Samanyolu Haber yazarı Ertuğrul Cihan, HDP'li belediyelerin Kürtçe tabelalarının indirilmesini Cemaat'e bağlayan Ahmet Hakan'a seslendi: Eğer farkında olmadan yapıyorsan ucuz oyunlar oynayan ve asla ehil olmayan bir idrak yoksununun tekisin. Yok, eğer farkında olarak yapıyorsan AKP'nin elinde oyuncak olmuşsun ve gazeteciliğe ihanet etmişsin demektir.
TABELA DUVAR VE AHMET HAKAN
Ahmet Hakan, Derik Belediyesi'nin Kürtçe tabelasının 12 Eylül günü (Kenan Evren cuntası bile belediyelere kayyım atamamıştı) indirilmesini köşesine taşımış.
Şöyle diyor Hakan:
-Mehter marşlarıyla...
-Bayraklar çekerek…
-Kürtçe tabelaları yıkarak…
Belediye binası zapt etmek de neyin nesi Allah aşkına?
Sen ne yaptığını zannediyorsun kardeşim?
Orası zaten bize ait değil mi?
Mehter marşlarıyla falan neyin fethi bu?
Ahmet Hakan kuru atar yapıyor.
Belediyeye kim kayyım atamış?
Kim milyonlarca HDP seçmenin iradesini hiçe saymış?
HDP'li belediyeler PKK'ya yardım etmişse yıllarca buna kim göz yummuş?
AKP, AYM 2010 yılında İçişleri Bakanlığı'na belediyeleri idari yönden denetlemesine imkan veren düzenlemeyi iptal etmesine rağmen niye 6 yıldır yeni yasa yapmamış?
Hiç biri yok Ahmet Hakan'ın yazısında!..
Sadece mehter marşlı, bayrak şovlu işgale takılmış.
Yazının devamı daha da fecaat:
O bayrak hepimizin bayrağı değil mi?
Ne diye bir zafer nişanesi gibi sallıyorsun o bayrağı milletin üstüne?
Kürtçe bizim de dilimiz değil mi?
Ne diye yıkıyorsun Kürtçe tabelayı?
Bu yaptıklarınla...
- PKK’ya mükemmel bir propaganda fırsatı verdiğinin...
- Kürtleri yabancılaştırdığının...
- Birliği, beraberliği bombaladığının...
Farkında değil misin?
Ahmet Hakan'ı okuyunca aklıma Vizontele'deki meşhur "Tamam kaputu açtın açtın bari aküyü çalmasaydın iyiydi" repliği geldi.
Yani Kürtçe tabela indirilmese hiç bir sorun yok öyle mi?
HDP "Tamam belediyelerimizi gasp ettiler ama en azından Kürtçe tabelalarımızı indirmediler" deyip sineye mi çekecek?
Ama bütün olan biteni bir yere bağlaması gerektiğini bilecek kadar da cin Ahmet Hakan.
Ne yapmış dersiniz?
Tabi ki o küçük aklıyla şapkadan "Cemaat" çıkarmış:
Eğer farkında olmayarak yapıyorsan...
Tehlikeli oyunlar oynayan ve asla ehil olmayan bir idrak yoksununun tekisin.
Yok, eğer farkında olarak yapıyorsan...
Üst aklın elinde oyuncak olmuşsun ve FETÖ’cü bir ihanete imza atmışsın demektir.
Yazının finalinde ise 28 belediyeye kayyım atayan Süleyman Soylu'ya teşekkür etmeyi ihmal etmemiş:
Bravo Süleyman Soylu'ya!
İçişleri Bakanı belediyedeki Kürtçe tabelayı indiren kayyıma ders verdi.
Şöyle dedi bakan Soylu:
"Türkçe gibi Kürtçe de bizim dilimizdir. Bizim meselemiz terörledir. Hemen talimat verdim. O tabela yerine asılacak"
İşte budur!
Teşekkürler Süleyman Soylu!
Bak Ahmet Efendi!
Kürtçe tabelayı mehter marşıyla bayrak şovla indiren o kayyım nereden cesaret aldı biliyor musun?
Derik Belediyesi'nin tabelasını indiren ekiplerin Ankara'daki uzantısı AKP'liler sadece 7 gün önce işadamı Akın İpek'in 70 küsür yaşındaki annesine ait Ankara İncek'teki çiftliğin kapısına dayandılar.
Çiftliğin bahçe duvarını Türk bayrağı astıkları iş makineleriyle, mehter marşları eşliğinde yıktılar.
İçerdeki insanlara hakaret edip, tehditler savurdular!
Hatta köşe yazdığın Hürriyet kocaman videolu, fotoğraflı "Mehter Marşı'yla yıktılar" başlıklı bir haber yaptı.
Ve ne sen ne de alkış tuttuğun İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AKP'liler...
"Ne yapıyorsunuz kardeşim o bayrak hepimizin değil mi?
-Ne diye zafer nişanesi olarak sallıyorsun!
-Darbeyle 70 küsür yaşındaki yaşlı bir kadının evinin duvarının ne ilgisi var?
-Böyle yaparak yüz binlerce Cemaat mensubunu yabancılaştırdığının farkında değil misin?
-Birliği beraberliği bozduğunu görmüyor musun?" demediniz...
Demediğin, demediğiniz gibi şimdi kalkmış bir de pişkince Derik Belediyesi'nin Kürtçe tabelasının indirilmesini de Cemaat'e bağlıyorsun.
Ey Ahmet Hakan eğer farkında olmadan yapıyorsan...
-Ucuz oyunlar oynayan ve asla ehil olmayan bir idrak yoksununun tekisin.
Yok, eğer farkında olarak yapıyorsan...
-AKP'nin elinde oyuncak olmuşsun ve gazeteciliğe ihanet etmişsin demektir.