Matematik ve fen eğitiminin analizi yapıldı
-ESOGÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Turhan,
Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemil Yücel, Eğitim Fakültesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Engin Karadağ, 2011 yılından yapılan TIMSS sonunda
ESKİŞEHİR (A.A) - Deniz Açık - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
(ESOGÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Turhan, Dekan Yardımcısı
Doç. Dr. Cemil Yücel, Eğitim Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Engin Karadağ, 2011
yılından yapılan Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması Sınavı
(TIMSS) sonunda Türkiyenin matematik ve fen eğitimdeki analizini çıkarttı.
Prof. Dr. Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TIMSS 2011in bütün dünya
ülkelerin katıldığı bir çalışma olduğunu belirterek, bu çalışmada her ülkenin
raporunun çıkartıldığını kaydetti.
ESOGÜ Eğitim Fakültesinin bu rapordan Türkiyenin ön değerlendirme raporunu
hazırladıklarını ifade eden Prof. Dr. Turan, şöyle konuştu:
Bir çok ülke bu sınavlara katılıyor ve bu sınav sonundan ülkelerin
eğitimdeki performansını görüyoruz. Bu çalışmalarda her ülke kendi için
çıkarımlarda bulunuyor. Bu sınav 4 yılda bir yapılıyor. TIMSS 2011 verileri ocak
2013te açıklandı ve şubat ayında paylaşıldı. Bu raporu değerlendirdik.
Türkiyede son 150 yılda eğitimdeki buz dağı eriyor. Eğitimde çok önemli çabalar
sarf edildi. Batının eğitim modelleri alındı. Bunlar çalışmıyor. Her ülkenin
kendine özgü eğitim modelleri var. Türkiye, kendine özgün modelleri geliştirmek
zorundadır. Bu rapor, Türkiyede sosyal adaletin bozulduğunu söylüyor. Giderek
uçurum artıyor. Kamu ve özel sektör, Türkiyede eğitim politikalarını tamamen
kazananlar üzerine inşa ediyor. Anadolu insanını çoğunluğunun gittiği okular göz
ardı ediliyor. Kırsal kesimin çocukları daha başarısız, sosyo-ekonomik statüleri
düşük olan öğrencilerimiz daha başarısız. Matematiği bütün çocuklarımızın
öğrenebileceği bir yapıya getirmek zorundayız.
-Avrupa ülkeleri bazından son sıradayız-
ESOGÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Karadağ da TIMSSin
Boston Üniversitesi tarafından yürütüldüğünü ve örneklem çalışmalarını da bu
üniversite tarafından yapıldığını bildirdi.
Türkiyede TIMSS 2011 sınavına 4. sınıflarda 257 okul, 7 bin 500 öğrencinin,
8. sınıflarda 239 okul ve 6 bin 928 öğrencinin katıldığını anlatan Doç. Dr.
Karadağ, şöyle devam etti:
TIMSS, öğrencilerin özgüvenleri, tutumları, elde bulundurdukları
materyaller, okul ortamları gibi çeşitli eğitim ve başarıyı etkileyen kaynakların
ölçümünü de yapıyor. Bu sınava toplam 60 ülke katıldı. 4. sınıflarda toplam 50
ülke, 8. sınıflarda da 42 ülke bu sınava katıldı. Matematik için 4. sınıflarda
469 puan ortalamayla 50 ülke arasında 35inci sıradayız. Avrupa ülkeleri bazından
son sıradayız. 8. sınıflarda da 24üncü, Avrupa ülkeleri arasında da son sıradaki
Makedonyadan önce geliyoruz. 4. sınıflarda kızlar ile erkekler arasındaki puan
ortalamaları birbirini yakın, 8. sınıflarda da kız öğrenciler, erkeklere oranla
daha başarılı. Üst düzey diyebileceğimiz öğrenci kitlesinden dünyada 8.
sınıflar arasında 10. sıradayız. Alt kesimdeki öğrencileri düşündüğümüzde dünya
sıralamasında son sıradayız. 4. sınıflarda da 8. inci sınıflarda da geometride
başarılı değiliz. Muhakeme yeteneği açısında 4. sınıflarda 37. sıradayız. Evde
bulanan eğitimsel kaynaklar açısından da Fas ve Kanadadan sonra bu açıdan en
kötü ülkeyiz.
Doç. Dr. Karadağ, kent ile kırsal kesim arasında da matematik ve fen
açısından uçurumun bulunduğuna işaret ederek, TIMSS, sınavı yaparken
öğrencileri ekonomik açıdan da grupluyor. Üst sosyo-ekonomik seviyede Türkiyede
yüzde 14lük öğrenci kitlesi var. Buna karşılık ekonomik açıdan düşük düzeydeki
öğrenciler yüzde 63lük bir kesim. Fas ve Yemenden sonra bu kesimdeki yığılmada
en kötü üçüncü ülkeyiz. Sosyal, ekonomik yapıyla başarı arasında bir yapı var
diye konuştu.
-Eğitim programları sınıflardan içeriye giremiyor-
Doç. Dr. Yücel de Türkiyede son 10 yılda ekonomik ve sosyal açıdan
gelişmeler kaydedildiğini, buna rağmen eğitim sisteminde bu gelişmelere cevap
verilemediğini belirtti.
Türkiyede eğitim konusunda yapısal problemin olduğu kanaatine varıldığına
dikkati çeken Doç. Dr. Yücel, şu ifadeleri kullandı:
Eğitim programları 2003 yıllından itibaren güncelendi. Bu eğitim
programları sınıflardan içeriye giremiyor. Bunun nedeni Seviye Belirleme Sınavı
(SBS) gibi sınavların ülkenin gerçek müfredatı olmasıdır. Öğretmen orayı
hedeflediği için müfredatın ruhuna uyum sağlamamayı tercih ediyor. SBSnin
kaldırılması bu gidişatta değişim yaratabilir. Başarı sıralamasında sürekli
yukarıda bulanan ülkelerle bizim gibi ülkeler arasında en önemli fark alt
gruplarda yer alıyor. Bizim üst gruptaki öğrencilerimiz de diğer ülkelerdeki üst
gruptaki öğrenciler kadar başarılı. Başarılı ülkeler, başarısız öğrencilerin
sayısını azaltmakla uğraşıyor. Buna yönelik stratejiler üretiyorlar. Başarısız
olarak adlandırılan öğrencilere odaklanmalıyız. En başarılı ile en başarısız
öğrencileri karşılaştırdığımızda büyük uçurum var. Sosyal adaletin yıkılmaya
başladığına dair işaretleri veriyor. Herkesin çocuğuyla uğraşmamızın gerektiği
yönünde bir strateji geliştirmeliyiz.
Doç. Dr. Yücel, Türkiyenin deneyimli öğretmen sayısına bakıldığında dünya
sıralamasında son sıralarda bulunduğunu, deneyimin fen-matematik gibi alanlardaki
başarıda önemli bir faktör olduğunu vurguladı.
Özgüveni yıpranmış öğrencilerin yer aldığı ülkelerin, matematikte başarılı
sağladığına değinen Doç. Dr. Yücel, Özgüveni yüksek öğretmenlerin bulunduğu
ülkeler matematikte başarısız olurken, özgüveni düşük ülkeler başarılı. Uzakdoğu
ülkelerinin öğrencileri matematiği çok sevmiyor, matematiği değersiz ve önemsiz
görürken, bu konuda dünyanın en başarılı ülkeleri konumundalar. Dünyanın en
başarılı ülkeleri öğrencileri eğitimde en az merkeze katan, en az öğrenci
merkezli ülkeler dedi.
Yayıncı: Mürsel Çetin