Samanyoluhaber.com yazarı Gürhan Savgı, bugün gazetelerde yer alan bir müezzinin kızının attığı tweet yüzünden işine son verildiği ve kızının intihara kalkıştığı haberi üzerine bir yazı kaleme aldı.
İşte Gürhan Savgı'nın köşe yazısı;
Kim derdiki bir gün Aşık Mahsuni Şerif’in dillere destan olan ‘Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ ı var’ sözü bir müezzini meslekten attıracak, kızını da intihara sürükleyecek. 17/25 Büyük Yolsuzluk Operasyonundan sonraki ‘parabol devrinde’ bu da oldu. Çünkü bu devirde Saray ve müştemilatı kendilerini öyle bir gayya kuyusuna attılar ki artık iktidarda kalmaktan başka çıkar yolları yok. Kürsülerden adeta böğürerek (hayvanata hakaret olmasın) ağzından çıkan küfür, hakaret ve zulmet memlekete ve tüm dünyaya yayılıyor. Bu kanser edici dalgalar isabet ettiği yerleri yakıyor. Bank Asya’ya el konulduğu gün bir zulüm de İzmir Ödemiş’te bir müezzin ve 15 yaşındaki kızına ilişti. 22 senelik bir müezzin, 15 yaşındaki kızı E.E’nin attığı bir tweet sebebiyle meslekten atıldı. Evet, yanlış okumadınız: A- TIL-DI! 15 yaşındaki kızının sosyal medyadaki paylaşımı sebebiyle. İnanmak bile zor… Durun dahası da var. Bu din adamının üzerine bir fidan gibi titreyerek büyüttüğü kızı zalimlerin zulmünden kendisini sorumlu tutarak intihara kalkıştı. Son anda kurtarıldı.
Ey Saraylı ve zulümde ona destek veren müştemilatları kulak verin! Hani, ‘Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de Adl-i ilahi Ömer’den sorardı onu’. Sizin imanınız bu değil miydi? Milletten ‘biz böyleyiz’ deyip oy almadınız mı?
Bu ailenin yaşadıklarını bir hayal edin bakalım… Gerçi kızını dahi ‘suikast planlanıyor’ iddiasıyla iktidarına malzeme yapan bir baba bunu anlayabilir mi bilmiyorum?
Üstelik bu drama ‘hayalet’ bir ihbar sebep oldu. Zalim hüküm sürerse ‘hayali ihbarcıların’ arttığını tarihteki misallerinden biliyoruz. Ödemişte de öyle olmuş. Her şey Diyanet’e “Emre. E” adına açılmış bir mail adresinden, isim ve tarih bulunmayan iki iddianın yer aldığı bir postanın gelmesiyle başlamış. Müezzin sözde camide siyasi mesaj veriyormuş. Müfettiş incelemesinde bunun asılsız olduğu ortaya çıktı. Hatta soruşturmada cami cemaati ve sendika başkanı müezzine sahip çıkmış.
İlk iddiada dikiş tutturamayan müfettişler, “Sen misin hükümet aleyhine tweet atan,retweet yapan!”demiş. Müezzinin ‘Kızım atmış olabilir’ savunmasını inandırıcı bulmamışlar. Kalpsiz müfettişler, hayatının baharında bir genç kızın intiharından sonra tweetleri atanı anlamışlardır belki! Artık geç oldu, çok geç. Vicdanlarının değil, Sarayın sesine kulak verdiler…
Nasıl bir yaranma duygusuyla bu gibi işler yapılıyorsa ihraç kararını tebliğ etmekte bile asgari nezaket çok görülmüş. Miraç Kandil’inden bir gün önce, Ödemiş İlçe Müftülüğü tarafından tebliğ edilmiş.
Velev ki; müezzin efendi bu mesajları atmış olsun. Parabol dünyanın dışında nerede suçtur : “Zalimin zulmü varsa mazlumu Allah’ı var’ demek. Müezzin efendi üzülme, arkanda hak var, millet var. Şimdi onlar düşünsün “Zulm ile âbâd olanın âhiri berbâd olur!"
Aşıkın dizeleri de muhataplarına gelsin:
Karamanın koyunu
Sonra çıkar oyunu
Ben artık seyredemem
Devrilesi boyunu
Zalımın zulmü varsa
Mazlumun Allahı var
Âhım seni kül eder
Vallahi billahi yâr
At ölür meydan kalır
Yiğit ölür şan kalır
Kör olası dünyada
Can gider zaman kalır
Mahzuni bu rıhtıma
Yanaşıyor son gemi
Düşenin dostu olmaz
Bunu unutma emi!