Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faiz oranını yüzde 18'e düşürdü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 18 seviyesine çekti. Bu kararla Merkez Bankası, 14 ay sonra ilk kez faiz indirmiş oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), yüzde 19 olan politika faizini yüzde 18'e düşürdü.

Genel beklenti eylül toplantısında faizin sabit tutulması yönündeydi.

Bundan önceki son faiz indirimi 22 Mayıs 2020'deki Murat Uysal'ın başkanlık ettiği PPK'da alınmış, politika faizi yüzde 8.75'ten 8.25'e indirilmişti. Sonraki süreçte ilk faiz artırım hamlesi ise 25 Eylül 2020'de gelmiş politika faizi yüzde 10.25'e yükseltilmişti. Merkez Bankası, politika faizini Kasım 2020'de yüzde 15'e, Aralık 2020'de yüzde 17'ye ve Mart 2021'de yüzde 19'a çıkarmıştı. TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun görevde bulunduğu süre içerisinde yüzde 19'da kalan faiz, bugünkü hamleyle 16 ay sonra yüzde 18'e indirilmiş oldu.

FAİZ İNDİRİLDİ, DOLAR TARİHİ ZİRVESİNE FIRLADI

Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararı ardından dolar/TL fırlayarak tarihi zirve seviyesini test etti ve 8,80’i gördü. Karardan önce dolar, 8,65 seviyelerinden işlem görüyordu. Dolar, saat 14:20 itibariyle 8,76 seviyesinden işlem görmeye devam ediyor.

Avro/TL de MB’nin kararı ardından 10,14 TL seviyesinden 10,30 seviyesine kadar yükseldi. Avro, 10,16 seviyesinden işlem görmeye devam ediyor.

‘KARARLI SIKI DURUŞ’ İFADESİ ÇIKARILDI

TCMB'nin karar metninde çekirdek enflasyona ilişkin gelişmelerin değerlendirildiği ifade edilirken, metinden "kararlı sıkı duruş" ifadesi de çıkarıldı. Karar metninde sıkı duruş taahhüdü veren ifadelerin de yer almadığı görüldü.

PPK METNİ: POLİTİKA FAİZİNDE İNDİRİM YAPILMASINA KARAR VERİLMİŞTİR

Toplantı sonrasında açıklanan PPK metninde şu ifadelere yer verildi:

"Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla birlikte, aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Olumlu dış talep koşulları ve uygulanmakta olan sıkı para politikası cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir. Cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve politika faizinde indirim yapılmasına karar verilmiştir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır."

23 Eylül 2021 14:05
DİĞER HABERLER