KHK’lı Galip Küçüközyiğit’in 29 Aralık’ta kaçırılmasıyla ilgili Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı ve Emniyeti kızının yapmak istediği kayıp başvurusu dilekçesini almayı reddetti.
CEVHERİ GÜVEN - Bold Medya
Türkiye 2020’ye ağır hak ihlalleriyle girdi. Geçmişte bürokraside üst düzey görevler alan, daha sonrasında Gülen Hareketi’yle ilişkili olduğu gerekçesiyle görevine son verilen Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in devlet güçleri tarafından zorla kaybedildiği bildiriliyor. Nursena Küçüközyiğit, babasının 29 Aralık 2020’de kaçırıldığına ilişkin Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet Kayıp Bürosu’na yapmak istediği başvuru kabul edilmedi. Bütün gün Emniyet, Karakol ve Savcılık arasında gidip gelen Nursena Küçüközyiğit, babasının kayıp olduğu ve kaçırılmış olabileceğine ilişkin başvurusunu alacak devlet görevlisi bulamadı.
İnsan hakları savunucusu ve HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na göre tartışmalı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’de artan insan hakları ihlallerinden en ağırı zorla kaybedilme olayları. Gergerlioğlu’nu bu düşünceye iten şey, kaçırıldıktan aylar sonra ortaya çıkanların anlatımları. Sistematik ve ağır işkenceden geçirilenlerden bir kısmı yaşadıklarını mahkeme süreçlerinde anlattılar. Kurbanlar Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT) tarafından kaçırıldıklarını ve Ankara’da aylarca işkenceden geçirildikten sonra, yaralarının iyileşmesinin beklendiği ve ardından polise teslim edildiklerini söylüyor. 15 Temmuz’dan sonra kaçırılan 30 kişiden üçü hala kayıp.
Hüseyin Galip Küçüközyiğit, 15 Temmuz sonrası görevinden ihraç edilen 150 bin kişiden biriydi. Bürokraside üst düzey görevlerde bulunan Küçüközyiğit, Avrupa Birliği ve Hukuk birimlerinde çalıştı. 2016 yılı Ağustos ayında görevine son verildiğinde Başbakanlık’ta hukuk müşaviriydi.
KIZI: YILBAŞI PLANI YAPTIK
29 Aralık saat 15:30’da tıp fakültesi 3. sınıf öğrencisi kızı Nursena Küçüközyiğit’le telefonda görüşerek yılbaşı için planlama yaptılar. Küçüközyiğit’in çalışma arkadaşları kendisini son gören kişiler oldu. Saat 16:00 civarında Ankara Gölbaşı’ndaki bir arkadaşını ziyaret etmek için Ankara Maltepe Camii’nin karşısındaki ofisinden 34 FNF28 plakalı Mazda 323 model aracıyla Gölbaşı’na doğru gitmek için çalışma arkadaşlarından ayrıldı. 16:20’de cep telefonu son kez sinyal verdi.
Nursena Küçüközyiğit, babasının kamudaki görevinden ihraç edildikten sonra uzun süre işsiz kaldığını, Gülen Hareketi’yle ilişkili olduğu gerekçesiyle de 6 ay tutuklu kaldığını anlatıyor. Tahliye edildikten sonra kendisi gibi kamudan ihraç edilen kişilere hukuk danışmanlığı verdiğini belirten Nursena Küçüközyiğit’e göre babası bu sebeple kaçırılmış olabilir.
15 Temmuz sonrası gerçekleşen kaçırılma olayları Türkiye’de “Siyah Transporter vakaları” olarak biliniyor. Kaçırılanlardan pekçoğunun ailesi kendi imkanlarıyla topladıkları güvenlik kamerası görüntülerini polise teslim ettiler. Görüntülerin neredeyse tamamında Volkswagen Transporter marka siyah bir panelvan minibüsün kullanıldığı görülüyordu. Adlandırma bu sebeple yapıldı.
Nursena, babasının da bir Siyah Transporter kurbanı olduğunu düşünüyor ve aylarca işkence görebileceği için endişeli. 15 yaşında bir kız kardeşi olduğunu ve yaşananlardan çok endişeli olduklarını anlatan Nursena, olayla ilgili polise ve savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söylüyor. İnsan Hakları Derneği, Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuracaklarını anlatan Nursena, babasının parlak bir kariyeri olduğunu, hiçbir suça karışmadığını ısrarla belirtiyor.
Babasının kaçırılışıyla ilgili tüm detayları @NeredeBabam twitter hesabından duyurmaya çalışan Nursena, babasının geçmişte kaçırılıp ayarca haber alınamayan insanlardan bahsettiğini ancak, hukukçu olması nedeniyle bu konuları bilmesinin normal olduğunu düşünerek üzerinde durmadıklarını anlatıyor. Kaçırılanların yaşadıklarının dehşet verici olduğunu anlatan Nursena, okumaya dahi dayanamadığını belirtiyor.
POLİS: BİLGİ VEREMEYİZ
Nursena polisi defalarca aradığını ancak “bilgi veremeyiz” cevabıyla karşılaştığını söylüyor. Yakınları kaçırılan diğer aileler de, polisin olayın “Siyah Transporter vakası” olduğunu anladığında, bilgi vermekten kaçındığını ve delil toplamaktan vazgeçtiğini anlatıyorlar. 6 Ağustos 2019’da kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’un ailesi, araçta parmak izi tespiti için üç ay boyunca uğraşmış ancak polis ve savcı, parmak izi aramasını yapmamıştı. Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmeye Karşı Komite, kaçırılanlarla ilgili Türkiye’den istediği savunmada, delillerin toplanmamasına özel olarak vurgu yaptı.
Almanya’da sürgünde yaşayan Gazeteci Can Dündar, kaçırılma olayıyla ilgili devlet yetkililerinin suskunluğunu, failin kendileri olmasıyla açıklıyor. Dündar, “biz kaçırdık diyemedikleri için suskunlar” dedi.
BAŞVURU DİLEKÇESİ BİLE ALINMIYOR
Nursena, hafta sonu devam eden sokağa çıkma yasağının ardından Pazartesi sabahı Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek babasının kayıp olduğu ve kaçırılmış olabileceğiyle ilgili dilekçe vermek istedi. Ancak dilekçe Savcılık müracaat bürosundaki görevliler tarafından, “devlet işi gücü bırakıp senin babanı mı arayacak” diyerek alınmadı. Ardından Kocaeli Emniyeti Kayıp Burosu’nda ise “Baban yurtdışına gitmiştir.” denilerek benzer şekilde başvuru alınmayınca, ilk başvurunun yapıldığı karakola gittiğini söyleyen Nursena, burada verdiği dilekçenin de henüz savcılığa gönderilmediğini öğrendi. Karakolda babasının güncel telefonu yerine 10 yıl önce kullandığı eski telefonunun kayda girildiğini belirten Nursena, şu an için çok önemli olan cep telefonu sinyal takip bilgilerinin de bu sebeple toplanmadığını belirtti.
PARLAK BİR BÜROKRATTI
Hüseyin Galip Küçüközyiğit Türkiye’nin en prestijli hukuk fakültesi olarak bilinen Ankara Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra Almanya’da mastır yaptı ve ardından Ulusal Ajans’ta Avrupa Birliği Koordinatörü görevine getirildi. Bürokrasinin üst düzey kademelerinde görev yapan Küçüközyiğit, son olarak Başbakanlık’ta görevliydi. 15 Temmuz’un ardından Gülen Hareketi’yle ilişkili olduğu gerekçesiyle kamu görevinden çıkartılan yaklaşık 150 bin kişiden biri oldu. Geçirdiği soruşturmada 6 ay tutuklu kalan Küçüközyiğit, tahliye olmasının ardından, kendisi gibi görevinden ihraç edilenlere hukuk danışmanlığı veren bir ofis kurdu.
MİT’İN İŞKENCE MERKEZİ: ÇİFTLİK
Bugüne kadar kaçırılanların verdiği bilgilere göre, siyah Transporter’la kaçırılanlar MİT’in Çiftlik olarak tabir edilen Özel Operasyonlar Merkezi’ne götürülüyorlar. 2016 ve 2017’de kaçırılanlardan bir kısmı, “Çiftlik”e götürülmeden önce birkaç ay Ankara Yenimahalle’deki MİT’in merkez karargahında tutuldular ve ardından Çiftlik’e götürüldüler. Özel Operasyonlar Merkezi, 15 Temmuz’dan kısa süre önce yenilendi ve bu merkezde Gülen Hareketi üyelerinin yanı sıra Suriye’den getirilen bazı Kürtlerin de işkence gördüğü belirtiliyor.
Kaçırılan iki isim Ayten Öztürk ve Zabit Kişi ise yurt dışından kaçırıldıkları için MİT’in Yurt Dışı Operasyonlar Birimi tarafından farklı bir yere götürüldüler. Ankara Esenboğa Havalimanı yolunda Saray Tesisleri olarak bilinen yerdeki MİT’in yerleşkesinde bulunan merkezde Zabit Kişi ve Ayten Öztürk ağır işkence gördü.
Kaçırılanlardan, Zabit Kişi, Ayten Öztürk, Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Mesut Geçer, Önder Asan ve Ümit Horzum yaşadıklarını aylarca süren sistematik işkenceyi mahkeme huzurunda anlattılar. Anlatımlar resmi mahkeme tutanaklarına geçti.
KAÇIRILANLAR
Kaçırılan kişilerin çoğundan aylarca haber alınamazken, bazıları aylar sonra Emniyet’e yasa dışı biçimde teslim edildi. Tamamı aylarca ağır işkence gördüklerini beyan ettiler. Kaçırılan kişilerden bazılarından ise bir daha haber alınamadı. Sunay Elmas, Ayhan Oran ve Yusuf Bilge Tunç halen kayıp. Son olarak buna Hüsüyin Galip Küçközyiğit de eklendi.
Sunay Elmas(27 Ocak 2016), Ayhan Oran (1 Kasım 2016). Mustafa Özgür Gültekin (21 Aralık 2016), Durmuş Ali Çetin(17 Mayıs 2017), Hüseyin Kötüce (28 Şubat 2017), Mesut Geçer (26 Mart 2017), Turgut Çapan (31 Mart 2017), Önder Asan(1 Nisan 2017) Cengiz Usta(4 Nisan 2017), Mustafa Özben(9 Mayıs 2017), Fatih Kılıç(14 Mayıs 2017), Cemil Koçak (5 Haziran 2017), Murat Okumuş(16 Haziran 2017), Enver Kılıç (30 Eylül 2017), Zabit Kişi (30 Eylül 2017), Hıdır Çelik (6 Aralık 2017), Ümit Horzum (6 Aralık 2017), Ayten Öztürk (13 Mart 2018), Orcun Şenyücel (21 Nisan 2018), Hasan Kala(20 Temmuz 2018), Fahri Mert(12 Ağustos 2018), Ahmet Ertürk(16 Kasım 2018), Gökhan Türkmen (7 Şubat 2019), Yasin Ugan(12 Şubat 2019), Özgür Kaya(12 Şubat 2019), Erkan Irmak(16 Şubat 2019), Mustafa Yılmaz(18 Şubat 2019), Salim Zeybek(20 Şubat 2019), Yusuf Bilge Tunç (6 Ağustos 2019), Hüseyin Galip Küçüközyiğit (29 Aralık 2019)