Nereden çıktı bu Halkbank Davası?

''ABD medyasında yer alan kulis haberlere göre Erdoğan Zarrab için elindeki tüm imkanları sonuna kadar kullandı.''

Nereden çıktı bu Halkbank davası?
ADEM YAVUZ ARSLAN | TR724

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence beraberinde kalabalık bir heyetle Türkiye’ye doğru yol alırken New York’tan gelen bir ‘sondakika’ haberi özellikle ekonomik çevrelerde büyük bir dalgalanmaya yol açtı. 

New York Güney Bölge Savcılığı (NYSD) Halkbank hakkında “Dolandırıcılık ve kara para aklama” suçlamasıyla iddianame hazırladı. 45 sayfalık iddianameye göre Halkbank İran’a yönelik yaptırımların delinmesine aracılık etti. 

Halkbank hakkında 6 ayrı suçlamanın olduğu iddianamede “Halkbank eylemlerinin Türk hükümetinin üst düzey isimleri tarafından desteklenip korunduğu” öne sürüldü.
 
İddianamenin detayları ve bu davanın ne anlama geldiğine dair analize geçmeden biraz background vermekte fayda var. Çünkü iddianame haberinin duyulmasıyla birlikte kamuoyu söz konusu gelişmeyi Suriye Operasyonu ve Türkiye’ye yönelik yaptırımlara bağladı.

Hatta birçok gazeteci, siyasetçi ve akademisyen iddianameyi “Trump’ın hamlesi” olarak yorumladı.

Oysa ki söz konusu iddianame Hakan Atilla davasının devamı. Trump ile ilgisi ise sanıldığı gibi değil. Aksine Trump Hakan Atilla davasında Halkbank’a kesilen para cezasını (Söz konusu ceza idari bir yaptırım ve hükümet tarafından belirleniyor) öteliyordu. 

Bu davanın açılmasında ise etkisi yok. Kaldı ki Trump’ın NYSD savcılığı ile yıldızı hiçbir zaman barışmadı. Hatta Trump’ın başını ağrıtan bir çok soruşturma bu savcılıkça yürütülüyor. Dolayısıyla “Türkiye Suriye’ye operasyon başlattı, ABD’de yaptırım olarak Halkbank davasını açtı” tezi yanlış.

Kaldı ki Reza Zarrab olayını takip eden gazeteciler için bu dava sürpriz değil aksine gecikmiş bir dava.

Nitekim yaklaşık 2 yıl önceki dava sırasında yazdığım analizlerde (www.tr724.com/zarraba-sorulmayan-sorular) söz konusu davanın sadece Hakan Atilla’yı kapsadığını, Halkbank ve dönemin yöneticilerine yönelik yeni davaların kaçınılmaz olduğunu hatta Erdoğan ve AKP yöneticilerine yönelik ‘terörün finansmanı’ suçlaması gelirse şaşırılmaması gerektiğini anlatmıştım.

Sonuç itibariyle dün açıklanan iddianamenin Suriye Operasyonu ve Trump yönetiminin Türkiye’ye uygulamayı düşündüğü yaptırımlarla ilgisi yok.

20 MİLYAR DOLAR AKLANDI 

Gelelim iddianamenin detaylarına…

New York Güney Bölge Savcısı Geoffrey Berman (Zarrab davasının hakimi Richard Berman’dı, bu davaya da o bakacak) Halkbank’ın İran’a yönelik yaptırımları delmek için geliştirilen sistemin merkezinde olduğunu söyledi. 

Berman, Halkbank’ın milyarlarca dolarlık petrol gelirinin yasalara aykırı bir şekilde İran’a aktarılması sürecinde aktif olarak yer aldığını, bu durumun da Türk hükümeti yetkililerince bilindiğini iddia etti. 

Bölge Savcısı, “Bankanın bu küstah eylemleri, bu düzenin desteklenmesi ve korunması için milyonlarca dolar rüşvet alan Türk hükümetinin üst düzey yetkilileri tarafından da desteklendi ve korundu. Halkbank’ın bir Amerikan mahkemesinde bu eylemlerinin hesabını verme zamanı geldi” diye konuştu.

İddianamede yasadışı işlemler şöyle tanımlandı: “ İran’ın petrol ve doğalgaz satışlarından elde ettiği ve Halkbank’ta tuttuğu paraların İran Hükümeti’ne aktarılmak üzere altın satın alınmasında kullanılması, aynı paraların ‘ikili ticaret’ kurallarına aykırı bir şekilde İran’a ihraç edilmemesi ve İranlıların yaptırımlarda getirilen istisnalara tabi olan gıda ve ilaç satın alım işlemi yapıyormuş gibi sahte bir şekilde gösterilmesinin sağlanması”

Halkbank’a yönelik 6 ayrı suçlama ise şöyle; “ABD’yi dolandırmak için komplo kurmak, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı ihlal etmek için komplo kurmak, Bankacılık dolandırıcılığı, Bankacılık dolandırıcılığı yapmak için komplo kurmak, Kara para aklamak, Kara para aklamak için komplo kurmak”

İddianameye göre Halkbank üzerinden 20 milyar dolarlık yasadışı para aktarımı yapıldı. İddianamede Zarrab ile Halkbank yönetimi arasındaki rüşvet ilişkisi, düzenlenen sahte evraklar ve hayali ihracat ilişkisine dair detaylara yer veriliyor. 

Savcılara göre Halkbank üzerinden yapılan bu illegaliteye Türk hükümeti yetkilileri göz yumarak karşılığında milyonlarca dolar rüşvet aldı. Savcılar dönemin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın yasadışı işlemler karşılığında 8.5 milyon dolar rüşvet aldığını, Hakan Atilla’nın da bankanın karıştığı illegal işlere dair ABD’lilerce uyarıldığını iddia ediyorlar. 

İddianamede Türkiye’deki 17 Aralık 2013 operasyonu sonrası Zarrab ve Aslan’ın tutuklandığını ancak Halkbank’ın para aklama işlerine devam ettiği iddiası da yer alıyor.

ATİLLA TÜRKİYE’YE DÖNDÜ ZARRAB KAYIP 

Hatırlanacağı gibi dönemin Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla New York’taki davada kendisine yöneltilen 6 suçlamanın 5’inden suçlu bulunmuş ve 32 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Atilla geçtiğimiz temmuz ayında tahliye edilmiş ve ardından Türkiye’ye dönmüştü. 

Reza Zarrab ise hala savcılarla işbirliği yapıyor ve şu anda nerede olduğu bilinmiyor. Söz konusu dava kapsamında aralarında dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da bulunduğu 9 kişi hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. 

Bu davaya bağlı olarak Amerikan Hazine Bakanlığı’nın Halkbank’a  yönelik yaptırımlar açıklaması bekleniyordu ancak sızan bilgilere göre Başkan Trump bu yaptırımları engelledi. Amerikan medyasına yansıyan haberlere göre Trump söz konusu cezayı bekletmeye aldı. 

Dün açıklanan iddianamenin ve Suriye Operasyonunun beklemeye alınan cezayı nasıl etkileyeceği ise şimdilik bilinmiyor.

ERDOĞAN’IN ZARRAB KABUSU SÜRÜYOR 

Önceki günlerde ABD medyasına yansıyan detaylara göre Başkan Trump Reza Zarrab’ın serbest kalması ve suçlamaların düşürülmesi için dönemin Dışişleri Bakanı Tillerson’a baskı yaptı. 

Beyaz Saray’da yapılan toplantıda Tillerson’a Adalet Bakanı ile konuşması ve davanın düşürülmesini sağlamasını söyleyen Trump Tillerson’dan “bu illegal bir iş olur, yargıya müdahaledir” cevabını aldı. ABD medyasındaki detaylara göre Trump Zarrab konusuyla yakından ilgilendi ve Zarrab’ı serbest bıraktırmak için yoğun çaba sarf etti. 

Hatırlanacağı gibi Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasından bu yana tüm devlet imkanlarını kullanan Erdoğan, Trump’tan Zarrab’ı resmen istemiş, eşi Emine Erdoğan’da Obama dönemi başkan yardımcısı Joe Biden’in eşinden Zarrab için ricacı olmuştu. 

Bütün çabalarına rağmen Zarrab’ı hapisten çıkartamayan Erdoğan, daha sonra Zarrab için iki kez ABD’ye nota vermişti. ABD medyasında yer alan kulis haberlere göre Erdoğan Zarrab için elindeki tüm imkanları sonuna kadar kullandı.

17 Ekim 2019 12:16
DİĞER HABERLER