Yazar Erol Mütercimler TV5'te programa konuk oldu. 

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun AKP'ye dönük manifestosu için “Ahmet Beyefendi için günaydın demek gerekiyor.” diyen Mütercimler, “Bu ülkede Dışişleri Bakanlığı yaptınız Başbakanlık yaptınız. Türkiye’nin başını Suriye'de belaya soktunuz; sokmuş olduğunuz beladan sayenizde Türkiye hâlâ kurtulamadı, kurtulamadığı gibi Türkiye'nin karşısına yeni pek çok sorun çıktı. Sonra da kalkıp bu özeleştiriyi yapıyor.” dedi.

Metni okuduğunu belirten Mütercimler, metinden yeni kurulacağı iddia edilen partide Davutoğlu’nun yer almayacağını anladığını söyledi. Bu açıklamayla Davutoğlu’nun yeniden Erdoğan’ın yanına dönmeye çalıştığı ileri süren Mütercimler, “Davutoğlu eğer Tayyip Bey'in yanına dönecekse bu yazılmış olanlardan, Tayyip Bey'in kesinlikle haberi var. Kesinlikle onun onayı ile yapılmış olan bir şey bu. Davutoğlu bu eleştiriyle ben varım, AKP yola devam edecek Tayyip Bey beni düşün, bak ben senin çevrendeki herkesten çok daha akil adamım, problemleri çözerim ve sana da yol gösteriyorum diyor.” diye konuştu. 

Mütercimler, “Ahmet Bey baştan Tayyip Bey'in yanında yer almayı konuşmamışsa bu yazdıkları bana yanında yer ver mektubudur. Neden biliyor musunuz? Eğer bu yeni partide Ali Babacan'ın yanında Abdullah Gül yer alacaksa Ahmet Davutoğlu burada kesinlikle yer alamaz. Çünkü Gül, Davutoğlu ile bir araya gelmez. Dünyada tek mezar kalsa onunla aynı mezara girmez. Din değiştirir Abdullah Gül ama Davutoğlu ile aynı mezara girmez, düşünün o boyutta.” ifadelerini kullandı.

Mütercimler konuşmasının ilgili kısmında şunları kaydetti:

“Ali Babacan, Abdullah Gül ile bir araya gelir ama bu partinin liderliğine Abdullah Gül soyunmaz, uluslararası konjonktür de zaten Ali Babacan’ı bu yeni kurulacak partinin liderliği için belirlemiştir.

Adalet ve Kalkınma Partisi konjonktürel bir partidir. Dolayısıyla onu üreten konjonktür ve o konjonktürü yaratanlar bu konjonktürün sona erdirilmesi gerektiği kararını vermişler. Peki, ne olacak; o kulvarda yeni partiye ihtiyaç var. Yeni bir parti liderliğine soyundurulacak kişi bütün bu gerilimi üstünden atmayı başarmış toplumunda bu anlamda kendisine sıcak bakacağı birisi olmalı yani Ekrem İmamoğlu profili neyse, İmamoğlu profiline benzer bir profil.

AKP’ye oy verenler, İstanbul ve İzmir sermayesi Babacan diyor. Uluslararası finans aktörlerinin tercihi zaten Ali Babacan. Dolayısıyla bunun tartışması yok bu partiyi önünde sonunda kuracaklar, kurduracaklar.

Taban açısından baktığınız zaman şu anda Tayyip Bey’in karizmasının üzerine basabilecek olan karizmada birisini çıkarmak zor ancak yeni partinin şansı bunu kurgulayan unsurların medyayı, bir takım organları ve organizasyonları harekete geçirmesiyle başarı sağlayabilir. Tabana bıraktığınız zaman tabanın dönüş yapması zor ama işte o dönüşü kolaylaştıracak kişi de Ali Babacan’dır. Erdoğan var olduğu sürece o kulvarda bir partinin sandıktan başarı ile çıkması, amaç iktidar olmaksa zor.

Erdoğan ne söylerse söylesin 2020’nin son baharında Türkiye’nin seçime gideceğine düşünüyorum. Erdoğan sizi birileri yanınıza çağırırsa dikkatli olun sakın kanıp gitmeyin mealinde konuştu. Erdoğan da artık bunları bilip görüyor. Erken seçim olmazsa 2023 seçimlerinde yüzde 99 Tayyip Bey olmayacak onu kendisi de biliyor o seçimde olmayacağını ona kadar durumu tutmak durumunda birden bire kendi eliyle oyunu dağıtamaz.

Eğer Ali Babacan’a uluslararası finans aktörleri, müesses nizamın belirleyicileri böyle bir parti kuruluşunun önünü açıp ekonomik yardımlar yapacaklarsa -parti para demektir- AKP ile koalisyon kursun diye böyle bir şey yaptırmıyorlar ki. Niye yaptırıyorlar; AKP’nin geldiği nokta itibarıyla kibir, yalnızca Türkiye’yi huzursuz etmedi. Dünyayı da huzursuz da ediyor. Bunların hepsinden kurtulmak istiyorlar. Şunu söyleyeyim; AKP’yi kurdurmaları Türkiye’nin hayrına mı oldu, zararına mı oldu? Yanıtını siz verin.

Eğer radikal değişiklikler söz konusuysa Kemal Kılıçdaroğlu’nun da istifasını da sağlık nedeni deyip göreceğiz.”