Ölümle sonuçlanan obezite ameliyatları incelendi: Hata teşhiste ve hekimlerde

Adli Tıp Kurumu'nun TBMM’ye gönderdiği ölümle biten 34 obezite ameliyatına ilişkin raporda, ölümlerde hem teşhis hem de hekim hatasının ciddi oranda etkili olduğu tespiti yapıldı. Raporda, ölümlü obezite ameliyatlarında hastanın beden kitle endeksinin bile alınmadığı belirtildi.
Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu'nun TBMM'ye gönderdiği obezite ameliyatlarına ilişkin rapor dudak uçuklattı. Merdiven altı kuruluşlarda, hatta YouTube'dan bakılarak ameliyatların yapıldığı bilgisinin verildiği rapor, bugüne kadar konuşulan iddiaların ne denli gerçek olduğunu ortaya koydu.

TBMM Obezite Alt Komisyonu'na gelen raporda, son iki yılda gerçekleşen ve ölümle sonuçlanan 34 obezite ameliyatında hem teşhis hem de hekim hatasının ciddi oranda olduğu tespiti yapıldı.

Sadece obezite ameliyatlarını inceleyen Adli Tıp 7. İhtisas Kurulu’ndaki 12 ölüm vakasının yüzde 42'sinde, 8. İhtisas Kurulu'ndaki 22 ölüm vakasının ise yüzde 77’sinde hekim hatası bulunduğu ifade edildi. Raporda, ameliyata karar vermede gözetilen '40 beden kitle endeksi' dikkate alınmadan ameliyatlar yapıldığı, hatta bazı ameliyatlardan önce beden kitle endeksine hiç bakılmadığı tespiti yapıldı.

TBMM Obezite Alt Komisyonu’nun çarşamba günü yapacağı toplantıda Adalet Bakanlığı özel bir sunum gerçekleştirecek. Obezite ameliyatlarında uygulamadan kaynaklanan hataların (malpraktis) mevzuat açısından oluşturduğu suçlar, ispat yükü, mağdur hakları, disiplin hukuku ve etik unsurlar gibi konuları içeren bir bilgilendirme yapacak olan Adalet Bakanlığı, özel hukuk ve zaman aşımı ile adli tıp açısından otopsi ve ölüm nedenlerini detaylı şekilde masaya yatıracak.

'Hastaların en küçüğü 22, en büyüğü 70 yaşında'

Raporda 8. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nda son iki yılda obezite cerrahisi sonucu yaşamını yitirmesi şikayetiyle 22 vaka tespit edildiği bilgisi yer aldı. Yaş ortalamasının 40 olduğu, hastaların en küçüğünün 22, en büyüğünün 70 yaşında olduğu belirlenirken, 12 ameliyatın özel hastanede, 10’unun ise kamuda yapıldığı kayda geçti.

Raporda, ameliyat için beden kitle endeksinin (BKİ) 40 olmasının gözetildiği ifade edilirken, bu sınırın altında vakalar da bulunduğu, hatta bir vakada bu endeksin alınmadığı ifade edildi.

Raporda, endeks ortalamasının yüzde 47.85 olmasına rağmen, 35.4, 39.2, 39.1 ve 37 beden kitle endeksi tespitinin yapıldığı kaydedilerek, “Ölçülen en küçük değerimiz 35.49, en büyük değerimiz 75.3 olarak görülmektedir. 1 vakamızda beden kitle endeksi kayıt edilmeden ameliyat edilmiştir” denildi.

Raporda 22 vakadan 17’sinde (yüzde 77) hekimin hata yaptığı ifade edildi. Hatalara ilişkin olarak “Tıbbi uygulama hatası tespit edilen 17 vakanın çoğunda (12 vaka) komplikasyon yönetiminde eksiklik tespit edildiği, üç vakanın endikasyon dışı ameliyat edildiği görülmektedir” ifadeleri kullanıldı.

'Ameliyatlar özensiz ve dikkatsiz yapıldı'

Diğer iki vakada ise ameliyatın özensiz ve dikkatsiz yapıldığı belirtildi.

Raporda 22 vakanın 12’sinin özel hastanede gerçekleştiği, bu vakaların yüzde 92’sinde tıbbi uygulama hatası tespit edildiği vurgulandı.

Kamu hastanelerinde gerçekleşen 10 vakanın da yüzde 60’ında tıbbi uygulama hatası yapıldığı tespit edildi.

Raporda sadece Adli Tıp 7. İhtisas Kurulu’nda kusur iddiasıyla 12 vaka tespit edildiği bildirildi.

9’u kadın olan bu vakalarda yaş ortalamasının 34 olduğu, en küçük yaşın 31, en büyük yaşın ise 44 olduğu ifade edildi.

'Dört olgudan ikisinde tıbbi hata olduğu saptanmıştır'

Raporda 12 vakadan sekiz obezite cerrahisinin özel hastanede, dördünün de kamu ve üniversite hastanelerinde ameliyat olduğu belirtildi.

Dokuz vakada tüp mide ameliyatı, daha önce obezite ameliyatı olan iki vakaya 'gastrik bypass' ameliyatı ve bir vakaya da 'gastrik plikasyon' ameliyatı uygulandığı kaydedilen raporda, ameliyatlardaki hatalara ilişkin tespitler yapıldı.

Raporda  şöyle denildi: “12 vakanın beşinde (yüzde 42) tıbbi uygulama hatası  tespit edilmiş, üç olguda komplikasyon yönetiminin tıbben uygun olmaması, iki olguda ise endikasyonun bulunmaması nedeniyle tıbbi hata olduğu saptanmıştır. Tıbbi hata saptanan beş olguda kalıcı zarar olup ameliyatların yapıldığı sağlık kuruluşlarının organizasyonel hatası tespit edilmemiştir. 12 olgudan sekizi özel hastanede ameliyat edilmiş olup, üç olguda tıbbi hata tespit edilmiştir. Devlet ve üniversite hastanesinde ameliyat olan dört olgudan ikisinde (yüzde 50 oranında) tıbbi hata olduğu saptanmıştır.”

22 Haziran 2020 13:05
DİĞER HABERLER