[M.Ertuğrul İncekul] Sakın yukarı Bakma

Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa , doğruyu söyleyenlerden o kadar nefret eder. George Orwell

M.ERTUĞRUL İNCEKUL-SAMANYOLUHABER.COM

Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa , doğruyu söyleyenlerden o kadar nefret eder.
George Orwell 

Don’t Look Up (Yukarı Bakma); Adam McKay’in iyi bir oyuncu kadrosu ile vizyona giren yeni filmi.

Filmin konusu kısaca şöyle; 
Kate Dibiasky (Jennifer Lawrence) Michigan Eyaleti'nde doktora öğrencisi... Dünyaya yaklaşan ve tam olarak 6 ay 14 gün içinde tüm yaşamı sonlandıracak büyük bir kuyruklu yıldız keşfeder. O ve profesör Randal Mindy (Leonardo DiCaprio), Başkan Janie Orlean'a (Meryl Streep) brifing vermek için Beyaz Saray'a gider. Dünyanın derdini anlatırlar "hepimiz öleceğiz" derler. Onlara söylenen şudur: Yukarı bakma!

Film dünyanın sonu yaklaşsa bile gamsız politikacıların doğru şeyi yapacağına inanmanın zorluğunu anlatıyor. 

Yukarı bakma! gözlerini kapat! Gerçekleri görme diyor. Film, dünyanın sonunu getirecek bir kuyruklu yıldız bile olsa o meteorun içindeki madenleri paraya çevirmenin hesabını yapan, senin hayatını hiçe sayan, vicdanını iyice alçaltmış politikacılar ve siyasetin köpeği olmuşların hep olacağını anlatıyor bize.

Bir ucuzluk içerisinde dünya ve popülizmin hümanizmden uzak, hiç insani olmayan yönleri, hayatımızın her yerini istila etmiş durumda.  Aslında filmde verilen mesajlardan birisi de; tüm bu olanların sebep olan, dünya yansa umurumuzda değil diyen dev egolar ve imtiyazlı zenginler. Vurdumduymazlık içerisinde uzaya kaçışları da bunun göstergesi.

Dünyanın herbir ülkesinde yaşayan zenginler, ünlüler, kanaat önderleri, yazarlar, aydınlar, politikacılar ciddi bir sınav kuşağından geçiyoruz. İnsan kalabilme, vicdanını yitirmeme sınavından geçiyoruz. Sormamız gereken asıl soruları unutmama, hayata ait anlamları oluşturan cevapları yitirmeme... Varoluşumuza ihanet etmeme sınavı…

Yunanistan sınırında geri itmelere muhatap olanlar, en insani ve hukuki sığınma haklarından mahrum ediliyorlar! Buna seyirci kalan AB yetkilileri insani bir sınav veriyorlar. Ya yukarı bakma , gerçeklere gözünü kapat diyecekler ya da gerçeği kabul edip, çözüm bulma yollarına bakacaklar.

Farklı bir perspektifden Yukarı Bakma filmini, Boğaziçili eylemcilerin darp edilip gözaltına alınmalarının gerekçeleri ile de bağlayabiliriz;  Aşağı bakmamak! Polis yürüyen öğrencilere ‘aşağı bak!’ Dayatması yapmış, uymayanları tartaklayarak gözaltına almıştı.

Türkiye’de insan hakları ihlalleri zirve yapmışken, bütün uluslarası raporlarda en tepede yer alırken,  kara para aklamada Türkiye kırmızı listelere girmişken, insanlar açıktan hapishanelerde ölüme terk edilirken,  yetkililer ve gücü bugün elinde bulunduranlar ya vicdanlarının sesini dinleyecekler ya da kopacak kıyamete seyirci kalacaklar.

Bu satırları yazdığım, karanlığın aydınlığa yüz tuttuğu şu dakikalarda, daha önce Madagaskar ‘da beraber eğitim ve öğretim faaliyetleri yaptığım Okul Müdürü Yusuf Kurt Bey’in eşi Leyla Kurt’un ölüm haberi ile sarsıldım. 


Leyla Hanım uzun zaman kansere karşı mücadele vermişti. Eşi Yusuf Kurt, 5 yıldır cezaevinde. Yatarı bittiği halde denetimli serbestlik hakkı verilmedi. Üç tane evladının mesuliyeti ve yaşanan üzücü hadiselerle  tertemiz vicdanı baş edemedi. 

Goethe; Dünya hassas ruhlar için cehennemdir, der. 

Leyla Hanım gibiler toplumun vicdanıdır. Dışlasanız da, kabul etmeseniz de Leyla Kurt ve emsali aynı Kate Dibiasky ve profesör Randal Mindy gibi meteor geliyor, dünyaya çarpacak ve hep beraber yok olacağız diyen, gerçekleri haykıran, temiz vicdanlı insanlardır. 

Tüm dünya insanları olarak gerçeklere, haksızlıklara, erdemin parlayan ve imrendiren yüzüne, yanıltmayan kılavuz vicdanlarımıza yüz çevirmeyeceğimiz, gözlerimizi kapatmayacağımız yepyeni bir yıl diliyorum.

@ErtugrulIncekul

28 Aralık 2021 14:40
DİĞER HABERLER