[Mehmet Ali Şengül yazdı ] Sabır

'Adil’i Mutlak Allah, mazlumun hakkını kimsede bırakmaz. Dünyada ağlayanları, ahirette güldürür.'
MEHMET ALİ ŞENGÜL - SAMANYOLUHABER.COM 

Pek çok müşkil sabırla çözülür. Kriz ve sıkıntılara onunla karşı konulur. Onun için Sabır; hem zirve insanların vasfı, hem de zirveleşme yolunda onların güç kaynağıdır.
Şura Suresi I 43. ayette Cenab-ı Hak, “ Her kim dişini sıkarak sabreder ve kusurları affederse, işte onun bu hareketi, ancak büyüklere yaraşan örnek davranışlardandır.” buyurmaktadır.
Sabır, eza ve cefalara, musibetlere, ibadetlerin zorluklarına dayanma ve sıkıntılara katlanmadır. Sabır, rızayı ilahiyi kazanmanın ve faziletlere ermenin, öteler ötesi Firdevs’i Alaya ulaşabilmek için engelleri aşmada iradenin zaferidir.
Sabır mevzuunda Hz. Üstad,
1- Taatte (Allah’a ve Rasülüllah’a, din-i mübin’i İslam’a itaatte)sabır,
2- Masiyette ( Günah işlememeye karşı )sabır,
3- Musibette ( Maddi manevi her türlü sıkıntılara karşı) sabır,
Hoca Efendi ise, şu ilavede bulunmaktadır.
4- Dünyanın cazibedar güzelliklerine karşı yol-yön değiştirmeden, ( Şımarmadan, gurur ve kibir göstermeden, tevazu ve mahviyet içinde) çizgiyi korumada sabır,
5- Zaman isteyen işlerde zamanın zorlamasına, çıldırtıcılığına karşı ( Hissi hareketlere girmeden, isyan edip baş kaldırmadan, nefis ve şeytana esir olmadan, çizgiyi korumada) sabır diyor.
Peygamber Efendimiz (sav)başta olmak üzere bütün peygamberler, Sahabe Efendilerimiz (r. anhum), Ehlüllah ve hak dostları ve bütün Halis Muhlis ehl-i iman hayatları boyunca Kur’an’ın gösterdiği çizgide hareket etmiş ve sıkıntıların her çeşidini sabrın gücüyle göğüslemiş ve aşmışlardır.ç
Hz. Ömer (ra), Ey Allah’ın Rasülü! (sav) Hz.Nuh (as), kavmine beddüa ederek, “Rabbim, yeryüzünde kafirlerden tek kişi bırakma!” demişti. Sen öyle demedin sabrettin.. Tahammül gösterdin.. Her türlü eza cefaya karşı: “Ya Rabbi! Kavmimi bağışla, onlar bilmiyorlar” dedin. Öyle yapmayıp bedduada bulunsa idin, ben ve benim gibiler bu gün burada bulunamaz, cehennemi boylardık dedi ve duygulanmıştı.
Habbab bin Ered (r.a) gençti, fakirdi, imanla şereflenmişti. Müşrik birinin yanında demirci çırağı olarak çalışıyordu. O müşrik adam, Habbabın iman etmesini bir türlü hazmedemiyordu. Onun için eziyet veriyor, vücudunu kızdırılmış demirle yakıyor, imanından vazgeç diyordu.
Birgün canı çok yanmış olacak ki, bağrını açıp Efendimize, (sav) yanıkları gösterdi. -İnancım odur ki, Habbabdan daha çok acı duyup üzülen Nebiler Sultanı Efendimiz(sav),- Ya Habbab, sizden evvelki inananlar diri diri açılmış kabirlere yatırılıyor, demir tırmıklarla etleri kemiklerinden ayrılıyordu ve yine diri diri ateşlere atılıyorlardı da, onlar yine de sabrediyorlar ve yine de imanlarından vazgeçmiyorlardı, dedikten sonra, sen bu kadarcık sıkıntılar karşısında, imanından pişmanlığını bana anlatmak mı istiyorsun, diyordu.
Habbab, keşke Sabretseydim de, halimi Rasülüllah’a arzedip üzmeseydim diyerek, ne kadar pişmanlık duydu Allah bilir.
Yasir ailesinin başına gelmeyen kalmamıştı. Onlar ölüm tuzaklarında kıvranırken, Efendimizin, (sav) gücü yoktu, elinden bir şey gelmiyordu. Sadece yanlarından geçiyor, teselli adına, ancak; “Sabren ya Al-iYasir, Sabren ya Al-i Yasir” diyebiliyordu.
Bakara suresi 45. ayette, Cenab-ı Hak, “ Sabır göstererek, namazı vesile ederek Allah’dan yardım dileyin! Gerçi bu çok zor bir iştir, fakat içi saygı ile ürperenlere- zor- değil.”
Ve Al-i İmran suresi 200. ayette de, “ Ey iman edenler! Sabredin! Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin! Cihad için daima hazırlıklı ve uyanık bulunun! Ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki felah bulup başarıya eresiniz.” buyurmaktadır.
Taha Suresi 130. ayette Rabbimiz, “......(Habibim) O halde onların söylediklerine sabret! “
Etfal Suresi 66. ayette Cenab-ı Hakk, “......Allah sabredenlerle beraberdir.”
Ve yine Nahl Suresi 127. ayette Cenab-ı Hakk, “(Habibim) Sabret! Senin sabrın da ancak Allah’ın yardımı iledir. Kafirlerin yüz çevirmelerinden mahzun olma, yaptıkları hilelerden dolayı da telaş edip darlanma!”
Tevbe Suresi 129. ayette C Hak, Efendimizin şöyle ifade buyurduğunu anlatır. “Allah bana yeter. O’ndan başka Tanrı yoktur. Ben yalnız O’na dayanır, O’na güvenirim. Çünkü O, büyük Arş’ın, muazzam hükümranlığın Sahibidir.”
Rum Suresi 60. ayette “(Habibim) O halde sabret! Çünkü Allah’ın vadi kesindir.......”
Mearic Suresinde ise, “ (Habibim) O halde sen, müşriklerin eziyetlerine güzelce sabret! Çünkü azabın inmesi yaklaşmaktadır.” Buyurmaktadır.
Efendimizin (sav),sabırla alakalı beyanları ise şöyledir.
“ Sabır, imanın yarısıdır.” İbn-i Hacer
“ Sabır, aydınlıktır.” Müslim, Tirmiz’i, Nesai, İbn-i Hacer.
“ Hiç kimseye sabırdan daha güzel ve daha büyük bir hediye verilmemiştir.” Buhari, Müslim, Tirmiz’i...
“ Sabır kurtuluşun anahtarıdır.” Acilini,Keşfu’l-hafa
“ Sabır, cennet hazinelerinden bir hazinedir.” Acluni
Efendimiz (sav), Beşerin bunalımının zirvede olduğu bir dönemde, sürekli problem üreten bir toplum içinde neş’et etmiş olmasına rağmen, hiç bir intizam ve istikrarın bulunmadığı bir toplumdan her biri bir toplumu aydınlatacak seçkin fertler yetiştirmiştir.
Bugün dünyanın bir çok yerinde, sadece Allah’a İmanından ve İslamı temsilinden dolayı, tarihde olanları, yapılanları aratmayacak kadar korkunç işkenceler, zulümler, maddi manevi baskılar, hemde müslüman kimliğini taşıyanlar tarafından irtikap edilmektedir.
Mü’minler imanlarının gereği bütün yapılan iftira ve isnatlara, zulüm ve hakaretlere, en mahrem mal, can, namus, haysiyet ve şereflerine dokunmalarına, yuvalarını darmadağınık yapıp, ülkelerinde yaşama haklarını ellerinden almalarına, ana baba, evlat cenazelerine son vazifelerini yapma fırsatı bile vermemelerine rağmen, bu yapılanlara mukabil “ Tevekkeltü Alallah” deyip sabrederek, fitne ve fesada karşı, yangına benzin dökmeden, mukabele’i bil misilde bulunmadan, sokağa dökülüp kimsenin malına, canına, namus haysiyet ve şerefine dokunmadan, huzursuzluk çıkarmadan, hukuki haklarını meşru yollarla aramakta, Allah’a dayanıp güvenmekte, olup bitenleri Rabb’ül Alemin’e havele etmektedirler.
Mü’min ümitli olur. Ümidini imanla besler. Sabır da iman’a güç katar. Sabır zordur, acıdır ama, neticesi güzel ve meyvesi tatlıdır.
Evet bu dünyanın ahireti de var. Adil’i Mutlak Allah, mazlumun hakkını kimsede bırakmaz. Dünyada ağlayanları, ahirette güldürür.
29 Aralık 2020 14:38
DİĞER HABERLER