OHAL ile bir yılda Türkiye çöktü....

Türkiye'de OHAL bugün 1'inci yılını doldururken, 100’den fazla sol görüşlü örgüt ve inisiyatifin temsil edildiği Demokrasi İçin Birlik (DİB) platformu, bu süreçte yaşanan hak ihlâlleri hakkında bir rapor yayınladı.
100’den fazla sol görüşlü örgüt ve inisiyatifi bir araya getiren Demokrasi İçin Birlik platformunun tüm bileşenlerinin ortak görüşünü dile getiren rapor, OHAL çerçevesinde bugüne kadar yayınlanan 26 Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) sayısız hak ihlaline yol açıldığını, tüm özgürlük ve hakların sınırsız ve keyfi biçimde yok edildiği görüşünü dile getiriyor.

İstanbul’da bugün düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan “OHAL’in 1. Yılında Demokrasi Enkaz Altında” başlıklı 66 sayfalık rapor, bu hafta başında çalışmaya başlayan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’ndan da umutsuz. Gerekçe olarak, KHK’lar nedeniyle mağduriyetleri gidermeyi amaçlayan komisyonun yedi üyesinden beşinin hükümet tarafından atanmış olması nedeniyle tarafsız ve bağımsız olamayacağından söz ediliyor.

DİB, geçen yıl Haziran ayında eski Avrupa ve İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı ve büyükelçi Rıza Türmen’in çağrısıyla kurulmuştu. Meclis’teki muhalefet partilerinden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) de dahil, çeşitli sol görüşlü siyasi partiler, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), meslek örgütleri, Alevi dernekleri, barış, kadın, eşcinsel ve sanatçı örgütlenmelerine, sol görüşlü 100’den fazla bileşeni var. Halihazırda Türkiye’deki en geniş katılımlı sol platform DİB.

Rıza Türmen, KHK’yla görevinden alınan anayasa hukuku profesörü İbrahim Kaboğlu, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Kadir Gökmen Öğüt, HDP milletvekilleri Garo Paylan, Ahmet Yıldırım, KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik ve DİSK Koordinatörü Hakan Koçak’ın da katılımıyla basınla paylaşılan raporun bir özetini yazar Ayşegül Devecioğlu okudu.

“OHAL kaldırılsın, KHK’lar iptal edilsin” talebiyle dile getirilen rapor, DİB’deki tüm bileşenlerin ortak görüşlerini temsil ediyor. Raporun altını çizdiği bazı ana başlıklar şunlar:

- Bugün itibarıyla kamu kurumlarından ihraç edilenlerin sayısı 110 binden fazla. Özel öğretim kurumlarında çalışma izinleri iptal edilenler de eklenince bu sayı 135 bini aşıyor. Bu kişiler, hiçbir mahkeme kararı olmaksızın, aileleriyle birlikte açlığa mahkum edildi. İşe iade talebiyle açlık grevine başlayan akademisyen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 134'üncü gününde cezaevinde ölümle burun buruna.

- Eşbaşkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil HDP’den 11, CHP’den bir, toplam 12 milletvekili hapiste.

- 86 belediyeye kayyum atandı. Çoğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden 75 belediye başkanı ve eşbaşkanı tutuklu.

- Toplam 50 binden fazla kişi tutuklandı, 8 bin kişi aranıyor. 170 bine yakın kişi hakkında adli işlem yapıldı. Gözaltına alınan on binlerce kişinin avukat görüşleri sınırlandı. İşkence ve kötü muamele yaygınlaştı.

- 180 medya kuruluşu kapatıldı. 136 gazeteci ve medya çalışanı hapiste. (Bu rakam, Türkiye Gazeteciler Sendikası’na göre, 157.)

- Hapisteki yazar sayısı 34. 30 yayınevi kapatıldı. Kitap toplatma ve yasaklamaları arttı. Çeşitli konser, festival ve tiyatro oyunları yasaklandı.

- Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, doğal ya da sosyal (savaş, terör, göç) afetler gerekçeleriyle “Riskli alan” ilan edilen yerlerin kamulaştırılmasıyla geniş kitleler göçe zorlandı, mülsüzleştirildi. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde tarihi miras yok edildi. Kamulaştırmayla yoksullar kent merkezlerinden sürgün edildi, demografik yapı değiştirildi.
- Alevilerin inanç merkezlerine ve kutsal günlerine yasak kondu.
- Sivil toplum, modern tarihin en büyük kıyım ve baskısıyla karşı karşıya kaldı. 1401 dernek, 122 vakıf kapatıldı.

- Grev hakkı ihlal edildi. 4 grev ertelendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen haftalarda işadamlarına, “OHAL’i iş dünyasının daha rahat çalışması için getirdik. Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade izin vermiyoruz” dedi.

- 15 özel üniversite kapatıldı. 5 bin 600’den fazla akademisyenin işine son verildi. Bunlardan 370'ten fazlası, 2016 başında yayınlanan “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı metnin imzacısı. Hükümeti Güneydoğu Anadolu’daki savaşı durdurmaya çağıran metni, toplam 1130’a yakın akademisyen imzalamıştı.

- Kamu kurumlarından ihraç edilenlerin  yüzde 20’sini kadınlar oluşturdu. 50’yi aşkın kadın sivil toplum örgütü kapatıldı. Tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alındı, kadına yönelik şiddet ve cinayetler arttı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yasaklandı.

- Eşcinsellere yönelik homofobi ve transfobi yükseldi. LGBTİ+ (Lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks, artı) ve trans onur yürüyüşleri yasaklandı. Polis yasağı tanımayan göstericilere aşırı şiddet uyguladı.

- Doğal ve tarihi miras yıkıma uğradı. Yatırımların çevreye etkisini denetleyen yasa değiştirilerek, nükleer, hidroelektrik ve termik santrallar ve altyapı projelerinin çevreye zarar verebilmesinin önü açıldı. Bir yılda, karara bağlanan Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu sayısı 445 oldu. Hepsi yatırımcı lehine sonuçlandı.

- 43 kentte, bine yakın şirkete, 107 kişinin mal varlıklarına el kondu.
21 Temmuz 2017 10:49
DİĞER HABERLER