Kulislerde 'Erdoğan'ın seçime girmeyebileceği' konuşuluyor

Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu'nun, "Erdoğan kazanamayacağını görürse seçime girmeyebilir. Kaybedeceği seçime girmez. AKP içinden veya dışından sürpriz bir aday gösterebilir" sözlerine ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, bugünkü, "Erdoğan aday olmayabilir (mi)?" başlıklı köşe yazısında, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun sözlerine değinerek Erdoğan'ın adaylığı hakkında değerlendirmede bulundu. 

"Başkası söylese, önemsemezdim. Saadet Partisi Lideri söyleyince durup düşünmek lazım dedim" diyen Tezkan, "Karamollaoğlu Halk TV’deki yayında ‘Erdoğan kazanamayacağını görürse seçime girmeyebilir’ dedi. Ve ekledi; ‘kaybedeceği seçime girmez. AKP içinden veya dışından sürpriz bir aday gösterebilir.' Olabilir mi? Şurası bir gerçek ki, Erdoğan oy kaybını durdurmak, tersine çevirmek, seçime iddialı girmek için ocak ayından itibaren yağdırmaya başlayacak…" ifadelerini kullandı.

Tezkan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

"2023 yılı başında…

Emekliye beklemedikleri oranda zam verecek.

Memurun maaşını katlayacak.

Asgari ücreti belki de ikiye katlayacak. (İşçi çıkarmamaları için firmaları uyaracak!)

Vergi affı getirecek.

Esnafa ucuz kredi verecek.

Çiftçinin borçlarını silecek, destekleri artıracak. Mazottan ÖTV ve KDV almayacak.

Kısaca yalancı cennet yaratacak.

Yalancı cennetin yalancılığı ortaya çıkmadan, yani kalıcı hiperenflasyon dönemi başlamadan sandığı seçmenin önüne koyacak.

Buraya kadar hemfikir miyiz?

Galiba evet, büyük olasılıkla bu hamleyi yapacak.

Hem fikirsek devam edelim.

Buna rağmen yaptırdığı anketlerde seçilemeyeceğini görürse, Millet İttifakı adayının ipi göğüsleyeceğini anlarsa, bunu sahada da (mitinglerdeki ilgiyle) test ederse ne yapar?

Soru bu…

Karamollaoğlu’na göre kaybedeceği seçime girmez.

Kimileri de diyor ki; olur mu ya… Aday olmaması, seçime girmemesi, havlu attığı anlamına gelir. Bu şartlarda Millet İttifakı’nın adayı fark atarak kazanır.

Bu aynı zamanda Türkiye’yi değiştirmek, dönüştürmek laiklik boyunduruğundan (!) kurtarmak ülküsünden vazgeçmektir.

20 yıl uğraştım başaramadım demektir.

‘Dava’nın başarısızlıkla sonuçlanması demektir.

Bu sebeple Erdoğan sonuna kadar savaşır. Kaybedeceğini anlarsa bir yolunu bulur seçimi bir yıl erteler. O da olmazsa, atı alan Üsküdar’ı geçti taktiğine başvurur, mühürsüz oylar yine geçerli sayılır. (2017 referandumunda olduğu gibi) Bu da tutmazsa hile var oylar çalındı diyerek seçimi iptal ettirir (İstanbul seçiminde olduğu gibi)



Yani iktidarı vermemek için sonuna kadar direnir. Muhafazakâr/mütedeyyin/İslamcı tabanına bunun beka meselesi olduğunu anlatır.

Mutlaka aday olacak diyenlerin tezi bu…

Karşı tez de şu…

Erdoğan aday olup kaybederse siyasi hayatını noktalar. Girdiği her seçimi alır efsanesi çöker. Maçı böyle bitirmek istemez.

Kenara çekilir, başka aday gösterir. Meclis’te çoğunluğu elinde tutmak için bütün gücünü harcar. Meclis çoğunluğunu sağlayarak yeni seçilen Cumhurbaşkanı’nın elini ayağını kilitleyerek seçime gitmeye zorlar.

Tamam da Erdoğan olmazsa AKP dağılır.

Doğru ama şöyle bi fark var. Aday olmuyor ama yine AKP’nin başında kalıyor. Hem de mağduriyet yaratarak…

Nasıl yani?

Her şeyi bir güne sığdırmayayım onu da yarın anlatırım."
15 Ağustos 2022 13:33
DİĞER HABERLER