rusya'nın ihlal ettiği uluslararası kural ve anlaşmaların sadece Ukrayna'yı ilgilendirmediği, emsal teşkil etmesi nedeniyle her ülke için vahim sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha anlatmaya çalışacak. Mesela Rusya dünyayı Nükleer silahlarla tehdit ediyor diyecek. Ya da gıda ve enerji transferinin aksamasında Rusya’yı suçlayacak. Haliyle Kiev'in mümkün olduğu kadar çok ülkenin bu tür eylemleri kınamasına ve bir tepki mekanizması üzerinde anlaşmaya varmasına ihtiyacı var. Sonuç alabilirse Moskova’ya baskıyı artırmış olacak.

Rusya’da siloviklerin yaklaşımları

Rusya’da çok sayıda halen etkili ve karar alıcı silovikler(*), geçtiğimiz yüz yılın ortalarından itibaren Bilderberg Kulübü temelinde, Ronald Reagan döneminden bu yana oluşturulan çeşitli grupların bazı kararları ile dünya ekonomisinin ve siyasetinin gelişimi için yeni bir model inşa edildiğini, bu şekilde, Rusya’nın nüfuz alanı bölgelerde kapitalizmin kapsamlı gelişimine duyulan ihtiyaç sonucuna varıldığını ve tüm bu planların Rusya'nın ekonomik kapsama alanını hedef aldığını, bunun sonucunda bu askeri harekatın başlangıcını kaçınılmaz kılan temel nedenlerin ortaya çıktığını düşünüyor.

Yukarıda vurguladığımız, tarih, din, kültür miras birliği ile Sovyetlerden kalma uçak sanayiinin bir kısmı, bazı füze sistemleri, ayrıca kömür gibi hammaddenin orada bulunması ve yakıt tedariki için gerekli enerjilerin yanı sıra transit yollarının Ukrayna’dan geçmesi ve 1991 olayları sonrası sürekli Rusya’dan uzaklaşan bir bölge olmasını Moskova hazmedemedi. Ayrıca, bu bölgenin son gelişmelerle, Batı blokunun eline geçmesi beraberinde bir çok yeni sonuçları da getirecekti. Ukrayna’nın NATO ile işbirliğine girme ve AB ile serbest ticaret anlaşmaları isteği; buna ilaveten iddia edilen biyo-laboratuvarlar ve yeni askeri üslerin etki alanını pekiştirmesi Rusya için bu bölgenin kaybını geri döndürülemez hale getirecekti. 

Sonuç olarak tarafların müzakerelere yaklaşımları bu temel çerçevede gerçekleşiyor. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş/gerilim ancak iki tarafın bir araya getirilmesi ile çözülmüş olur. Bu net bir durum. Küresel güçlerin ve başka ülkelerin devreye girmesi bu konuda yardımcı olmaları kesinlikle ihtiyaç. Bu da çok net. Fakat hangi şartlarda ve hangi maddeler üzerinde müzakere yapılacağı konusunda hiçbir netlik yok. Bu nedenle İsviçre zirvesi sadece Batı’nın Ukrayna’ya yardımları artırma konusunda biraz daha konsolide etmesi sonucunu doğuracak gözüküyor. Yani sonuç olarak iki tarafı tek bir masaya oturtmak suretiyle müzakere aşamasına geçilmeyecek.

(*Silovik: Rusya'da eski istihbarat (KGB), emniyet ve güvenlik kurumları mensubu olarak görev yapmış siyasetçi ve bürokratlara verilen isim)
13 Mayıs 2024 15:06
DİĞER HABERLER