Henüz daha kimin neden böyle bir 15 Temmuz darbe girişiminde bulunduğu mahkemelerce net belli olmadan, devlet büyükleri telefon canlı bağlantılarından hedefe konulmuş insanları nazara vermek ne kadar masumiyet karinesine uygun oldu.

Darbe teşebbüsü kesinlikle kabul edilemez. Hele Türkiye gibi bir kaç defa darbeyi yaşamış ve her defasında 10 yıl geriye gitmiş bir ülke için intihardan da kötüdür.

Eğer adil bir yargılama tesis edilebilir ve Uluslararası bir teşkilat bu darbe teşebbüsünü de ciddi araştırıp rapor ortaya koyduktan sonra, bunların amaçları hedefleri, evvelleri ve ahirleri net ortaya çıkacaktır.

Bir karıncayı dahi ezmeyi hayalinden bile geçirmeyen insanlara bu şekilde bir çamur atmak olsa olsa maksatlı ve hedefli bir zihniyetin eseri olabilir. Bu güne kadar uçsuz bucaksız, sınırsız iftiralara rağmen hala daha isnat edilen suçların hiç birisinin de doğruluğu uydurma mahkemeler tarafından dahi karar altına alınmış değildir. O zaman kim, neden bu haksızlıkları, adaletsizlikleri ve insafsızlıkları yapmaya devam  ediyor?

Bu milleti manipüle edip, sokağa dökmek ve aile içindekileri dahi birbirine düşürmek... Biraz düşünelim, bakalım kimin işine yarayacak. Böyle yapmakla ülkenin ekonomisi, turizmi, ülkelerle ilişkileri nasıl düzelecek acaba?

Bu kadar açığa alınan, soruşturma açılan, sebepsiz tutuklanan insanlarda acaba geçim sıkıntıları, ailevi problemler ve bir de üstüne üstlük psikolojik problemler baş gösterirse bunları kim, nasıl rehabilite edecek? Bu insanlar da biliyorlar ki vatana ve milletine bugüne kadar hizmet etmiş ve emek vermişlerin karşılığı bu olmamalıydı.

Bir insan bir insanı örnek alabilir, sevebilir, sempati duyabilir, taklit edebilir... Bu dünyanın hiç bir yerinde suç değildir. Bu sevgi, vazifesini en doğru şekilde yapmasına engel olmuyorsa bunun kime zararı olabilir? Bir insan babasını sever, taklit eder, örnek alır. Ona sen babanı taklit ediyorsun bu vazifeyi yapamazsın denilebilir mi?

Ne acayip!

Yine tokatlanan hizmet duygu ve düşüncesi içinde olan insanlar oldu. Fakat yine itfaiye memurluğu en ağır şekilde onların üzerinde. Ortalık yangın yeri ve bu yangını söndürmek, ortamı yatıştırmak da yine size düştü. Sabırla, zamanın olayları tefsir etmesini görelim .

Mehmet GÖKSU