"Meral Akşener’in MHP Genel Başkanlığına aday olacağı haberi bile epey gürültü kopardı."
Meral Akşener’in MHP Genel Başkanlığına aday olacağı haberi bile epey gürültü kopardı.
Benim için şaşırtıcı olmadı. Zira, MHP’deki öfkeli ve iktidar arzulayan kesim ile sağ seçmende gözle görülür bir ‘arayış’ mevcut.
Bu ‘arayış’ parantezinin içine AK Parti’ye ‘kerhen’ oy veren seçmeni de almak mümkün.
AK Parti’nin yüzde 49 zaferinin ardından Abdullah Gül odaklı hareketlenme bekleyenler hayallerini buzdolabına kaldırdı.
Bu kitlenin önünde iki seçenek kaldı. MHP’de değişim ya da merkez sağ anlayışında yeni bir siyasi oluşum.
DYP geçmişi, 28 Şubat sürecindeki tutumu ile bu beklentide olanlara sıcak geliyor.
Aksiyoner oluşu, halkla yakın temas yetisiyle bir nevi ‘dişi Tayyip Erdoğan’ olarak görülüyor.
Akşener’in kamuoyu popülaritesine diyecek bir şey yok…
Fakat gerçekçi olalım. Ülke kamuoyu ile MHP tabanı birebir örtüşmüyor.
Akşener ne kadar kamuoyunda güçlü ise Bahçeli de partisinde, delegasyon üzerinde güçlü.
Kaldı ki…
MHP kitlesi ‘dış telkin’lere oldukça reaksiyoner. Ülkücü harekete ‘operasyon’ yapılıyor algısı kitleyi kenetliyor.
Akşener ya da Sinan Ogan, Süleyman Sazak… Adaylığa niyetlenen isimlerin işleri o kadar da kolay değil.
Bırakın seçilmeyi adaylıkları bile ‘çantada keklik’ görülmesin.
MHP’de aday olmak, kongre salonuna girmek ‘imza’ kadar ‘cesaret’ gerektirir.
Çiller’e “kadın lider” fetvası!
MHP’de Meral Akşener’in adaylığı düşünen diğer isimlere göre önemli bir ‘dezavantajı’ var.
O bir ‘kadın’ ve onun partisi MHP.
MHP köklü bir partidir. Çileli geçmişi vardır. Mücadelesi serttir, seçmenlerinin çoğu da erkektir.
MHP’ye bir kadının bırakın liderliğini genel başkan yardımcısı olması 45 yıl sonra olagelmiştir.
Bir milletvekili “MHP bir savaş gemisidir, kadın komutan olmaz” demişti.
Katı hiyerarşi ve erkek egemen kadroya sahip ‘Başbuğ Türkeş’in partisinin başında, bir kadın genel başkan…
Eskiden hayal bile edilemezdi.
Siyasi realitenin yanında bir de ‘dini’ boyutu var meselenin
(...)
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ