Kalbin Zümrüt Tepeleri adlı serisinin dört kitabı tek cilt olarak okuyucularıyla buluştu...
“Dünya-ukbâ, mülk- melekût, fizik metafizik âlemleri ortasında bir berzah mahiyetindeki kalbin/gönlün çok geniş bir irtibat alanı vardır” diyen M. Fethullah Gülen Hoca Efendi; “Kalbin Zümrüt Tepeleri”nde kalplerinin geniş irtibat alanına, kalp gözümüze marifetullah yolunu göstermeye devam ediyor.
M.F. Gülen Hoca Efendi’nin tasavvuf kültürümüze yerleşen kavramları izah ettiği Kalbin Zümrüt Tepeleri adlı serisinin dört kitabı tek cilt olarak okuyucularıyla buluştu. Nil Yayınlarından çıkan eser halvet, hâl, sabır, rıza, istiğrak fena fillah, bekabillah, tevhid, cem, fark, vahdet-ül vücud, ilm-i ledün, İnsan-ı kâmil gibi konular ele alınmış ve bu konular dünün birikimiyle ve bugüne bakan yönleriyle izah edilmiş “Tasavvuf, Hakikat-i Ahmediye’nin özüdür” diyen. F.Gülen Hoca Efendi eserinde öncelikle tasavvufun ne olduğunu menşeini, nazari ve ameli planda neye karşılık geldiğini maksadının ne olduğunu anlatıyor.
Daha sonra tasavvufi literatürün terimlerini izah eden Hoca Efendi konuları açıklarken sünnet-i seniye yolunu ana cadde olarak gösteriyor. Kur’an ayetlerini ve hadisleri konuların temeli olarak ele alan Hoca Efendi zaman zaman tasavvuf büyüklerinden Muhiddin Arabî’den Mevlana’dan ve sofiyenin diğer büyüklerinin zengin sözleriyle konuları genişletiyor. Kalbe ait bir konu olması yönüyle Hoca Efendi’nin açıklamalarında tasavvufi şiirler, hikmetler açıklamalara renk katıyor. Açıkladığı tasavvufi kavramların önce kelime manalarını veren Hoca Efendi daha sonra bu kavramları derinleştirerek kavramdaki manayı değişik buudlarıyla gözler önüne sererken bu konularda yapmamız gerekenleri de çok nazik bir üslupla hatırlatıyor. Kitapta kullanılan dil itibarıyla okuyucuyla hemen bir gönül bağı kuruluyor. Vuslat, kavramı anlatılırken literatürdeki mana ve ilmi derinliğiyle beraber Hakka vuslat’ın ve Hakla olmanın gönüllerdeki esintilerini okuyucuya hissettiren müellifle kendinizi bir sohbette gibi hissediyorsunuz.
Kitapta, İslam dünyasında farklı anlamalarla ve farklı bakış açılarıyla gündeme gelen vahdet-ül vücud konusu yirmi beş sayfa kadar geniş bir izahla doyurucu bir özellik arz ediyor. Hoca Efendi’nin bu geniş izahı vahdetül vücut konusunu da Kur’an ve sünnet çerçevesinde algılamamıza yardımcı olurken bu konunun yanlış anlaşılmasının İslam dünyasına neler kaybettirdiğini de okuyucuya hissettiriyor.
Eserde ruh konusu da çok geniş şekilde derinlemesine izah edilmiş. İrşat ve mürşit, halvet, celvet, veli, evliyaullah gibi kavramların yanı sıra Ayan-ı Sabite ve buna bağlı Âlem-i Lâhut Âlem-i Ceberut ve Âlem-i Rahamut kavramları da derin bir analize tabii. Tutuluyor Talip mürid, salik vasıl gibi kavramlarla beraber Allah ve Ulûhiyet Hakikati, Fizik Ötesi Âlemler: Arş, Kürsi, Beyt-i Mamur, Taayyünat ve Berisi konuları izah ediliyor. Allah’ın zatî ve subutî sıfatlarıyla birlikte fiilî sıfatlarla ilgili; halk ibda, inşa, ihya imate ve terzik kavramları anlatılıyor. Allah’ı (cc) fiilleriyle isim ve sıfatlarıyla tanıtma konu olarak daha bir ağırlık kazanırken marifetullahın şartlarından olan Yaratanı isimleriyle, sıfatlarıyla ve fiilleriyle çok iyi tanıma konusunda okuyucuya geniş bir kapı açılmış oluyor.
Kavramların ağırlığına rağmen anlaşılırlığın yanında gönle de hitap eden üslubuyla eser tam bir zarf mazruf bütünlüğü içinde. Kalbin Zümrüt Tepeleri: Hoca Efendi’nin; Hakikat-i Ahmediye’nin özüdür dediği tasavvuf konusunu popülariteye başvurmadan kendi ağırlığı içinde; fakat bugünün idrakine de hitap eder şekilde açıklarken anlaşılır bir dille geniş bir okuyucu kitlesine hitap ediyor. Eser tasavvuf konusunda ilmî bir kaynak olmanın yanı sıra tasavvufa ilgi duyan herkesin okuması gereken ilmiliğiyle birlikte kalbin geniş alanlarına hitap eden çok değerli, bir çalışma sıfatını fazlasıyla hak ediyor. Kalbin Zümrüt Tepeleri: Ballar balına ermek için tek ciltte toplanmış bir gül bahçesi.
NİL YAYINLARI