İzmir Askeri casusluk operasyonunu yapan polislere yönelik operasyon akıllara Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ahtapot gibi saran gizli yapının çalışmalarını getirdi.
Askeri Casusluk Soruşturması neydi?
10 Ağustos 2010’da
[email protected] adresinden gelen bir maille başlayan askerî casusluk soruşturması, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ahtapot gibi saran çetenin varlığını gözler önüne serdi. Çete; sızma, tuzak, devşirme ve şantajla elde ettiği birçok askerî bilgi ve belgeyi çeşitli devletlere satmış.
TSK'YI AHTAPOT GİBİ SARMIŞLARDI
İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne gelen elektronik postayı okuyanlar herhâlde böyle bir sonuçla karşılaşacaklarını tahmin etmemiştir. 10 Ağustos 2010’da
[email protected] adresinden gelen ihbar, özellikle üniversitede okuyan genç kızları kandırarak üst düzey bürokratlara para karşılığında pazarlayan bir çeteyi haber veriyordu. Yaklaşık 1,5 yıl süren takibin ardından Türkiye’yi sarsan derin yapının izine rastlandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) âdeta ahtapot gibi saran gizli yapıyı deşifre etti. Bir suç örgütünün askerî bilgi ve belgeleri ele geçirmek için izlediği tüm yollar tespit edilerek 10 Mayıs 2012’de operasyonların düğmesine basıldı. Polisin 6 ayrı dalga hâlinde gerçekleştirdiği operasyonların ardından Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç, 1961 sayfalık iddianame hazırladı. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 55’i muvazzaf olmak üzere 88’i tutuklu 357 sanık, 196 müşteki ve 831 mağdurun ismi yer aldı.
HEDEFTE DEVLET KURUMLARI VARDI
İddianamede yer alan bilgiler ülke gündemine bomba gibi düştü. ‘Suç örgütünün amacı’ başlığı altında kullanılan ifadeler, örgütün ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne serdi. Özellikle TSK içerisindeki yapılanması sayesinde büyük güç ve çok geniş faaliyet alanına sahip olan örgütün amaçlarına ulaşabilmek için her türlü yola başvurduğu belirtilen iddianamede “Suç örgütünün TC Hükümeti, TSK, MİT dâhil olmak üzere hemen hemen bütün kamu kurumları aleyhine faaliyetler yürüttüğü anlaşılmıştır.” denildi.
EN ÜST RÜTBELİ SANIK KORAMİRAL KÖSELE
İddianamede suç örgütü lideri olarak iş adamı Bilgin Özkaynak’ın ismi geçerken, üniversite öğrencisi olan ve Türkiye’deki tüm askerî birliklere rahatça girebilen Narin Korkmaz ismi ön plana çıktı. Çete elebaşı olduğu iddiasıyla tutuklanan Bilgin Özkaynak’ın da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakkında, TCK 327/2’ye göre, devletin savaş hazırlıklarını, savaş etkinliğini ve askerî hareketlerini tehlikeye koymaktan müebbet hapis cezası istendi. İddianamede hâlen görevde bulunan veya emekli olan çok sayıda paşanın ismi sanık olarak bulunuyor. Sanıklar arasında hâlen görevde olan ve iddianamede 343. sırada bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele, en üst rütbeli asker. Tutuksuz yargılanan Kösele hakkında, TCK 220/2 ve TCK 334/1’e göre örgüt üyesi olmak, yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmekten 2 yıl ile 6 yıl arasında hapis cezası istendi.
'PANDORA' AÇILDI, ORTALIK KARIŞTI
Aksiyon Dergisi’nin 28 Ocak 2013 tarihinde yayınladığı dosya haberde örgütlr ilgili detaylı bilgiler verildi. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Bilgin Özkaynak’tan ele geçirilen ‘Pandora’ isimli dijital veri içerisinde yer alan klasörlerde çok önemli bilgilere ulaşıldı. Pandora’da fişlemeler, askerî bilgi ve belgeler, gizli çekilmiş yüzlerce görüntü ve fotoğraf ele geçirildi. Örgütün karakutusu olarak kabul edilen Pandora’da hâlâ şifresi kırılamayan birçok dosyanın olduğu da iddianamede yer aldı.
İddianamede adı müşteki olarak geçen Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in evine girerek kızının odasına gizli kamera yerleştirildiği de anlatılıyor. Mağdurlar listesinin 784. sırasında bulunan Nusret Güner’in evine giren sanıklardan Astsubay Mustafa Koç’un gizli kamera yerleştirdiği, aradan bir süre geçtikten sonra kameranın yine aynı zanlı tarafından alındığı da iddianamede yer aldı. Zanlılardan ele geçen belgelerde kamera kayıtlarıyla ilgili şu ifadeler yer alıyor: “Mustafa Koç, A.’nın odasına yerleştirdiği kamerayı almış. Kullanılabilecek iyi görüntüler var. Ekte gönderiyorum. Nusret Paşa bir şeyden şüphelenirse onu yemekle bırakmaz, beni de yer.”
Örgüt üyelerinden ele geçirilen belgelerde ismi geçen Tuğgeneral Hakan Taşkesen ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı Tümgeneral Mehmet Yılmaz Erdoğan gibi isimler iddianame hazırlanmadan önce istifa etmişti.
ÖRGÜT ARINÇ VE BABACAN'I İZLEMİŞTİ
Suç örgütünün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Ali Babacan hakkında da bilgi topladığı ortaya çıktı. ‘Pandora’ isimli veri tabanı içerisinde İ.A. isimli şahıs hakkında, “Sayesinde Bülent Arınç’ın adımından haberimiz oluyor.” ifadesi yer alırken; A.K. isimli bir kaymakamın da Arınç’ın ailesiyle ilgili değerli bilgiler getirdiği belirtiliyor. ‘Pandora’ veri tabanında ayrıca “Ali Babacan’a ait bilgiler” şeklinde not alınan ve “Bakan ve ailesi.xls” ismi verilmiş excel dosyası içeriğinde "Ali Babacan, Zeynep Ülkü Babacan, Mustafa Kerem Babacan, Fatma Dilara Babacan, Güner Babacan, Hilmi Babacan isimli şahısların TC kimlik numarası, baba adı, anne adı, doğum tarihi ve pasaport numarası bilgilerinin yer aldığı tespit edilmiştir." yazılı metinler bulundu.
İddianamede, casusluk, fuhuş ve şantaj çetesinin, yurtiçi ve yurtdışına sattığı gizli askerî bilgi ve belgeleri temin etmek için öncelikle kurmay subayları hedef seçtiği de ortaya çıktı.
Suç örgütü lideri Bilgin Özkaynak’tan elde edilen ‘Pandora’nın, suç örgütünün arşivi olduğu belirtilen iddianamede, bu veri tabanındaki kayıtların, suç örgütünün hiyerarşik yapısını, işleyişini, faaliyetlerini ve amaçlarını çok net olarak ortaya koyduğu belirtildi. İddianamede, öncelikle kurmay subayların hedef seçildiği ve gizli kamerayla görüntülendiği, şantajla o kişiden bilgi ve belge sızdırıldığı ileri sürüldü.
Talimatlarda Hâkim Ali Rıza B.’nin getirdiği veya yönlendirdiği personelle (hâkimle) özel ilgilenilmesi ve her türlü istekleri mutlaka yerine getirilmesi isteği ile GATA’dan gelen doktorlarla özel ilgilenilmesi dikkat çekiyor.
ÇETE PKK'YA GİZLİ BİLGİ VE BELGE AKTARMIŞ
Suç örgütünün askerî bilgi ve belgeleri, yabancı devletlerin yanında terör örgütü PKK’ya da aktardığı ileri sürüldü. Örgütün TSK’nın gizli sırlarını PKK’ya aktarmasıyla ilgili olarak iddianamede geniş bir bölüm bulunuyor. Örgüt elebaşısı Bilgin Özkaynak’tan elde edilen ‘Pandora Veri Tabanı’nda bulunan bir dosyada ‘Gizli’ ibareli “TC Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harp Karargahı ve Muhabere Elektronik Tesisler Komutanlığı” başlıklı 105 sayfalık bir belge bulundu. Belge; barış, olağanüstü durum ve savaş zamanlarında her türlü baskın, sabotaj ve bunlara bağlı olarak tahrip, bombalama, sızma, silahlı taciz, yangın ve benzeri konulara ilişkin “SABKOR Planı 2008/2” konulu E.A. Tuğamiral MEBS Başkanı adıyla hazırlanmış. Suç örgütü üyelerinin, bu belgenin açıklamalar bölümüne, “Önemli bilgi içeriyor. İsrail dahil devletler için olabilir. PKK’ya aktarmak maksadıyla kullanılabilinir.” şeklinde notlar yazdığı görülüyor.
Suç örgütü yöneticisi Narin K.’dan elde edilen ‘ajanda’ adlı belgede, M.K.K. adlı kişinin, Bandırma’dan Ege Denizi görevi için havalanan Türk savaş uçaklarının uçuş güzergâhları ile ilgili bilgileri 7 dakika içinde Yunanistan’a gönderdiği yazılı. Örgüt yöneticisi Narin Korkmaz, M.K.K. ile ilgili şu notu düşmüş: “Bize de yakın duruyor. Reisin (Bilgin Özkaynak) haberi var. Yunanistan’la direkt bağlantısı, reisi ve Coco’yu (suç örgütü üyesi C.B.) rahatsız etmiş. Bizim de her dediğimizi yapıyor. Karakteri oturmadığı için her şeye meraklı. Belge akışı sağlam. Gelecekte çok iş yapar. Bandırma uçuş profillerini Yunanistan’a telefonla bildirmesi hususu açıldı. Murat Polat’tan bahis etti. Tehdit edince harekât kısım amiri olan, bütün uçuş planları önünden geçen Murat Polat’ın Yunanistan ilişkilerini anlattı. Reis, Murat Polat’ı ve kaşlıyı çok merak ediyor. İlgilenilecek.” B.Ş. ile ilgili bölümde de “Belge, Yunanistan’a bütün halinde değil, parçalar halinde servis edilecek.” deniyor.
Örgütün bilgi ve belge temin etmek için ağına düşürmek istediği askerlerle ilgili hazırladığı çalışma planı da iddianameye girdi. Örgüt yöneticisi tutuklu sanık Narin Korkmaz’dan elde edilen ‘Çalışma 1’ isimli belgede, A planı olarak askerî personeli örgüte çalışmaya ikna etmek için hangi yöntemlerin kullanılacağı, en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor. ‘Görüntü ses cihazları’ başlıklı bölümde, kızların görüşmeye mutlaka uygun hâle getirilen çantalarla gitmesi, cep telefonlarını kaliteli görüntü ve ses alabilecek şekilde seçmeleri, bekâr evlerinin ve odalarının görüntü kaydetmeye uygun hâle getirilmesi, anahtar ve kalem şeklinde kameraların sürekli hazır bulundurulması talimatı veriliyor.
TSK'DA DEPREM ETKİSİ
Suç örgütünün Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in evinin içine kadar girip kızının odasına gizli kamera yerleştirdiğinin iddianameyle birlikte ortaya çıkması, TSK’da deprem etkisine sebep oldu. Oramiral Güner, iddianame mahkeme tarafından kabul edildikten bir gün sonra Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e istifasını sundu.
ÇETENİN STRATEJİSİ ASKERİ GEMİDE BELİRLENMİŞ
İddianamede, casusluk çetesinin Deniz Kuvvetleri’ne ait TCG Salihreis isimli gemide strateji belirlemek için toplantı yaptığı da ortaya çıktı. Örgüt yöneticilerinden Onur Süer’den elde edilen “ÖZEL TOPLANTI.doc” isimli belgede örgütün hangi yöntemleri kullandığı, nerelerde toplantı yaptığı belgelendi. İddianame delilleri arasında ‘TCG Salihreis Toplantı Tutanağı’ başlığı altında yer alan metinde, örgüt üyelerinin 28 Aralık 2010’da toplantı yaptığı ve toplantıya Dz. Kur. Yb. Ö. Özcan Altunbulak, Dz. Bnb. Burak Gökalp, Dz. Yzb. Tolga Aksu, Dz. Ütğm. Özge Ak, Dz. Ütğm. Serkan Coşkunkan, Dz. Tğm. Can Taşcı, Dz. Tğm. Güvenç Kısa’nın katıldığı belirtildi. Toplantıda alınan kararlar ise örgütün gerçek yüzünü gösterdi. Kadınların ayarlanması konusunda Tolga Aksu’ya sorumluluk verilirken Serkan Coşkunkan bu kişiye yardımcı olarak seçildi. Karar tutanağında “Ayrıca ilaç ve ot işleri de daha önce planlandığı şekilde devam edecektir.” ayrıntısı dikkat çekti. İddianamede yer alan tutanakta, “Bu kapsamda Özge Ak’ın ve Pınar Boduroğlu’nun faaliyetleri takdir edilecek türdendir. Bu özellikteki bayan personel ile kadın bulmak maksadıyla gemiden ayrılanların gece geç dönmelerine izin verilmeli ve bu konuda toleranslı davranılmalıdır. Alkol, ilaç ve kadına bağlanma düzeyi artırılmalıdır.” ifadeleri yer aldı.
TÜRK SUBAYLAR YABANCI KADINLARLA EVLENDİRİLMİŞ
İddianamede, örgütün şantaj yoluyla elde ettiği gizli askerî bilgi ve belgeleri yurtdışındaki yabancı kaynaklara nasıl aktardığıyla ilgili çarpıcı bilgiler de yer alıyor: “Rusya ve Ukrayna bağlantılı grup ile İstanbul’da bir araya gelindi. Burada kurulan koordine sonrasında Victoria’nın organize ettiği parti düzenlendi. Bilgilerin sağlıklı ve güvenilir olarak sevkine ilişkin yabancılarla (Rusya, Ukrayna, Yunanistan ve Romanya) evli olanların kullanılması, faaliyet etkinliğini artırdı. Bu kapsamda kullanılması planlanan yeni evlilikler şu şekildedir: Yüzbaşı M.-Elena, Yüzbaşı B.-Olga, Yüzbaşı T.-Victoria, Üsteğmen Y.-Marina, Yüzbaşı Ö.- İ.S. (Rusya uyruklu bir bayan).”
ALMANYA, FRANSA VE İSRAİL BELGELERE GÖRE ÖDEME YAPACAK
İddianamede, örgütün çok gizli askerî belgeleri yabancı ülkelere nasıl sattığıyla ilgili detaylı iddialar da bulunuyor. ‘Pandora’ adlı veri tabanında örgüt için çalıştığı iddia edilen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli Albay İ. ile ilgili bölümde şu ifadelere yer veriliyor: “Almanlar, Fransızlar, İsrailliler tarafından D/A projesinin gelişimi ile ilgili talep edilen bilgiler için kullanılacaktır. D/A projesinin başlangıcından bu zamana kadar elindeki tüm belgeleri göndersin. O belgelere göre ödeme yapılacak. Almanlarla irtibata geçilsin. Anlaşma metninin isteklerimize uygun düzenlendiğini gösteren bir belge lazım. Alınan dosyaya Yunanlılar iyi ödeme yapar.”
ÖRGÜTÜN TUTTUĞU İLGİNÇ FİŞLEME NOTLARI
Subay H.E: Geveze, cana yakın, parayı kullanmayı beceremiyor. Yeter ki menfaati olsun, başkaları ile bizi görüştürür.
M.C:Alkolik ve yaşına göre çok hızlı çapkın biri. Eşi Almanya’da büyümüş. Eşinin adı Hacer. Eşi buna, bu da eşine karşı gayet demokratik bir aile. Eşi gazinodan pek çıkmaz. Çok para harcıyor. Kumar yüzünden borca girmiş, bana dert yandı.
Bürokrat D.Ş:Ağzı çok gevşek, her türlü bilgiyi alabiliriz. Parayı seviyor.
Bürokrat İ.H.G:Hastalık derecesinde kadın düşkünü bir adam. Bize çok kolay alıştı. DTM’de aktif olarak bulunuyor.
Bürokrat M.A:Oldukça azgın biri. Merkez Bankası personeline ait getiremeyeceği belge yok bu adamın. Avucumun içine aldım onu. Onunla çok işim olacak.
Kurmay İ.B:Çanakkaleli. Karısı İl Özel İdare’de memur. Ailevi problemleri varmış. Eşini beğenmediğini söylüyor. Fantezi hastası.
Subay M.A:Babası da subay, Melike adında eşi var, Aleviler.
G.O. (MİT):Adam Alevi. Karısı istihbaratçıymış. Karısının adı Arzu. Akrabaları PKK’lı. Teklif edilirse çalışır. Kayda uygun. Viagra kullanır.
A.K:Aslında Yunanistan’da doğmuş ama Merzifon Alevilerinden. Lüks yaşamı göze çarpıyor.
Ö.B: Personelci, Hatay tarafından olup Süryanidir. Yaşı küçük kızlarla yaşadığı ilişkileri genç personele anlatarak çekimlerini göstermektedir. Aşırı derecede şahsi menfaatlerine düşkündür.
İKİ OLAYIN İNTİKAMI MI ALINIYOR?
İzmir'de Emniyet'e yapılan operasyonu önceden bilen Twitter fenomeni fuatavni "İzmir'de iki önemli olayın intikamı alınıyor: Bacanak operasyonu ve casusluk operasyonu" diye yazmıştı. Fuat Avni, 'Binali'yi (Yıldırım) ihale havuzunda aracı olarak kullanan Tiran, Binali'nin bacanağına yapılanı hazmedemediğinden şimdi bacanağının intikamını alıyor. İzmir Emniyeti'ne yapılacak intikam operasyonunun ikinci nedeni daha vahim. askeri casusluk davasında ortaya saçılan 'sivil çamaşırlar'. İzmir'deki davayı yürüten emniyet mensupları bir çok kişiye ait yüzlerce yatak odası görüntüsü ele geçirdi' ifadelerini kullandı.
SAMANYOLUHABER.COM