Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, enflasyon görünümünde arzu edilen iyileşmenin henüz gözlenmediğini ifade etti.
Para Politikası Kurulu (PPK), 22 Aralık'ta yaptığı toplantıda Merkez
Bankası bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve Borsa İstanbul
Repo–Ters Repo Pazarlarında uygulanmakta olan faiz oranları ile bir
hafta vadeli repo ihale faiz oranının aşağıdaki gibi sabit tutulmasına
karar vermişti. Kurul'un söz konusu toplantısı ile ilgili toplantı özeti
yayımlandı. Önce Kasım ayına ait tüketici fiyatlarının hatırlatıldığı
özette, (aylık enflasyon yüzde 0,67, yıllık enflasyon yüzde 8,10) gıda
grubu yıllık enflasyonunun işlenmemiş gıda grubuna bağlı olarak
artarken, enerji yıllık enflasyonu ise baz etkisi ile yükseldiği
kaydedildi.
Özete göre; Türk lirasındaki değer kaybı etkilerinin
zayıflamakla birlikte devam etmesiyle temel mal grubu yıllık enflasyonu
bu dönemde yükselişini sürdürdü. Hizmet enflasyonu ise yüksek
seviyesini korudu. Bu doğrultuda çekirdek fiyat endekslerinin yıllık
artış oranı yükselirken mevsimsellikten arındırılmış verilerle
hesaplanan yakın dönem enflasyon eğilimi yatay seyretti.
Gıda ve
alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon 0,83 puan artarak yüzde
9,51 oldu. Bu gelişmede temelde sebze fiyatlarının etkisiyle yıllık
enflasyonu yüzde 11,48’e yükselen işlenmemiş gıda fiyatları belirleyici
oldu. Diğer taraftan, işlenmiş gıda grubunda ise yıllık enflasyon
yavaşlama eğilimini sürdürdü. Enerji fiyatları Kasım ayında akaryakıt
fiyatlarındaki gerilemeyle beraber yüzde 0,31 oranında azalırken, bu
grupta yıllık enflasyon baz etkisi kaynaklı olarak yükselerek yüzde 1,26
oldu. Enerji grubu yıllık enflasyonunun Aralık ayında da baz etkisi ile
yükseleceği öngörüldü.
Kasım ayında hizmet grubu fiyatları
yüzde 0,17 oranında artmış ve grup yıllık enflasyonu 0,16 puan
yükselerek yüzde 8,80 oldu. Yıllık enflasyon, lokanta oteller grubunda
gerilerken diğer alt gruplarda yükseldi. Mevsimsellikten arındırılarak
hesaplanan veriler ise hizmet enflasyonunun ana eğiliminde bir miktar
yavaşlamaya işaret etti.
Temel mal grubu yıllık enflasyonu Kasım
ayında 0,41 puanlık artışla yüzde 9,61’e yükseldi. Bu dönemde Türk
lirasındaki birikimli değer kaybının etkileri belirli kalemlerde
hafiflemekle birlikte hissedilmeye devam etti. Dayanıklı mal grubunda
aylık fiyat artışları, önceki iki ayda kaydedilen yüksek seviyelerin
ardından Kasım ayında yavaşladı. Buna karşılık giyim fiyatlarındaki
yukarı yönlü seyir bu dönemde de devam etti. Giyim ve dayanıklı dışı
temel mallar grubunda ise yıllık enflasyon yüzde 8,67’ye yükseldi.
Mevsimsellikten arındırılmış göstergeler temel mal enflasyonunun ana
eğilimindeki yüksek seyrin sürdüğüne işaret etti.
Özetle, döviz
kuru hareketlerinin gecikmeli etkileri enflasyonu olumsuz etkilemeye
devam ederken petrol fiyatlarındaki düşüş bu etkiyi sınırladı. Bu
çerçevede, Kasım ayında çekirdek enflasyon göstergeleri yükselmeye devam
etti.
ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLARTÜİK tarafından
açıklanan milli gelir verilerine göre, 2015 yılı üçüncü çeyreğinde Gayri
Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) yıllık bazda yüzde 4,0 oranında artış
kaydetti.
Mevsimsellikten arındırılmış verilerle
değerlendirildiğinde, milli gelir bir önceki çeyrek seviyesinin yüzde
1,3 oranında üzerinde gerçekleşerek güçlü artış eğilimini korudu.
Harcama tarafından değerlendirildiğinde, ihracatın artması ve ithalatın
gerilemesi sonucu net ihracat dönemlik büyümeye oldukça yüksek bir katkı
yaptı. Bu çeyrekte tüketim harcamaları artarken yatırım harcamaları
nispeten zayıf seyretti.
Sanayi üretimi Ekim ayında işgünü
sayısındaki artışın etkisiyle yıllık bazda belirgin bir yükseliş
sergiledi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle üretim
Ekim ayında bir önceki ayda olduğu gibi yataya yakın bir seyir izlemiş
ve üçüncü çeyrek seviyesinin yüzde 1 oranında üzerinde gerçekleşti.
Kasım ayına ilişkin göstergelerden taşıt ve elektrik üretimi geriledi.
İYA-son üç ay üretim ile PMI göstergelerinde ise yurt içi
belirsizliklerin azalması sonucu artışlar görüldü. Bu çerçevede, sanayi
üretiminin yılın son çeyreğinde dönemlik bazda artış sergileyeceği
öngörüldü.
Harcama tarafına ilişkin veriler, son çeyrekte daha
ılımlı bir talep görünümüne işaret etti. Otomobil satışları üçüncü
çeyrekteki sınırlı düşüşün ardından Ekim-Kasım döneminde bir önceki
çeyrek ortalamasının altında kaldı. Beyaz eşya satışları da Ekim-Kasım
döneminde gerileme kaydetti. Yatırım malları ithalatı Ekim ayında aylık
bazda geriledi. İnşaat yatırımlarına dair göstergeler, inşaat
faaliyetlerinde ılımlı bir seyre işaret ederken, firmaların gelecek
dönem yatırımlarına ilişkin beklentilerinde Ekim-Kasım döneminde
toparlanma gözlendi. Özetle, son çeyrekte iç talebin büyümeye ılımlı
düzeyde katkı vermesi beklendi.
Son dönemde güven endekslerinde
kayda değer bir toparlanma gözlenmesi iktisadi faaliyete dair aşağı
yönlü riskleri sınırladı. İYA göstergelerinden son üç aya dair ihracat
siparişlerinde Ekim-Kasım döneminde nispi bir iyileşme gözlenirken,
yılın ilk üç çeyreğinde ılımlı bir seyir izleyen yurt içi siparişler
Ekim-Kasım döneminde toparlanma eğilimine girdi. Ayrıca, son dönemde
tüketici güveninde belirgin bir artış yaşandı. Benzer şekilde, yatırım
ve istihdam beklentilerinde Ekim-Kasım döneminde iyileşme gözlendi. Bu
gelişmeler doğrultusunda, önümüzdeki dönemde güven kanalının iç talebi
desteklemesi beklendi.
Cari dengedeki iyileşme eğilimi devam
etti. Jeopolitik gelişmeler ihracat büyümesini sınırlasa da, Avrupa
ülkelerine yapılan ihracatın güçlü artış eğilimi büyümeyi ve
dengelenmeyi destekliyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşün gecikmeli
yansımaları ve kredilerdeki yavaşlamanın da etkisiyle, cari dengedeki
iyileşmenin önümüzdeki dönemde de devam edeceği öngörüldü.
TARIM DIŞI SEKTÖRLERDE İŞSİZLİK GERİLEDİ2015
yılı Eylül döneminde tarım dışı sektörlerde işsizlik oranı istihdamdaki
artışın etkisiyle sınırlı bir oranda geriledi. Bu dönemde tarım dışı
sektörlerde iş gücü de arttı. Alt sektörler itibarıyla incelendiğinde,
sanayi istihdamı üst üste üçüncü dönem geriledikten sonra Eylül
döneminde en yüksek oranlı artış gösteren sektör oldu. İnşaat istihdamı
sınırlı bir oranda yükselmiş, hizmet istihdamı ise güçlü bir seyir
izledi. Sanayi üretimi ve anket göstergeleri önümüzdeki dönemde ılımlı
istihdam artışı sinyali verdi. İktisadi faaliyetteki görünüm
doğrultusunda hizmet ve inşaat sektörlerinde istihdamın mevcut
gidişatını koruyacağı öngörüldü. Bu çerçevede, tarım dışı işsizlik
oranının yılın son çeyreğinde gerileyebileceği düşünüldü.
Özetle,
yılın son çeyreğinde iç talebin daha ılımlı seyrettiği, dış talebin
büyümeye destek verdiği değerlendirildi. Jeopolitik gelişmeler aşağı
yönlü risk oluştursa da Avrupa ekonomilerindeki toparlanma dış talebi
olumlu yönde etkiledi.
Yurt içi belirsizliklerin azalması ile
birlikte artan tüketici güveni ile yatırım ve istihdam beklentilerinin
önümüzdeki dönemde iç talebin toparlanmasına katkı vermesi beklendi. Bu
çerçevede, iktisadi faaliyetin istikrarlı büyüme eğilimini sürdürmesi
beklendi.
PARA POLİTİKASI VE RİSKLER
Sıkı para politikası
duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredi
büyüme hızları makul düzeylerde seyretti. Son aylarda kredi büyüme
hızında aşağı yönlü bir seyir gözlense de, önümüzdeki dönemlerde
finansal koşullardaki toparlanma ve ücret artışı kaynaklı gelir
artışlarının kredi büyümesini destekleyeceği tahmin edildi. Kredilerin
bileşimine bakıldığında ise ticari kredilerin tüketici kredilerine
kıyasla daha yüksek bir oranda büyümeye devam ettiği görüldü. Bu
bileşim, bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer
yandan cari açıktaki düzelmeyi destekledi.
Yılın üçüncü
çeyreğinde dönemlik bazda bakıldığında büyüme kompozisyonunun net
ihracat lehine değiştiği gözlendi. İç talep, öngörüldüğü gibi, yılın ilk
yarısındaki güçlü seyrin ardından ikinci yarıda daha ılımlı bir eğilim
sergiledi. Jeopolitik gelişmeler dış talep üzerinde aşağı yönlü risk
oluşturmaya devam etse de ihracatımızın pazar değiştirme esnekliği bu
riski sınırladı. Nitekim son dönemlerde Avrupa Birliği ülkelerine
yapılan ihracatta belirgin bir ivmelenme gözlendi. Ayrıca dış ticaret
hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerindeki yavaşlama da
cari dengedeki iyileşmeyi destekledi. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde
cari işlemler açığındaki azalmanın devam edeceği öngörüldü.
ENERJİ FİYATLARINDAKİ GELİŞMELERKurul,
enflasyon görünümünde arzu edilen iyileşmenin henüz gözlenmediğini
ifade etti. Enerji fiyatlarındaki gelişmeler enflasyonu olumlu yönde
etkilemeye devam etmekle birlikte, birikimli döviz kuru hareketleri
çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi geciktirdi. Yılın son
çeyreğinde yurt içi belirsizliklerin azalması ve cari dengedeki
iyileşmenin belirginleşmesi ile döviz kurları daha istikrarlı bir seyir
izledi. Ancak, ilk üç çeyrekte yaşanan birikimli değer kayıpları
gecikmeli olarak enflasyonu olumsuz etkilemeye devam etti. Bu çerçevede
çekirdek enflasyon göstergelerinin bir süre daha yüksek seviyelerini
koruması beklendi. Bunun yanı sıra, işlenmemiş gıda fiyat artış
oranlarının da yıl sonunda Ekim Enflasyon Raporunda öngörülen
seviyelerin üzerinde gerçekleşmesi beklendi. Hedefin üzerinde seyreden
enflasyonun beklentiler üzerindeki etkisi ve ücret artışlarındaki
ivmelenme ekonomi genelinde fiyatlama davranışlarının yakından takip
edilmesini gerektirdi. Bu çerçevede Para Politikası Kurulu, gerekli
görülen süre boyunca likidite politikasındaki sıkı duruşun korunacağını
ifade etti.
PARA POLİTİKASI KARARLARIÖnümüzdeki dönemde
para politikası kararları enflasyon görünümünü etkileyen unsurlara bağlı
olacak. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu
etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para
politikasındaki sıkı duruş sürdürülecek.
Kurul, geniş faiz
koridorunun küresel oynaklığın yüksek olduğu dönemlerde döviz kuru
oynaklıklarının düşürülmesine katkı yapan önemli bir araç olarak
kullanıldığını belirtti. Küresel para politikalarındaki normalleşmenin
başlaması ile birlikte oynaklıklarda gözlenen düşüşün kalıcı olması
halinde, bu araca duyulan ihtiyacın azalabileceği değerlendirildi.
Geniş
bir faiz koridoruna duyulan ihtiyacı azaltan diğer bir unsur ise
Ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika
araçlarının etkili bir şekilde kullanılmaya başlanması oldu. Gerek döviz
kurlarında gerekse kredilerde gözlenen aşırı oynaklıkların bu yeni
araçların devreye alınması ve etkili bir biçimde kullanılması sayesinde
azaldığı gözlendi.
Aynı doğrultuda Kurul, sadeleştirme
hazırlıkları kapsamında döviz likiditesini dengeleyici tedbirlere devam
edilmesinin önemine dikkat çekti. 2016 Yılı Para ve Kur Politikası
metninde detayları verildiği gibi, sadeleşme öncesinde ROM’un otomatik
dengeleyici özelliğini güçlendirecek bir düzenlemeye gidileceği
belirtildi. Ayrıca, sadeleşme öncesinde ve sürecinde döviz depolarının
TL teminata kabul edilmesine yönelik koşullara ve limitlere dair
düzenlemeler yapılabileceği hatırlatıldı.
Bu çerçevede,
oynaklıklarda gözlenen düşüşün kalıcı olması halinde önümüzdeki
toplantıdan itibaren para politikasında sadeleşme adımlarına
başlanabileceği değerlendirildi. Faiz koridorunun nihai olarak bir hafta
vadeli repo faizi etrafında daha dar ve daha simetrik bir şekil alması
amaçlandı. Sadeleşme kapsamında atılacak adımların niteliği ve hızı
küresel ve yurt içi piyasalardaki oynaklıkları etkileyen unsurlara bağlı
olacak.
Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin
gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip
edildi. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin
korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış
gerçekleşmeyeceği varsayıldı. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden
belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü
olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi
söz konusu olabilecek.
Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesi
Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan
temel unsurlardan biri oldu. Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu
mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye
götürülmesi önem taşıdı. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve
tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı
destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde
seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacak.
CHA