O anlaşmaya tepki: Türkiye için büyük risk

O anlaşmaya tepki: Türkiye için büyük risk
İran'la endişe veren eğitim anlaşmasına uzmanlar sert tepki gösterdi.

  • 'Türkiye'nin fabrikasına müsaade etmeyen bir ülkenin Türk okullarına izin vermesi mümkün değil'
  • "Bugün İran, Türkiye için güvenilir bir partner değil"
  • "İran’ın STK’lar ile nüfuz etme politikası vardır."

Prof. Dr. Sedat Laçiner, "Türkiye'nin fabrikasına müsaade etmeyen bir ülkenin Türk okullarına izin vermesi mümkün değil" derken Doç. Dr. Gökhan Bacık İran'ın sivil toplumla 'nüfuz etme' politikasına dikkat çekti. Türkiye aleyhine olumsuz faaliyetlere zemin teşkil edebilecek anlaşmaya uzmanlar tepki gösterdi.

İran’ın kendi ülkesinde Türk oluşumuna müsaade etmezken Türkiye’de faaliyet gösterebilecek bir alanda işbirliğine gidilmesinin sakıncalarına vurgu yapıldı. Bugün Gazetesi'nde yer alan habere göre, anlaşmanın Türkiye aleyhine sonuçlar doğurmasına izin verilmemesi gerektiğine dikkati çeken siyasilerden de temkinli açıklamalar geldi.

YUMUŞAK GÜÇ ÇEKİNCESİ

* Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner: Uluslararası anlaşmaların Türk dış politikasıyla uyumlu olması gerekir. İran-Türkiye ilişkileri okulları bu kadar yakınlaştırma konusunda ideal dönemini yaşamıyor. Bugün İran, Türkiye için güvenilir bir partner değil. Tam aksine bir durum söz konusu.

Yüzde 100 güven gerektirecek işlerde İran’la iş yapmak çok zor. İran’ın bölgeye bakışı Türkiye ile taban tabana zıt. Bundan dolayı Türkiye anlayışının İran’a girmesini istemiyor. Türkiye’nin yumuşak gücünün İran’a yayılma özelliği söz konusu. Bundan çekiniyor. Türkiye’nin fabrikasına, GSM şirketine müsaade etmeyen bir ülkenin Türk okullarına müsaade etmesi mümkün değil. İran’la ortaklaşa eğitim faaliyeti yürütmek ülkemiz için oldukça riskli.
 
DOSTLUĞUMUZU KAYBETTİ
 
* Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Arı: İki ülke arasında bin yıldır derinden derine devam eden bir rekabet var.

Türkiye ve İran arasındaki ilişkilerin dikkatli yürütülmesi ve rasyonel değerler üzerine oturtulması lazım. Son dönemde gösterilerde ölenlerin Alevi olması kötü bir tesadüf.  İran hem Türkiye adına dost ülke özelliğini hem de İslam dünyasındaki konumunu kaybetti. İsrail gibi İran’ın da Türkiye lehine faaliyet göstermediklerini söylemek mümkün.

İŞİMİZ ZOR
 
* Doç. Dr. Gökhan Bacık: Bu anlaşmadan sonra İranlılar çekinmeyip biz çekiniyorsak işimiz çok zor. İranlı yöneticilerin güvenlik algısında ‘Ne yaparsak İran rejimini muhafaza ederiz’ anlayışı vardır. İran ne yapıyorsa, biz ona göre konum almalıyız. İran’ın STK’lar ile nüfuz etme politikası vardır. Biz ne yapacağız İran’a karşı bu tartışılmalı.

BU TÜR ANLAŞMALARDAN ÇEKİNMEMELİYİZ

* AK Parti Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Selçuk Özdağ: İran’la bizim köklü bir tarihimiz var. Eğitim anlaşması yapılması doğrudur. Eğitim anlaşmalarının kültürel anlaşmaların ticari anlaşmaların artarak devam etmesinden yanayım. İlişkiler daha sıkı daha kavi olmalı. Bu anlaşmaları bütün ülkelerle yapıyoruz. Bu anlaşmanın iznini yasalar çerçevesinde Meclis vermiştir. Türkiye’nin başka ülkelerle entegrasyonu varsa orada olabilmeliyiz çekinmemeliyiz

ENTEGRE OLUYORUZ

AK Parti Milli Eğitim Komisyonu Üyesi İsmet Uçma: Türkiye kendine özgüveni çok yüksek bir ülke. Eğitim alanında tüm dünya ile entegre oluyor. Bu nedenle İran’la yapılan bu anlaşmayı destekliyorum. İran’la eğitim kültür sanat alanında yapılan anlaşmayı ve karşılıklı ERASMUS ilişkilerinin anılan düzeyde bir korkuya sebebiyet vereceğine ihtimal vermiyorum. İstismar edilebileceğini düşünmüyorum. Bununla bir avantajı da yakalayacağız.

ANLAŞMADA NELER VAR?

Milli Eğitim eski Bakanı Ömer Dinçer döneminde İran ile imzalanan ‘Eğitim Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı’ 2013 Ocak ayından itibaren yürürlüğe girdi. Her yıl kendini otomatik yenileyecek anlaşma, öğretmen, uzman, öğrenci değişimlerini öngörüyor. 19 Haziran 2012’de İran’ın başkenti Tahran’da imzalanan anlaşma, geniş kapsamı ve okul dışı eğitim faaliyetleri kapsamasıyla dikkat çekiyor. Anaokulu seviyesine uzanan faaliyetler öngörülüyor.

Partner değil sorunun kaynağı

BİLGESAM Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı: Türkiye ile İran arasında belirli bölgelerde enerjinin çıkartılması gibi son derece hayati anlaşmalar da yapıldı. Ama bu kritik işbirlikleri İran Türkiye ilişkileri olumlu seyrettiği dönemlerde yapıldı. Mevcut durumda ise İran bırakın partner olmayı bizatihi bazı problemlerin kaynağında yer alıyor.

Özellikle, Suriye konusunda İran ile anlaşmazlık ikili ilişkileri olumsuz etkiliyor. İran’ın, Türkiye’deki Aleviler üzerindeki yöntemlerini bugün de yaşıyoruz. Böylesine dengelerin hakim olduğu bir ortamda bu antlaşmanın yürürlükte olması sakıncalar doğurabilir.

Aleyhimize sonuçlanmamalı

MHP Milli Eğitim Komisyonu Üyesi Özcan Yeniçeri: İranlı ile tarihsel süreç içerisinde rekabet ve çatışma içerisinde olduk. Biz aynı kültür ikliminin çocuklarıyız. İran Türkiye ilişkileri kültürel manada sürdürülmelidir. Ama bu devam ettirme sürecinde İran'ın bizim çocuklarımızın ve nesillerimizin Türkiye çıkarları aleyhine bir tavır içerisine sokulmamasına dikkat edilmelidir. Bu ilişkiler Devlet tarafından ve bu ilişkileri kuran mekanizmalar tarafından kontrol altında tutulmalıdır. Türkiye aleyhine oluşabilecek mekanizmalar engellenmelidir.

25 Haziran 2013 09:59
DİĞER HABERLER