İzmir'de faaliyet gösteren 18 sivil toplum kuruluşunun (STK) üst çatısı olan federasyon ve konfederasyonlar biraraya gelerek, teröre karşı ortak bir mesaj yayımladı.
İzmir Mardinliler Eğitim Kültür Sağlık Dayanışma ve Kalkınma Vakfı tarafından düzenlenen "Terör ve Çözüm Yolları" konulu basın toplantısında konuşan başkanlar, akan kanın bir an önce durdurulması için, "Artık yeter." dedi.
Gazeteci Salih Erkek'in modetörlüğündeki toplantıda başkanlar adına ilk konuşmayı, Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Muzaffer Okumuş yaptı. "Terör ya bitecek ya bitecek. Artık insanımız bıktı." diyen Okumuş, "Allah, kimseye evlat acısı vermesin. Yüreği yananlar babalar, anneler, kardeşleri ve yakınları; ateş düştüğü yeri yakar. Bıçak kemiğe dayandı. Bu terör bitecekse bitsin. Bu terörü bitirecek olan küçük yavrularımız değil. Bağda çalışan çiftçimiz değil. Esnaf değil, memur değil. Terörü bitirecek, ülkedeki yetkililerdir. Yetkililere sesleniyoruz, yeter artık, terörü bitirin; ama ekonomik anlamda bitirin, ama güvenliği sağlayın, ama askerî açıdan bitirin ama bitirin. Biz kardeş kanı akmasını istemiyoruz. Biz büyük bir aileyiz. Dün nasıl ülkenin her tarafı işgal kuvvetleri tarafından işgal edilmişti ama Çanakkaleli, Diyarbakırlı, Urfalı askerlerimiz, işgal kuvvetlerine "dur" dedi. Ülkemizin her evladı, yüreğini feda etti. Biz böyle tarihi şanla dolu, necip bir milletin torunlarıyız. Mümin, müminin kardeşidir. İnancımız gereği de kardeş olarak birbirimize sahip çıkmak zorundayız. Bu milletin aslı aynıdır, ayrılık gayrılık olamaz. Ayrılıkta azap vardır, çile vardır. Onun için hepimizin adı, Diyarbakırlının adı da Mehmet, Edirnelinin adı da Mehmet, İzmirlinin adı Ramazan, Karslının adı da Ramazan. İsimlerimiz aynı, duygularımız aynı, mutfağımız aynı, folklorumuz aynı. Bugün Balkanlar'da da folklorumuza dikkat ederseniz üç ileri bir geridir. Halay çeker, davul çalarız, türkü söyleriz. Biz bir milletin yüreğiyiz, içiyiz, dışıyız." dedi.
Milletin bütün fertlerinin etle tırnak gibi olduğunu ve kimse tarafından bölünemeyeceğini belirten Okumuş, "Bu milleti bölmeye, parçalamaya kimsenin yüreği yetmez, gücü yetmez. Onun için bu millet adına bugün İzmirden sesleniyoruz. Demokrasinin beşiği olan İzmir haykırıyor, diyor ki, 'Biz biriz, bütünüz.' Yunus Emre'nin dediği gibi, 'Yaratılanı hoşgör, Yaratan'dan ötürü'. Biz Allah'ın yarattığı varlık olarak bırakın Türk'ü, Ermeni'yi de seviyoruz, Yunan'ı da seviyoruz. İnsan olan bütün varlıkları seviyoruz, çünkü kendi varlığının dışında başka varlıklara saygı ve hürmet eden başka bir millet yok. Bizim milletimizi sevgide, birlik ve beraberlikte yaşadığı müddetçe kimse engelleyemez. Neden Ramazan ve Kurban bayramlarını kutlarız? O bayramlarda birlik var, beraberlik var, kardeşlik duyguları var. Bizim bayramlarımız da, düğünlerimiz de, cenazelerimiz de beraber olur. Onun için burada bir defa daha tekrar ediyorum. İzmir adına, Türk milleti adına, insanımız adına, Müslümanlık adına, kardeşi kardeşe kimse düşüremez. Biz beraberiz, yüreklerin parçasıyız, bir bedenin, bir vücudun parçalarıyız. Bugün de yarın da birlikte olup birlikte yaşacağız. Terörü nefretle kınıyoruz. Teröre alet olanları ve destek olanları kınıyoruz. Terör ya bitecek ya bitecek, sabır taşı çatlamıştır. Milletin sabrını taşırmasınlar, sonra önü alınamayacak vahim olaylara kimse alet olmasın. Aklıselim, yüreğinde merhamet olan insanları birliğe, beraberliğe davet ediyorum. Millet adına hepinizi kardeşliğe davet ediyorum." diye konuştu.
Daha sonra söz alan Anadolu Birliği Derneği Genel Sekreteri Alaattin Epözdemir, "Hiç kimse şiddet, terör ve kanla bir yöntemi kullanmamalıdır. Bu sorunlar, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana geliyor ne yazık ki. Ne acı ki bunu herkes biliyor. İşte Şeyh Sait Efendi'den bu yana sürüyor ama buna bir çare bulmak lazım. Ret, inkar ve imha bir çözüm değil. Eğer çözüm olsaydı, 1925 yılında çözülürdü. Çözüm olsaydı, 1930 çözüm olurdu. Size içtenlikle söyleyeyim, herkes hamasi laflardan arınmalı, siyasiler gerçekçi olmalı. Kürt sorunu dediğiniz, terör sorunu dediğiniz şeyin kaynağı 1980'dir, 12 Eylül'dür. 12 Eylül'de cezaevinde insanlara vahşet uygularsanız, onlar da dağların yolunu tutarlar. Biz kardeşiz, bu cumhuriyeti birlikte kurduk. Türkiye Büyük Millet Meclisi veya ilk meclisimiz, onun adı Millet Meclisi'dir, Kürtler, Türkler ve diğer azınlıklar, farklı inanç grupları el ele, kol kola Meclis'e girdiler. Biz Kürt meselesinin çözümü için herkesin radikal ve gerçekçi tavır koymasını bekliyoruz." dedi.
Konuşma süresini biraz uzatan Epözdemir, diğer başkanlar tarafından tepkiyle karşılandı. Bazıları, toplantıyı terketmek istemeleri üzerine vakıf yönetimi tarafından ikna edilerek oturtuldu. Tepki gösterenlerden Türk Anneler Birliği Buca Şube Başkanı Gülşen Örenel, "Burada tek amaç için toplandık. Biz buraya farklı düşünceleri, farklı eylemleri dinlemeye değil, bütünleşmeye geldik, ayrışmaya değil. Bütünleşirken ayrışma zemini hazırlarsak, birbirimizi anlayamadığımız ve destekleyemediğimiz için ortaya çok farklı şeyler çıkıyor. Biz anneler olarak artık ağlamak istemiyoruz. Yeter, yeter, yeter. Biz burada birlikte bir şeylere yeter demeye geldik, çözüm aramaya geldik." şeklinde konuştu.
Daha sonra 18 STK fotoğraf çektirerek birlik mesajı yayımladı.
(CİHAN)