'Kanadoğlu'na hak vereceğimi hiç düşünmezdim'

'Kanadoğlu'na hak vereceğimi hiç düşünmezdim'
Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı, tutuklu vekillerin tahliye edilme olasılığını yorumladı. "Kanaatimce tahliyeler sürpriz olur" diyen Avcı, buna gerekçe olarak bakın neyi gösterdi...
Tutuklu vekiller tahliye olur mu? 3. yargı paketi gereğince tutuklu vekillerin tahliye talepleri için yarın karar günü. Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda var. Tutuklu vekiller için hangi cezalar isteniyor? Mehmet Haberal için 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıla kadar hapis, Mustafa Balbay için, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 34-58 yıl arası hapis, Balyoz darbe planında görev aldığı ve Oraj, Suga, Çarşaf ve Sakal isimli eylem planlarında asker ailelerini fişlediği belirtilen Engin Alan hakkında 10-20 yıl arası hapis, KCK'dan tutuklu vekiller hakkında ise en az 10 yıl hapis isteniyor. Tutuklu vekiller (ayrıca İlker Başbuğ ve Balyozcu generaller) büyük ölçüde kaçma şüphesi ve delilleri karartma riski sebebiyle tutuklu durumdalar. Bu noktada İlhan Cihaner ve Sabih Kanadoğlu'na hak vereceğimi hiç düşünmezdim. Tutukluluğun devam edeceğini söyledikleri için değil, görüşlerine gerekçe teşkil eden ceza yargılaması açısından haklılar. Her ikisi de ceza muhakemesi mantığına dayanarak, tahliyenin mümkün olmadığını ifade ettiler. Bu kez siyasal ve ideolojik değil hukuki yorum yapmışlar. Adli kontrol tedbirlerinin uygulanması suretiyle tahliye elbette ki hâkimin takdirinde. Lakin 3. yargı paketi ve bu minvalde yargıyı etkileyici "siyasal mesajlar"la mahkemelerin kuşatıldığı da bir gerçek. Kimler tahliye bekliyor? Siyasetin, merkez medya dâhil medyanın önemli bir kısmının, ulusalcıların, Ergenekon'un ve strateji tayini için bekleyen derin yapıların tahliye beklediği aşikâr. 3. yargı paketinden önce adli kontrol sisteminde, "üst sınırı 3 yıl ve daha az hapis cezasını gerektiren suçlar"la sınırlı bir uygulama söz konusuydu. Fakat bu tedbirlerden "yurtdışına çıkma yasağı" ve "parasal/şahsi güvenceyle serbest kalma" tedbirinde üst sınır yine yoktu. Yani tutuklu vekiller hakkında bu iki adli kontrolle gayesine ulaşacak olan mahkeme, 3. yargı paketinden önce de adli kontrol kararı verebilirdi. Ama yeterli görmemişler ki, tutukluluk halinin devamına karar verdiler. Şu halde; Mahkemeler tutuklamadan beklenen gayeyi gerçekleştirdiği ölçüde adli kontrole başvuracaklardır. Tutuklu kişiyi belirli yerlere gitmekten menetmek, Konutu terk etmemek, Polis veya jandarma merkezlerine belirli sürelerde uğrayıp imza atmak, gibi adli kontrol tedbirleri, kaçma şüphesini ya da mevcut delilleri (tanıkları) etkileme, değiştirme veya karartma tehlikesini ortadan kaldırmıyorsa tutuklama devam edecektir. Adli kontrolle serbest bırakılan bir sanık, mevcut davada önceki celselerde beyanda bulunmuş bir tanığı dijital ortam, aracı veya telefonla tehdit ederek ifadesini değiştirmesini isteyebilir. O tanık/lar tam karar okunacakken bile "Bir dakika ifademi değiştiriyorum" deyip, ifadesinin önemine göre tüm davayı etkileyebilir. ABD'de olduğu gibi gizli tanıklar bu tür büyük davalarda tahliyelerden olumsuz etkilenir. Mahkemenin kararı ne olur? Bu minvalde şunları söylemeliyim. Tutuklu vekillerin kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesiyle tutukluluklarının devam etmesine karar verilmesi oldukça normaldir. Bunu tutuklama taraftarı olduğum için değil, ceza yargılamasının doğal bir gereği olarak söylüyorum. Zira tutukluların vekil olması veya kamuda mevcut (generallik) statülerine bakıldığında delilleri/tanıkları etkileme iktidarı oldukça yüksektir. Ayrıca en az 10 yıl, bazı vekillerde iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis tehlikesinin kaçma şüphesini doğuracağı doğal olarak kabul edilmelidir. Generaller Mustafa Bakıcı kaçtı, Levent Ersöz kaçtı yakalandı, Turan Çömez kaçak, Bedrettin Dalan kaçak, Gülseven Yaşer kaçak... Dikkat edilirse bunların hepsi toplumda itibarlı addedilen isimlerden. "Onlar kaçtı diye bunlar da kaçar denemez" gibi ifadeler hissidir, gayrihukukidir. "Kaçma şüphesi var" demek için tüm sanıkların kaçmasını beklemek gibi bir budalalık yapılmaz. En az 10 sene, belki de 20-30 yıl ceza alması kuvvetle muhtemel bir sanığın kaçacağının varsayılması oldukça doğaldır. Buna rağmen tutuklu vekiller için adli kontrolle tahliye kararı da verebilir mahkemeler. Mümkündür ama sürprizdir bana göre. Zira mahkemeler 3. yargı paketinden önce de yurtdışına çıkma yasağına ek olarak çok yüksek bir parasal kefaletle adli kontrol tatbik edebilirlerdi. Ama yapmadılar. Ayrıca KCK tutuklusu milletvekili İbrahim Ayhan'ın 3. yargı paketi şümulünde tahliye talebi reddedildiğine göre, 2 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan Balbay ve Haberal'ın tahliye taleplerinin reddedilmesi kuvvetle muhtemeldir. Sonuç kanaatim; tutuklulukların devam kararı normal, adli kontrolle tahliyeler sürprizdir. GÜLTEKİN AVCI - BUGÜN
12 Temmuz 2012 10:43
DİĞER HABERLER