Mustafa Destici: Muhalefetin sesini kısmak için kanallar kapatıldı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, İstanbul'da düzenlediği mitingde Koza İpek Grubu'na kayyum atanmasını ve medya organlarına el konmasını eleştirdi. Destici, "Seçime 3 gün var, muhalefetin sesini kesmek için direk medya kuruluşlarına gidiliyor. Çünkü o kanallarda objektif bir şekilde bütün muhalefet konuşuyor." dedi.

Mustafa Destici, BBP'nin İstanbul'da düzenlediği mitingde partililere seslendi. İktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştiren Destici, terörün tırmanmasında sorumlunun AK Parti iktidarı olduğunu söyledi. Koza İpek Grubu'na el konmasına da değinen Destici, operasyonun bilinçli olarak seçime kısa bir süre kala yapıldığını söyledi.

"Bu tamamen bir proje." diyen Destici, "Seçime 3 gün kala yapılması bir gündem değiştirme operasyonu aynı zamanda. Milletin açlığı, işsizliği konuşulmasın, taşeron işçiler konuşulmasın, emekliler konuşulmasın, terör konuşulmasın, Suriye konuşulmasın ve Koza İpek konuşulsun, Bugün TV'ye Kanaltürk'e yapılan operasyonlar konuşulsun." ifadelerini kullandı.

Kararı veren hakime de seslenen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir hakim verdi bu kararı. Bir hakim verdiği için denilebilir ki 'bu karar hukukidir.' Ben o hakim bey kardeşimize sormak istiyorum; peki şu atadığın kayyumlara baktığımızda Allah aşkına sen bile bunun hukuki bir karar olduğuna inanıyor musun? O listenin içinde neden sadece AKP'liler var. AKP'nin eski milletvekili adayı, belediye meclis üyesi, eski il başkanı, ilçe başkanı, AKP'li bürokratlar… Eğer bu hukuki, tarafsız bir hakimin verdiği kararsa, o kayyumların içinde neden bir tane yiğit Alperen yok. BBP'li yok, MHP'li yok, CHP'li yok, Saadet Partili yok? Hakim bey kardeşim cevap ver, niye yok?

Bu karar hukuki değil, siyasi bir karar derken, işte bundan dolayı diyoruz. İkincisi de Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp 'diğerleri de sırasını beklesin' diyor. Bu işin bir talimatla yapıldığı gün gibi ortaya çıkıyor.

Direk medya kuruluşlarına gidiliyor. Neden? Çünkü seçime 3 gün var, muhalefetin sesini kesmek için. Çünkü o kanallarda objektif bir şekilde bütün muhalefet konuşuyor. Bizi de eleştiriyorlardı ya, 'niye o kanallara çıkıyorsunuz' diye. Aha gözünüz aydın olsun, kanallar kapandı ve biz çıkmıyoruz. Rahatladınız mı?

Şimdi bize bu haksız eleştirileri yöneltenler, sözümüzü itibarsızlaştırmak için manipülasyon yapanlar onlara sesleniyorum; aha kapandı kanallar. Rahatladınız mı? Biz hep doğrunun yanında, yanlışın karşısında olduk. doğru kimden gelirse gelsin yanında olduk, yanlışsa kimden gelirse gelsin karşısında olduk."

'BAŞIMIZA BUNLARIN GELECEĞİ AKLIMIZIN UCUNDAN GEÇMEZDİ'

Türkiye'nin diktatörlükle yönetilen ülkelere benzediğini anlatan Destici, "Tek partiyle, diktatörlükle, otokrasiyle yönetilen ülkelerde, 'muhalifler susturuldu, muhalif basına el kondu, muhalifler gözaltına alındı' şeklinde duyardık. Bir gün bizim ülkemizde bunların yaşanacağını aklımızın ucuna dahi getiremezdik. Hem de mağduriyet yaşayıp, en güçlü bir şekilde bunun edebiyatını yaparak iktidara gelenler tarafından bunun yapılıyor olması gerçekten çok acı. Ben öncelikle AKP'nin yönetici kadrosundaki arkadaşlara sesleniyorum. Ona gönül veren, oy veren kardeşlerimize sesleniyorum. Belki onlar bulundukları ortamın içerisinden ne olduğunu göremiyorlardır. Kendilerini şöyle bir kenara çekip baksınlar." şeklinde konuştu.

'ÜLKEMİZ BEKA PROBLEMİ İLE KARŞI KARŞIYA'

AK Parti iktidarı döneminde terörün de tırmandığını kaydeden Destici, bu konuda da şunları söyledi: "Milletimizin ve ülkemizin seçimden daha önemli problemleri var. Milletimiz, devletimiz açıkça bir beka sorunu ile bir bölünme sorunu ile bir gelecek problemi ile karşı karşıya. Bu ülkeyi beka sorunuyla, gelecek sorunuyla, bölünme sorunuyla karşı karşıya bırakanlar kim? Bu ülkeyi yönetenler. 13 yılda AKP'nin sorumluluğu var, öncesinde de diğer iktidar olan partilerin sorumluluğu var.

Ülkemiz hala hain PKK terör örgütü ile karşı karşıyaysa, bu belayı def edememişse, her gün şehitler vermeye devam ediyorsa, ülkemizin belli noktalarında, belli ilçelerinde belli mahallelerine girilemiyor, orada Türk bayrağı yerine PKK paçavraları dalgalanıyorsa, girilemez mahalleler oluşturulmuşsa, kendi mahkemelerini, kendi vergi dairelerini kurmuşlarsa, ağır silahlara sahip olmuşsa, hem içeride hem dışarıda meşruiyet kazanmışsa, PYD üzerinden ABD ve batı ile müttefik konumuna gelmişse, bunun tek sorumlusu ve suçlusu vardır, o da AKP iktidarıdır. Şimdi biz kandırıldık diyorlar, biz aldatıldık, istismar edildik diyorlar. Yalan; aldatılmadılar, kandırılmadılar, sadece kendileri milleti aldattılar, bu arada da oy hesabı yaptılar. Sen Oslo'da, İngiltere'nin gözetiminde görüşmeleri yap, ondan sonra da dön içeriye yerli bir proje, milli bir proje de. Bu tamamen büyük bir aldatmaca ve büyük bir kandırmaca.

'YANLIŞ POLİTİKALAR YÜZÜNDEN MÜSLÜMANLAR HAYATINI KAYBETTİ'

Yanlış Suriye politikaları yüzünden yüz binlerce Müslüman hayatını kaybetti. Sadece Suriye'den milyonlarcası mülteci, on binlercesi hayatını kurtarmak için denizi geçmeye çalışırken boğuldu. Suriye'nin bütün şehirleri harap oldu. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor, hiç mi vebal hissetmiyorsunuz? Akşam başınızı yastığa koyduğunuzda hiç mi vicdan muhasebesi yapmıyorsunuz?

'SÖZLER BAŞKA, İŞLER BAŞKA'

Üzülerek ifade ediyorum, hiçbir dönemde ahlaki yozlaşma, ahlaki değerlerden uzaklaşma bu kadar artmamıştı. Hiçbir dönemde İslami değerlerimiz bu kadar istismar edilmemişti. Şimdi bütün bunlar değersizleştiriliyor. Sözler başka, yapılan işler başka.

'BU MU SİZİN ADALETİNİZ SAYIN BAŞBAKAN?'

Bir devlette adalet sistemi bozulursa, o devlet çöker. Onun için her şeyin başı adalet, herkes için adalet. Türkiye'de şu anda adalet var mı? Eğer adalet varsa, havuz medyasından geçtim, TRT'de yüzlerce saat konuşacaksınız, biz de 1 dakika konuşmayacağız. Senin adalet anlayışın bu mu Sayın Başbakan? Sizin mitingleriniz bütün kanallarda canlı yayınlanacak, bütün billboardları siz kapatacaksınız, bütün gazetelerin sayfalarını siz kapatacaksınız, o da yetmedi devletin sosyal yardımlaşma fonundaki bütün yardımları sanki bir parti yapıyormuş gibi oraya vereceksiniz, ondan sonra da adaletten, hakkaniyetten, ve yarıştan bahsedeceksiniz. Bu mu sizin adalet anlayışınız?"

CİHAN
29 Ekim 2015 17:17
DİĞER HABERLER