5 Kasım'da açıklanan enflasyon oranları gösterdi ki fiyatları bazen korkutma, bazen de kampanyayla aşağı çekmek işe yaramamış.
Son 15 yılın en yüksek enflasyonunu Tr724'den Semih Ardıç 'YÜZDE 10’CULAR NEREDE?' başlığıyla değerlendirdi. Ardıç'ın yazısından ilgili bölüm...
(...)
15 SENENİN EN YÜKSEK ENFLASYONU
Ekonomiyi masa başında krizden çıkarma projesi 5 Kasım’da çöktü. Enflasyon cephesinde tek kelime ile hezimet yaşandı. Diğer cephelere yayılacak kadar ağır bir mağlubiyet bu.
Enflasyonun basın toplantısı ile düştüğü nerede görülmüş ki Türkiye’de benzer bir netice elde edilebilsin?
TÜİK ensesinde hissettiği Saray sopasına rağmen son 15 senenin enflasyon rekorunu kayıtlara geçirdi. Zira mızrak çuvala sığmıyor.
Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ekimde aylık yüzde 2,67 arttı. Senelik enflasyon ise yüzde 25,24’e yükseldi.
2001 krizinin radyo-aktif serpintisinin tesirlerinin devam ettiği 2003 senesinin rakamlarına rücu etmek 2018’de Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) nasip oldu.
ENFLASYONDA ZOR GÜNLER BİTMEDİ
Konutta yüzde 4,15, ev eşyasında yüzde 3,44, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 3,22 ve eğlence- kültürde yüzde 2,07 artan fiyatlar neyin emaresi?
Bahse konu oranlar maalesef “fiyatlandırma davranışları” dediğimiz beklenti ve hissiyatın tamamen bozulduğunu gösteriyor.
Giyim ve ayakkabıda yüzde 12,74 fiyat artışı hayli yüksek bir oran. Almanya’da senelik enflasyon yüzde 2 bile değil. Türkiye’de giyim ve ayakkabıya bir ayda gelen ortalama zam Almanya’nın senelik enflasyonun 6 katından fazla.
Son bir sene içinde ulaştırma yüzde 32,00, çeşitli mal ve hizmetler yüzde 31,50, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 29,26 ve konut yüzde 25,72 fiyat artışına maruz kaldı.
Gıda, yani dar ve orta gelirlinin sofrasının maliyeti yüzde 30 arttı. Ev eşyasında enflasyon yüzde 37,92 ile yeni bir rekor kırdı.
SANAYİCİNİN ENFLASYONU YÜZDE 45
Eski ismi ile toptan eşya fiyatların TÜFE’nin çok fevkinde arttı. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) 2018 yılı ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0,91, yıllık yüzde 45,01 yükseldi.
Haziran-temmuz aylarında “enflasyon çift hanede kalıcı olur mu?” diye müzakere edilirken ekim sonunda yüzde 20’nin altı hayal oldu.
ÜFE ile TÜFE arasındaki makas giderek kapanacak. Amma velakin ÜFE çok aşağı gelmeyecek, TÜFE tırmanacak.
Üretici piyasada yaprak kıpırdamadığı için maliyetlerini etiketlere tam olarak aksettiremedi. Talebin daha da azalmasından endişe ediyor sanayici.
Türk Lirası’nın dolara karşı sene başından beri yüzde 44 eridiği dikkate alındığında enflasyonun da kur artışı ile paralel yol aldığı müşahede ediliyor.
Saman ithal edecek kadar dışa bağımlı bir ekonomide farklı bir temayül beklemek ham hayaldir.
KARŞILIKSIZ PARA BASMAK BİLE ÇARE OLMADI
İstediğiniz kadar karşılıksız para basın, tek sesli medya ile bambaşka bir tablo çizin netice değişmiyor.
Türkiye ekonomisi yüksek bir borç krizi ile boğuşurken hiç hesapta olmayan kur ve faiz şoku ile felç geçirdi.
O mefluç halin yatırım için kimsede takat bırakmadığını görmek istemeyenlerin girdaptan nasıl çıkılacağına dair tavsiyesi yok.
Alarko Holding, Kırklareli’nde doğalgazdan elektrik imal ettiği santrali 5 Kasım itibarıyla en az bir seneliğine kapattı. 75 milyon dolarlık bir tesis atıl vaziyette kalacak.
DÖVİZ BORÇLARI ÖDENEMİYOR
Alışveriş merkezleri bankalardan aldığı döviz borçlarını ödeyemiyor. Sözleşmeleri Saray tarafında çöpe atıldı.
Kasım ve aralık aylarını elde avuçta kalanlarla atlatan şirketler 2019’a çok zor şartlarda adım atacak.
Temsa’nın yeni senenin ilk 3 ayında tek otobüs siparişi almaması Adana’daki tesisi 45 gün kapattıracak.
Gümrüklerde 100 binden fazla ithal otomobil bekliyor. Firmalar için arabaları gümrükten çekmek dert gümrükte bekletmek ayrı dert.
DEVLET BİZİ DE KURTARSIN
Düne kadar “ekonomimiz uçuyor” beyanatı veren sektör temsilcileri “devlet bizi de kurtarsın” mesajları yayımlıyor.
Resmi rakamlar bile krizi örtemiyor. Mahkemelere bile karışan bir iktidarın mevcudiyetinde ekim enflasyonuna TÜİK’in müdahale etmemiş olma ihtimali sıfıra yakındır.
Müdahale edilmiş hali ile Türkiye 150’ye yakın memleketi geride bırakarak yüksek enflasyon liginde ilk 10 arasına girdi.
Böyle bir iklimde işçi, memur ve emeklilerin günden güne fakirleştiğini söylemeye lüzum var mı?
AKP lideri ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan maaşına yüzde 26 zam yaparak kendisini enflasyona ezdirmediğine göre sabit gelirli kesimleri de sefalete mahkum etmeyecektir herhalde.
Ne de olsa 31 Mart 2019’da seçim var…