Süper Lig maçlarının naklen yayın hakkını Kasım 2016’da yıllık 500 milyon Amerikan Doları karşılığında satın alan Katarlı şirket “ beIN Sports”un, sözleşme imzaladığı aracı kurum Türkiye Futbol Federasyonu’na güncel kur 5.29 üzerinden değil, 2 yıl önceki sözleşme döneminde belirlenen 3.26’lık kurdan ödeme yaptığı ortaya çıktı. Sadece geçen Mayıs ayında TEFE-TÜFE oranında bir düzeltme yapan yayıncı kuruluş, yoğun çabalar sonrası bu artışı her yıl uygulama sözü verdi. Ancak, dövizdeki inanılmaz yükseliş, TEFE-TÜFE artışını bir anda silip attı. Sabit kur, yayıncı kulüplerin alacaklarında yarı yarıya bir azalmaya yol açacak gibi duruyor. TFF de 18 kulübe ödemeyi Katarlı şirketin kuru üzerinden TL bazında gerçekleştiriyor.

 

Cumhuriyet’in yaptığı araştırma, 18 Süper Lig kulübü ile sözleşmeden “pay” alan TFF’nin, sabit kur nedeniyle yaklaşık yüzde 55’lik bir zarara uğradığını ortaya koydu. Cumhuriyet’in konuyla ilgili olarak başvuruda bulunduğu beIN Sports , TFF’ye ödenen dolar kurunu “şirketin gizlilik politikası” nedeniyle açıklayamayacağını bildirdi. Kamuoyuna yansıyan, “ beIN Sports, TFF’ye ve dolayısıyla kulüplere yaptığı yıllık ödemenin yarısını sözleşme tarihindeki sabit kurdan (3.26), diğer yarısını ise güncel kurdan ödüyor” iddiası ise federasyona yakın kaynaklarca doğrulanmadı. Ancak TFF’deki belgeler 3.26’lık oranı doğruluyor. 

 

2016 yılının Kasım ayında Süper Lig kulüplerinin yetki verdiği TFF ile anlaşan beIN Sports , bir dönem PSG’nin de hisselerini elinde bulunduran Naaser Al-Khelaifi’nin attığı imza ile yıllık 500 milyon dolar ödemeyi kabul etmişti. Futbol dünyası o günlerde bu anlaşmayı, “Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olan Katarlılar, Recep Tayyip Erdoğan’ın ricasıyla yayın hakkını yüksek aldı” diye yorumlamıştı. Hatta Khelaifi’nin anlaşmadan önce Erdoğan ile görüştüğü öne sürülmüş, dönemin CHP Milletvekili Barış Yarkadaş konuyla ilgili TBMM’ye soru önergesi vermişti. Yine bazı futbol adamları, “Normalde 150 milyon dolar bile etmeyecek yayın iyi rakama müşteri buldu” şeklinde görüş belirtmişti.

 

Naklen yayın anlaşması imzalandıktan sonra üzerinde gizlilik kararı olan şartların kamuoyuna sızması kulüplerin isyanına neden olmuştu. Dönemin Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, 3.26’lık döviz kurunun sözleşme imzalandığı tarihte 3.36 olduğunu öne sürerek, “Gerekirse Kulüpler Birliğini de TFF’yi de mahkemeye veririm” açıklamasında bulunmuş, birçok kulüp konuya isyan etmiş ancak İBB Başkanvekili ve Cumhurbaşkanı’nın akrabası olan dönemin Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ, bir şekilde futbol dünyasını ikna etmişti. Yıldırım, görevini bırakana kadar kur konusundan doğan zararı gündemde tutmuştu.

 

Büyük bir borç sarmalında bulunan kulüpler, TFF’den aldıkları naklen yayın gelirleriyle transfer yapıyorlar. Ne var ki, adının açıklanmasını istemeyen bir kulüp başkanı, önceki yıllarda TFF’nin Ağustos ayında kendilerine ön ödeme yaptığını, bu yıl söz konusu avansın gerçekleşmediğini öne sürdü. TFF yetkileleri ise bu haberi doğrulamadı. Naklen yayın ödemelerinin geçen yıla ilişkin son taksidinin sezon bitiminde yapıldığını, yeni ödeme tarihinin ise 21 Eylül olduğunu bildirdiler.

 

Lig maçlarını ve bazı Avrupa kupası maçlarını beIN Sports üzerinden izleyen futbolseverler ise hem fiyat artışı, hem de uluslararası nitelikteki Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası maçlarının şifreli yayımlanmasından şikâyetçi. Hatta Benfica-Fenerbahçe maçının radyo anlatımının bile gerçekleşmemesi, “Ülke ekonomik darboğazdayken, milli maç niteliğindeki Avrupa kupası maçlarını bile izlettirmeyen sisteme yazıklar olsun” biçiminde görüş belirttiler.