Kırım Türkleri Derneği Şube Başkan İdik: 18 Mayıs 1944 unutulmayacak!

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Kırıkkale Şubesi Başkanı Yılmaz İdik, 18 Mayıs 1944 tarihinde yapılan soykırımı unutmayacaklarını söyledi.

Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Kırıkkale Şubesi tarafından 8 Mayıs 1944 Sürgünün 71. yıldönümü dolayısı mevlit okutuldu. Nur Camii'nde okunan mevlidi şerifte Milletvekili Oğuz Kağan Köksal ve vatandaşlar katıldı. Mevlid sonunda vatandaşlara lokum ikram edildi.

18 Mayıs 1944 tarihi insanlık ayıbının yaşandığı tarihlerden biri olduğunu belirten İdik, "Kırım Tatar Türkleri bu tarihte İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlara yardım ettikleri gerekçesiyle vatanlarından topyekün sürgüne maruz kalmışlar, bu sürgün sırasında da büyük bir soykırım yaşamışlardır. Sovyet liderlerinden Beria'nın 10 Mayıs 1944'te Sovyet Devlet Başkanı Stalin'den, Kırım Türklerinin Sovyet halkına karşı 'ihanet ettiği' göz önüne alınarak, bütün Kırım Türklerinin Kırım bölgesinden çıkarılması hususunda Devlet Güvenlik Komitesi(GKO)'nin onayını talep etmesini müteakip 11 Mayıs 1944'te Stalin imzalı GKO'nin 5859 sayılı 'çok gizli' kararnamesiyle Sovyet Yönetimi Kırım'da yaşayan tüm Kırım Türklerinin vatanlarından sürgününe karar vermişti." dedi.

İdik, söz konusu kararname ile, sürgün edilecek olanların beraberlerinde kendi özel eşyalarını, elbiselerini, günlük demirbaş eşyalarını ve aile başına 500 kg erzak almalarına izin verildiğini aktarıp şunları söyledi: "Kırım Türklerini sürmekle görevlendirilen askerlerin taşkınlıkları o derece artmıştı ki, yaşlı kadınları, acıdan çılgına dönenleri kaçmaları için serbest bırakmışlar, sonra da arkalarından kurşun yağdırmışlardı. Hayvan vagonları ile sürgüne gönderilen Kırım Türklerinin sürgününün yolda geçen safhası, Kırım Türkleri açısından unutulması güç hadiselerin cereyan ettiği bir tablo ortaya koymaktadır. Geri kalanlar da sürüldükleri Özbekistan ve Kazakistan'da çoğunlukla fabrika ve işletmelerin bulunduğu köy ve kasabalara yerleştirildiler. Kırım Türkleri buralarda uzun bir müddet son derece ağır şartlar altında yaşadılar. Günlerce, haftalarca at ahırlarında, kuru toprak üzerinde, hatta kazdıkları çukurlarda yaşamaya çalışarak hayatta kalma mücadelesi verdiler. Son derece çetin olduğu görülen bu hayat şartları, Kırım Türkleri arasında oldukça ciddi boyutlara varan can kayıplarına neden oldu. Sürgünden yıllar sonra bizzat Kırım Türkleri tarafından yapılan nüfus sayımı sonucunda ortaya çıkan tablo, yol boyunca ve yerleşim yerlerine vardıktan sonra geçen birkaç yıl içinde açlık ve hastalıktan ölen Kırım Türklerinin mevcudunu gözler önüne sermektedir. Buna göre, sürgüne gönderilenler arasında bulunan 112 bin 700 çocuktan 60 bin 34'ü, 93 bin 200 kadından 40 bin 85'i, 32 bin 600 erkekten 12 bin 61'i hayatını kaybetmiştir. Bu sürülen bütün halkın yüzde 46.2'sı, diğer bir ifade ile halkın neredeyse yarısı demekti."

İdik, sürgün edilen bu toplulukların mensuplarının halen sürgünlerin acısını her yönüyle yaşadığını hatırlatıp, "Sürgün olayları sırasında resmen soykırım tarifine uyan uygulamalar yapıldığı halde tarihin daha eski dönemlerinde yapıldığı iddia edilen sürgünler parlamentolara taşınırken bu halklara uygulanan soykırımların hatırlanmamak istenmesi insanlık ayıbıdır. En azından bu insanlardan sürgüne sebep olan ülkelerin politikacıları ve parlamentoları insanlık önünde özür dilemelidirler." şeklinde konuştu. CİHAN
14 Mayıs 2015 15:20
DİĞER HABERLER