Samanyoluhaber.com yazarı Ali Emir Pakkan hizmet hareketine mensup kişilerin yargılandıkları mahkemelerin bir çoğunun 27 Mayıs döneminin mahkemeleriyle aynı olduğunu o dönemki gerçekleri anlatarak yazdı
Yeniden utanç yargılamaları!
Hidayet Karaca, bir gazeteci, bir özel televizyon (Samanyolu) kanalının genel müdürüydü. Gülen hareketine mensup diye tutuklandı. Silivri zindanında, çile dolduruyor. Ankara'daki mahkemede kendini savunurken, Yassıada'yı hatırlattı.
"Yapılan hukuksuzlukların oradakilerden farkı yok" dedi!
Hizmet hareketine mensup diye binlerce kişi tutuklandı, işkence görüyor; iddianamesi yazılanların çıkarıldıkları mahkemelerde ise Yassıada'nın tekrarı yaşanıyor!
'Mahkemecilik' oyunu!
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Milli Birlik Komitesi, Demokratları yargılamak için özel bir mahkeme kurdu! Bu mahkemeler tıpkı Sulh Ceza Hakimlikleri gibi, “tabii hâkim” ilkesine aykırıydı!
6 Ekim 1960’ta mahkeme başkanlığı görevine Salim Başol getirildi. Başol, Yassıada yargılamalarında peşin hükümlülüğü ve sert tutumuyla dikkatleri çekti. Sanıkları aşağılayıcı sözler sarf ediyordu. İdamla yargılanan Bakan Hasan Polatkan savunma için söz istediği zaman; “On beş dakikadan fazla dinleyemeyiz.” dedi!. Başsavcının tanık olarak gösterdiği Prof. Nail Kubalı’yı ise tam 8 saat konuşturdu. DP'li bir vekilin isyanına, “Sizi buraya tıkan irade böyle istiyor” diye karşılık verdi!
Sanıklar kendi lehlerine hiçbir delili sunamadı. İncelemenin genişletilmesi istekleri alındı ise de bunlar incelenmeye gerek görülmeksizin reddedildi. Diğer deliller Meclis ve grup zabıtları ile bazılarının hatıra defterlerinden ibaretti. Yassıada belgeleri açıldığında görüldü ki, sanıkların yazılı savunmaları da okunmamıştı!
Başol ve mahkeme üyeleri, sık sık Devlet Başkanı Cemal Gürsel’i ziyaret etmekten, darbecilerle temas kurmaktan çekinmiyordu.
Yassıada'da, Silivri ve diğer bazı cezaevlerinde olduğu gibi işkence de vardı! Menderes hücre hapsinde tutuldu! Savcı Ömer Altay Egesel, sorgu sırasında ağır hakaretler ediyor, işkenceden çekinmiyordu. 7 tutuklu kötü muameleden hayatını kaybetti.
Savcı Egesel'in hazırladığı iddianame 1961 Temmuz ayı başlarında okunmaya başlandı. Bu hukuki hiçbir dayanağı olmayan siyasi bir hikâye dizisi, bir hınçname idi. 118 kişi hakkında idam talebinde bulunuldu. Mezarlar çok önceden kazılmıştı! Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu idam edildi.
Hakim ve savcılar, darbecilerin verdiği ‘mahkemecilik’ görevini başarıyla yerine getirmişlerdi. Heybeliada’dan Savarona gemisine bindirilip Marmara Denizi’nde gezintiye çıkarıldılar. Savarona, Cumhurbaşkanlığı’na tahsis edilmiş bir gemiydi ve protokole tabiydi! Sonra da yargıda önemli görevlere atanarak ödüllendirildiler!
57 yıl sonra... Yeniden Yassıada mahkemeleri sahne aldı! Bu çadır tiyatrosunu kuran Siyasi İslamcıların adı 27 Mayısçıların yanına yazılacak! Tarihin utanç sayfalarında okunacaklar...
Ali Emir Pakkan