MHP Genel Merkezi avukatı Yücel Bulut, mahkemenin partiye atadığı çağrı heyetinin işlemlerinin durdurulduğunu açıkladı. Meral Akşener'in avukatıysa Ankara dışındaki mahkemelerin yetkili olmadığını kararlarının geçersiz olduğunu savundu.
Avukat Bulut, çağrı heyetinin MHP kongresinin 15 Mayıs 2016 tarihinde yapılacağını açıklamasına ilişkin yargı organlarından alınan tedbir kararlarının bugün ve yarın İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Ankara Valiliği, Akyurt Kaymakamlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ilgili seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu'na ulaştırılacağını bildirdi.
Avukat Bulut, ayrıca ihtiyati tedbir kararlarıyla ilgili "Söz konusu mahkeme kararları 'değişik iş' esasına kaydedilmiş birer tedbir başvurusu olmayıp, dava esasına kaydedilmiş 'muarazanın önlenmesi' içerikli dava dosyaları kapsamında verilmiş ihtiyati tedbir kararlardır ve de iddia edildiği gibi yetkisiz ve görevsiz mahkemeler tarafından verilmiş değildir" dedi.
"ÇAĞRI HEYETİNİN İŞLEMLERİ DURDURULMUŞTUR"
MHP Genel Merkezi Avukatı Bulut, mahkeme tarafından MHP'de olağanüstü kongreyi organize etmek üzere atanan çağrı heyetinin, MHP kongresinin 15 Mayıs 2016 tarihinde yapılacağını duyurmasıyla ilgili yargı kararına yönelik yazılı açıklama yaptı. Çağrı heyetinin hiçbir yetkisinin bulunmadığını belirten Bulut, "Bilindiği üzere 29 Nisan 2016 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla; Genel Başkan Yardımcımız ve Mersin Milletvekilimiz Sayın Oktay Öztürk tarafından, bazı üst kurul delegelerimizin kendi ikametgâhlarında 'açtıkları davalar' kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararları kamuoyu ile paylaşılmış ve de 15 Mayıs 2016 tarihinde düzenleneceği ilan edilen 'Korsan Kongreye' ilişkin işlemlerin yargı organları tarafından durdurulduğu açıklanmıştır. Gerçekten de Ankara 12'nci Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ve MHP Büyük Kurultayının Tüzük Değişikliği İstemiyle Olağanüstü Toplantıya Çağrılması konusunda üç kişilik kayyım heyeti görevlendirilmesine ilişkin kararın, kesinleşmeden uygulanması mümkün olmayan kararlardan olması nedeniyle, iş bu karar çerçevesinde atanan ve karar kesinleşmediği için henüz hiçbir yetkisi bulunmayan Çağrı Heyetinin işlemleri de, ilgili karar kesinleşene kadar yargı organlarınca durdurulmuştur. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 138/Son Maddesi uyarınca 'Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez'" ifadelerini kullandı.
"İHTİYATİ TEDBİR KARARLARI YETKİSİZ VE GÖREVSİZ MAHKEMELER TARAFINDAN VERİLMİŞ DEĞİL"
Yargı organlarından alınan tedbir kararlarının ilgili yer ve makamlara ulaştırılacağını bildiren MHP avukatı Bulut, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Söz konusu mahkeme kararları 'değişik iş' esasına kaydedilmiş birer tedbir başvurusu olmayıp, dava esasına kaydedilmiş 'muarazanın önlenmesi' içerikli dava dosyaları kapsamında verilmiş ihtiyati tedbir kararlardır ve de iddia edildiği gibi yetkisiz ve görevsiz mahkemeler tarafından verilmiş değildir. İlgili mahkeme kararının yok hükmünde olduğu iddiası ise Anayasanın 138/Son maddesi karşısında hiçbir hüküm ifade etmemektedir. Nitekim 15 Mayıs 2016 tarihinde düzenleneceği iddia edilen ve de yargı kararıyla durdurulan 'korsan kongre' girişimlerine ilişkin olarak yargı organlarından alınan 'tedbir' kararları, gereği yapılmak üzere; İçişleri Bakanlığına, Emniyet Genel Müdürlüğüne, Jandarma Genel Komutanlığına, Ankara Valiliğine, Akyurt Kaymakamlığına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, İlgili Seçim Kurullarına ve Yüksek Seçim Kuruluna bugün ve yarın ulaştırılacaktır"
BİR AÇIKLAMA DA AKŞENER'İN AVUKATINDAN
MHP’de kongre kararına ilişkin Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği durdurma kararını muhalif adaylardan Meral Akşener’in avukatı Uğur Tarhan değerlendirdi.
“Siyasete yapılan hukuk dışı müdahalelerle ülkücü iradenin kararı değişmez” diye konuşmaya başlayan Avukat Tarhan, şunları söyledi: “Çağrı heyeti Ankara’da, kongre yeri Ankara, kararı veren mahkeme Ankara, dolayısıyla taşra mahkemeleri kesinlikle yetkili değildir. Ayrıca Asliye hukuk mahkemeleri Sulh Hukuk Mahkemelerinin kararlarının denetim merci değildir. Bu yüzden de görevine girmeyen alanda “yetki aşımı” yaparak karar vermiştir.”
Tarhan ayrıca Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği karar sonrası yapılan itirazla dosyanın Yargıtay’a gittiğini hatırlattı ve taşra mahkemelerinin Yargıtay’ın önünde bulunan dosya ile ilgili karar veremeyeceğinin altını çizdi. Tarhan, Gemerek Asli Hukuk Mahkemesinin aynı zamanda Ankara’daki mahkemedeki dava dosyasını görmeden karar aldığını belirtti “Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi, dosyayı görmeden durdurma kararı veriyor, kararı verdikten sonra da dosyanın Ankara’dan istenilmesi şeklinde bir ifadeye yer veriyor. Kararı verdikten sonra dosyayı istemesinin bir anlamı yok.”
Tarhan, Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi ile ilgili HSYK’ya gerekli şikayeti yapacaklarını belirttikten sonra “Ayın 15’inde belirlenmiş bir kongremiz var. Aslında bu girişimlerle yapılacak olan kongrenin meşruiyetini şüpheli hale getirmek, delegeleri oraya getirmemek istiyorlar. Fakat o tarihte biz kongrede olacağız, delegelerde gelecek. Ve ülkücü iradenin vereceği karara da saygı duyacağız. Delegelerin salt çoğunluğu oluştuğu zaman alınacak karara herkes saygı duymalıdır. Mahkemeler delegeleri engelleyemez.”
Tarhan: “Diğer yandan Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi kararının ne anlama geldiğini kısaca örneklendirecek olursak, vatandaşın biri İstanbul Sulh Hukuk’tan bir karar alıyor, karar aleyhine sonuçlanan ise Kars Digor’dan farklı bir karar çıkartıyor. Bu da buna benziyor. Bu şekilde yetki aşımları hukuk sistemini de çökertir. Tekrar ediyorum Yargıtay’ın yetkisine giren alan da taşra mahkemesi karar veremez. Bunu inceleyecek merci bellidir. Dosya Yargıtay’dayken taşra mahkemesi olarak sen yetkili misin ki karar veriyorsun”
KAYNAK: DHA-HABERDAR