MHP'li Usta: Babadan oğluna geçen bir yoksulluk kültürü oluşmaya başladı

MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, reform yapılmadan sosyal yardımların 'gelişi güzel' dağıtılmasının istihdama büyük zarar verdiğini belirterek, "Babadan oğluna geçen bir yoksulluk kültürü oluşmaya başladı." dedi. Usta, yardım alanların 'çalışıp asgari ücret alacağıma, çalışmadan onun yarısına razıyım' dediklerini savundu.

Samsun Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi, MHP Samsun Milletvekili Usta, burada gündeme ilişkin soruları cevapladı. Reform yapılmadan sosyal yardımların artarak devam etmesinin sorunları çözmeyeceğini hatta arttıracağını öne süren Usta, şöyle konuştu: "Bu şekilde dağıtılan sosyal yardımların bize yönelik iki tane olumsuz yönleri var. Birincisi; yoksulluk kültürü oluşturuluyor yani 'babadan oğluna geçen bir yoksulluk kültürü' oluşmaya başladı toplumda. Bir kısım insanlar bu yardımları almaya hak kazanıyor ve yardımlar o kesimlerde tamamen bir kültür haline gelmeye başlıyor. Bunun yanında sosyal yardım almayı hak eden ama vakarlı duruşundan dolayı bu yardımları hiç alamayan bir de kesim var. İkincisi; sosyal yardım sistemimizin fazla genişletilmesi ve yanlış kurgulanması istihdamı etkiliyor. Yani adam, 'ben çalışsam asgari ücret verilecek ama ona yakın bir ücreti devlet bana çalışmadan sosyal yardım adı altında veriyor. Niye çalışıp kendimi yorayım ki' diyor. Ben bu soruyu Aile Bakanı'na sordum; 'Bu yardımların olması lazım bizim partimiz de bu yardımları vermeyi taahhüt etti.' dedi. 'Tamam ama bunların iyi kurgulanması, gelişi güzel yapılmaması lazım ki çalışıp daha fazla para alacağına evinde yatıp az para razı olan adamın durumu yaşanmasın ve istihdam kaybına yol açıp sosyal yardım kültürü oluşmasın' dedim. Ama daha da önemlisi bu sosyal yardımların sürdürülebilir olması için reformların yapılması lazım. Asıl olan üretmek ve istihdamı arttırmak olmalı. Şimdi bizde sosyal yardım esas oldu, çalışmak harici bir durum oldu. Bunun bu şekilde sürdürülebilmesinin imkanı yok. Bu ülkenin geleceğini düşünüyorsak önceliğimiz üretim olmalı. Ülke büyüdükten sonra bu pastadan pay almayan engelliler, yaşlılar gibi kesimlere sosyal yarımlar yapmamız lazım."

'MERKEZ BANKASI İNANDIRICILIĞINI KAYBEDİYOR'

Enflasyon rakamlarının 9,8 çıkarak çift hanelere yaklaşmasının sıkıntılı günlerin habercisi olduğunu anlatan Erhan Usta, şunları kaydetti: "2015 yılında orta vadeli program iki defa açıklandı. Ekim ayında açıklanan orta vadeli programda yılsonu enflasyonun 7,5 civarında olacağını söylemişlerdi. Daha sonra 8,8'e yükselterek revize ettiler. Yani iki ay içerisinde enflasyon rakamlarını 7,5'tan 8,8'e revize ederseniz zaten o Merkez Bankası'nın piyasalarda inandırıcılığı kalmaz. Şimdi 2016 yılı enflasyonu için 7,5 fakat bu rakamda inandırıcı değil. Geçen Merkez Bankası yetkilileri Meclis'e gelerek bir sunum yaptılar. Bu sunumda ayrıntılı olarak söylemediler ama biz sorunca verdikleri cevaplardan gördük ki sadece asgari ücretin 1300 liraya yükselmesiyle 1,5 puan artış oradan geliyor. Normal şartlar altında baktığınızda 2016 yılı için enflasyonun 7,5 çıkması çok zor. Yani geçen yıl olduğu gibi bu yılda Merkez Bankası inandırıcılığını kaybetme noktasında zor bir durumla karşı karşıya. Cumhurbaşkanı ve hükümetin aşırı baskısı Merkez Bankası'nı daha gerçekçi rakam açıklamaktan uzaklaştırıyor. Yani yapılan baskılar ile Merkez Bankası enflasyonun artışına karşı faizi arttıramıyorlar. Bu durumda bizim Merkez Bankası hızla inandırıcılığını ve kredibilitesini kaybediyor."

'KARAPARA KONUSUNDA YAPTIRIMLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ'

Kara para girişinde Türkiye'nin 149 ülke arasında 12'nci sırada adının telaffuz edilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını vurgulayan Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Erhan Usta, şu ifadeleri kullandı: "Kara para aklama konusu Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) gündemde olan bir konu. Türkiye bu konuda çeşitli müeyyidelere ve kısıtlamalara maruz kalmak üzere. Bu konuyla ilgili hükümetten tedbir alınması isteniyor. Kara para miktarının 2004-2015 yıları arasında 154 milyar lira olduğu söyleniyor. Bu rakamın bu seviyede olup olmadığını tam olarak bilemiyorum ama bu konuda iyi olmadığımız ve tedbir alınmadığı ortada. Türkiye'nin imajının bu şekilde yıpranması kötü. Kara para hakikaten ülkeye gelmiyorsa ve böyle bir algı varsa bu da kötü. Hükümetin bu algıyı düzeltmesi gerekiyor. Eğer kara para girişi varsa bu konuda tedbir alınması gerekiyor. Çünkü bu konularda söz konusu ülkelere uluslararası müeyyideler uygulanıyor. Benim görev yaptığım dönemde OECD toplantılarına katılıyordum ve orada bu konular gündeme getiriliyordu. Türkiye'nin tedbir alması lazım eğer alıyorsa da yetersiz olduğu anlaşılıyor. Dünya genelindeki şeffaflık algı endeksinde yine alt basamaklara düştük. Kara para, şeffaflık, yolsuzluk ve basın özgürlüğü gibi temel konularda ülkemizin önünü açmamız gerekir. Bunlarla mücadele noktasında eksiklikler varsa iyileştirilme yapılması gerekiyor ama bakıyoruz ki her geçen gün kötüye gidiyor." CİHAN
05 Şubat 2016 14:45
DİĞER HABERLER