15 Temmuz'da oğlu ve eşini kaybeden Nihal Olçok, “Hiçbir siyasi bunun üzerine gitmedi, gitmeyecek de gördüğüm kadarıyla. Muhalefette de bir şey yok. Gördüğüm kadarıyla bir devlet projesiydi bu, sistematik bir şeydi, herkes de muradına erdi yani. Filler tepişti çimler ezildi.” dedi.
15 Temmuz’da oğlu Abdullah ve eski eşi Erol Olçok’u kaybeden Nihal Olçok, Kürsü TV’ye verdiği röportajda önemli değerlendirmelerde bulundu. “O gece karanlık, benim için hala karanlık. 8 yılda hiçbir şey aydınlatılmadı.” diyen Nihal Olçok, ardından, “Hiçbir siyasi bunun üzerine gitmedi, gitmeyecek de gördüğüm kadarıyla. Muhalefette de bir şey yok. Gördüğüm kadarıyla bir devlet projesiydi bu, sistematik bir şeydi, herkes de muradına erdi yani. Filler tepişti çimler ezildi.” ifadelerini kullandı.
‘HAKAN FİDAN İFADE BİLE VERMEDİ’“8 yılın sonunda vardığınız nokta nedir?” sorusuna, “Boş, hiçlik… Boş her şey… Bunun aydınlatılması için bugünden sonra da bir şey yapılabileceğini düşünmüyorum. Çünkü mahkemeler bitti.” diyerek karşılık veren Olçok, konuşmasının devamında dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifade bile vermeye gitmediğine dikkat çekti. “Tekrar soruşturmalar açılabilir. Onlar açılmayacak. Gidenler gitti. Gerçek insanlar ifadeye çağrılmadı. Yani bundan 25- 30 sene önceki MİT Başkanı ifade vermek için çağrıldı ama şu anda bizim Dışişleri Bakanlığımızı yapan Hakan Fidan ifade vermedi.” dedi.
Meclis Araştırma Komisyonu’nun raporunun bile ‘kaybedildiğini’ hatırlatan Nihal Olçok, “O paylaşılmadı. Sonra çıktı Meclis Darbe Komisyonu Başkanı Reşat Petek, bunu kendi tweet hesabından paylaştı. 6 sene sonra. Saçma sapan bir şey.” diye konuştu.
‘MUHALEFET HİÇ BİR ŞEY YAPMADI’Nihal Olçok’un hedefinde sadece iktidar değil, muhalefet de vardı. 15 Temmuz’un tüm yönleriyle aydınlatılması için muhalefetin de hiçbir şey yapmadığını anlattı. Ardından şu değerlendirmelerde bulundu: “Muhalefet de hiçbir şey yapamadı. 15 Temmuz’un karanlıkta kalmasında herkesin büyük bir çıkarı var. Yani bu anlamda herkesin çıkarı var. Tarikatların çıkarı var… Muhalefetin çıkarı var…”
“Sizin o süreçte olağandışı gördüğünüz ilk şey ne idi?” sorusuna ise şöyle cevap verdi: “Bilboardlar, benim çok şaşırdığım bir şeydi o. 16 Temmuz sabahı her yerde asılmış şekildeydi. Haftalarca kaldı. Ne zaman hazırlandı ne zaman asıldı? Bunu onun (Erol Olçok) bilgisi dışında kimse yapamazdı yani.”
‘KANLA BÜYÜYEN BAŞARI BAŞARI DEĞİLDİR’Nihal Olçok’un Türkiye’deki medya ve adalet konularındaki sözleri ise dikkat çekiciydi: “Kanla beslenen, kanla büyüyen başarı, başarı değildir. Mutlaka ama mutlaka bir hezimet olacak sonunda… Bunu hepimiz göreceğiz. Kur'an’da “rezil” diye bir kavram yoktur. ‘Başarısızlık’ diye kavram yoktur. Kur'an’da “zelil” geçer. Zelil… Vallahi billahi Allah’ın zelil ettiğini hiç kimse düzeltemez. Ve çok fazla insan zelil olacak. Çünkü kanla beslendi. Bu başarının kökünde kan var şu anda.
Türkiye’de gerçek medya ve gerçek adalet olsaydı şu anda siz, ben çok fazla bilgiyle donanacaktık. Buradaki en büyük şey gerçeklerin, hakikatlerin ortaya çıkmayışı. Görmüyoruz duymuyoruz. Her alanda hakikat diye bir şey yok ülkede.”