Karesi Ziraat Odası Başkanı Sözat: Parayı Hans'a vereceğine çiftçi Hasan'a ver

Balıkesir merkez Karesi Ziraat Odası Başkanı Sami Sözat, son 13 yılda uygulanan yanlış tarım politikaları sebebiyle Türkiye'nin artık üreten değil, tüketen bir toplum haline geldiğini söyledi. Sözat, "Türkiye, fütursuzca hububat ithal ediyor. 2002'den bu yana çiftçiye verilen destek 60 milyar lira, ithal edilen tarım ürünleri ise 270 milyar dolar. Desteklemenin beş katı parayla ithal ürün alıyoruz. Bu parayı elin Hans'ına vereceğinize, Türk çiftçisi olan Hasan'a verin." dedi.

Oda Başkanı Sözat, 2015 yılının tarım faaliyetlerini değerlendirdi. Türkiye'de üretimin her yıl azaldığını ve ithalatın arttığını, toprak, mera alanları ve çiftçi kaybının ise çok fazla olduğunu söyledi. Saman ve kurbanlık hayvan ithal eden Türkiye'nin, toprağına ve merasına sahip çıkmadığı takdirde yıllar sonra bunun zararını göreceğine işaret ederek, 2016 yılından da umutlu olmadığını bildirdi. Dış ülkelerden çeşitli ürünlerin ithal edildiğini belirten Sözat, bu durumun tarım ülkesi Türkiye'ye yakışmadığını savundu. Ekim alanlarındaki azalmaya dikkat çeken Sözat, "Türkiye'de 2002 yılında 93 milyon dönüm buğday ekimi vardı. 2014 yılında bu alan 78 milyon dönüme düştü, yani 15 milyon dönüm azaldı. Ekim alanına bağlı olarak meralarda da azalma meydana geldi. 1940'lı yıllarda Türkiye'de 44 milyon hektar mera alanı vardı, 2014 sonu itibariyle 14-15 milyon hektara düştü. Meralar heba edilirken, birilerine peşkeş çekilirken, ekim alanları dağılırken Türkiye, cumhuriyetten bugüne ilk defa saman ithal etti, ilk defa kurbanlık hayvan ithal etti. Gürcistan'dan saman, Rusya'dan buğday geldi. Türkiye, son 10 yıl içerisinde 20 milyon ton hububat ithal etti. Türkiye'nin bir yılda ürettiği hububat miktarı 20 milyon tondur. Bir yıllık üretim miktarı kadar hububat ithal edildi." dedi. Bu durumun, tarım ülkesi Türkiye'ye yakışmadığını, bunun kabahatininse uygulanan politikalarda olduğunu söyledi. Sami Sözat, "Siz politikayı doğru yapamıyorsanız, çiftçi üretmekten kaçınır. Çiftçi para kazanamıyor. Türkiye geçmişte kendine yeten yedi ülkeden birisiydi, şimdi ise tüketen ve ithalatçı bir ülke oldu. İthal etmediğimiz ürün kalmadı. Kosta Rika'dan kavun geliyor, bizim kavunlarımız tarlada çürüyor. İspanya'dan marul geliyor, İtalya'dan ıspanak geliyor, İran'dan karpuz geliyor. Bu yanlış bir uygulamadır. Türkiye, toprağına ve merasına sahip çıkamayan bir ülke konumundadır." diye konuştu.

'ÜRETMEZSENİZ TOPRAK UÇAR'

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'nun açıkladığı rakamlara göre 2004 yılında tarım arazisi miktarının 265 milyon dönüm olduğunu kaydeden Karesi Ziraat Odası Başkanı Sözat, 2014 yılında azaldığını dile getirerek, "27 milyon dönüm arazi uçmuş." dedi. Sözat, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de 2004 yılı rakamlarına göre 265 milyon dönüm tarım arazisi var. 2014 yılına geldiğimiz zaman Türkiye'deki toprak varlığı 238 milyon dönüme düşmüş, 27 milyon dönüm arazi uçmuş. Toprak uçar mı? Uçar, üretmezseniz uçar. Türkiye'de 81 ilin 62'sinde toprak azalması var. En çok toprak azalması Konya'da görülüyor. Siyasi olarak değerlendirildiğinde, iktidara en çok desteğin de oradan çıktığı görülüyor. Maalesef toprağımıza göz dikenlere hesap soramaz hale geldik."

'13 YILDA 31 MİLYAR DOLARLIK TOHUM İTHAL EDİLDİ'

Türkiye'nin, son 13 yılda 31 milyar dolar tutarında yağlı tohum ithal ettiğini belirten Sami Sözat, tarım desteklerinin arttığı iddialarını yalanladı. Çeltik'in maliyetli bir ürün olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini söyleyerek, "Türkiye üreten değil, tüketen bir ülke oldu. 13 yılda ithal edilen yağlı tohum tutarı 31 milyar dolar, buğday 10.7 milyar dolar, pamuk 16.5 milyar dolar, pirinç 2 milyar dolar. Manyas-Gönen bölgesinde pirinç ekimi ağırlıklı. Türkiye'de 280-290 bin dönüm çeltik ekimi var, buradan da 500-600 bin ton pirinç elde ediliyor. Çeltik, maliyeti yüksek bir ürün, mutlak suretle desteklenmesi gerekir. 400 bin ton pirinç ithal edildi, çeltikçi perişan oldu. Sürekli, 'Desteklemeleri arttırdık.' diyorlar. Türkiye'de 2002'den bu yana verilen destekleme miktarı 60 milyar lira, bu dönem içerisinde ithal edilen ürün miktarı ise 265-270 milyar lira; destekleme için verilen paranın beş katı. Elin çiftçisine vereceğinize, kendi çiftçinize verin. Hans'a vereceğinize Hasan'a verin. Maalesef böyle bir politikayı göremiyoruz." ifadelerini kullandı.

Çiftçinin 2002 yılında 5 milyar lira olan borcunun, 2014 yılında 50 milyar liraya yaklaştığını, banka kredileri sayesinde ayakta durduğunu belirten Oda Başkanı Sözat, bankaların kredileri kesmesi durumunda Türk çiftçisinin çökeceğini söyledi. Sözat, sözlerini şöyle tamamladı: "2002'de Türkiye'de çiftçinin borç miktarı 5 milyar liraydı. Hani tarım kalkınmıştı? 2014 yılında çiftçinin borcu 50 milyar lira oldu. İyilik buysa bu iyilik onların olsun. Bugün tarım ayaktaysa bu, bankaların desteği sayesinde oluyor. Bugün bankalar musluğu kapatsınlar, tarım nüfusu çöker. Dört seneden beri borcunu ertelediğimiz yüzlerce çiftçi var. Borçlarını ödeyemiyor ama yapacak başka bir şey yok. Biz bu borcu ertelemezsek, icra kapısına dayanacak. Nereden bakarsanız bakın, güzel bir durum yok. 2002'de 9 milyon olan icra dosyası sayısı, şimdi 27 milyon olmuş. Borçlar artmış, icralar artmış, üretim yok, arazi kaymaları çoğalmış. Bu şartlarda tarımın hangi politikasından bahsedilebilir? Sosyal Güvenlik Kurumu Yasası'nda bir değişiklik oldu, 1 Ocak itibariyle Bağ-Kur primleri arttı. 2015 Ocak ayında prim 303 liraydı, temmuzda 322 lira oldu. 2016 Ocak ayında ise 435 lira oldu. 200-250 lirayken çiftçimiz bu primleri ödeyemedi. Yapılandırmalar yapıldı, yine ödenemedi. 250 lirayı ödeyemeyen çiftçi, 435 lirayı nasıl ödeyecek?" CİHAN
19 Ocak 2016 10:54
DİĞER HABERLER