İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Koronavirüs salgınında başka ülkelere yapılan yardımları eleştirdi: "Madem durumun var, önce sıkıntı çeken insanına yardım yap. Aç karınların böyle hikâyelere karnı tok. Devlet adamlığı, yaraya çare olmaktır."
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in evine Koronavirüs girdiğini, yardımcısında Koronavirüs çıktığı haberi dün Sözcü gazetesi'ne verdiği mülakatta ortaya çıkmıştı
Sözcü, Akşener'in gündeme dair değerlendirmelerini yayımlamaya bugün de devam etti.
İktidarın bağış kampanyası için “Yeni Cami'de dilenip, Sultanahmet'te sadaka verilmez” benzetmesi yapan Akşener'e, “Bunun ileri bir benzetme olup olmadığını” sordum.
Akşener, şu cevabı verdi:
"BÖYLE KOMEDİ OLMAZ"
*Hayır düşünmedim. Sayın Erdoğan'ın yaptığının tam tarifi buydu. Vatandaşına IBAN göndereceksin, sonra fert başı geliri 30 bin doların üstünde olan İtalya'ya, İspanya'ya ‘Yardım gönderdik' diye caka satacaksın.
*Böyle komedi olabilir mi? Böyle bir anlayış devlet ciddiyetine yakışmaz. Cumhurbaşkanları kendi vatandaşları sıkıntı çekerken, uluslararası alanda kişisel PR çalışmalarına giremezler. Devlet yönetme yetkisinin getirdiği sorumluluk her şeyin önüne, ülkeni, vatandaşını koymaktır.
*Kendi imajını milletinin sağlığının önüne koyan bir zihniyetle devlet yönetilmez. Bizim çağrımız çok net. Madem ona buna yardım gönderecek durumun var, önce sıkıntı çeken, açlık çeken insanına nakit yardımı yap.
*Bu büyük millet gerekirse birbirine yardım eder. Ama önce sen devlet olarak vatandaşının yanında durmak zorundasın. Maalesef krizi değil, algıları yönetmeye çalışıyorlar.
*Kendi vatandaşından para isteyerek zedeledikleri itibarı, Avrupa'ya yardım ederek toplamaya çalışıyorlar. Aç karınların böyle hikayelere karnı tok.
"SAFA SÜRMEDİLER"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Tekalifi Milliye” örneği için Akşener şunları söyledi:
*Vatandaş, devletini yanında görmek istiyor, devletine ihtiyaç duyuyor. Devleti yönetiyorsan bunun gereğini yerine getireceksin. ‘Ben kredi vereyim, parayı vatandaş versin' diye bir anlayış olamaz.
*Böyle zamanlarda devlet adamının aklına konut kredisi limiti artırmak, uçak biletinin KDV'sini düşürmek, Kanal İstanbul ihalesi yapmak gelmez. Devlet adamlığı, yaraya çare olmaktır.
*Çıkarsın, ‘Aile başına şu kadar yardım yapıyorum' dersin. Ya da dönersin vatandaşına, ‘Benim param yok ey milletim, sizden borç istiyorum' dersin. Tekalifi Milliye böyle olur.
*Kaldı ki Sayın Erdoğan'ın bahsettiği Tekalifi Milliye, ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak için yola çıkmış o kahramanların milletten talebiydi.
*Onlar; saraylarda sefa sürüp, lüks arabalarla, 500 milyon dolarlık uçaklarla gezmiyorlardı. Onlar; cephede, kelle koltukta vatan kurtarıyorlardı.
"ZÜL SAYIYORUM, AYIP"
Meral Akşener, CHP'li belediyelerin bağış toplamasının yasaklanmasını ise şöyle değerlendirdi:
*Bu konuyu konuşmayı bile zül sayıyorum. Millet can derdindeyken siyasi hesaplarla kanunsuz işler yapılmasını ayıplıyorum. Belediyelerimizin bağış toplaması yasaldır.
*‘Devlet içinde devlet' gibi ithamlarla, böylesine ulvi bir çabayı kirletmeye kalkmasını gerçekten ayıplıyorum. Milletimiz bunca sıkıntıyla boğuşurken omuz vermeyen iktidarın, devlet yetkilerini böyle pervasızca kullanmasını da kınıyorum.
*Gerçekten yazık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş sonrasında Sayın Erdoğan'ın keyfine esir bir ülke haline geldik, bu gerçekten çok üzücü.”