Hürriyet genel yayın yönetmenliğini uzun süre yürüten Ertuğrul Özkök, "bu iktidardan korkmayan gazeteci var mı?" diye sordu ve arkasından ekledi: "Gazeteci muhaliftir diye bir şey yok. İktidarı desteklemek de iktidara muhalif olmak da şerefli bir iştir"
Haber Global'de 'Jülide Ateş'le 40'ın
konuğu Ertuğrul Özkök oldu. Özkök birçok soruya ilginç cevaplar verdi.
İKTİDARI DESTEKLEMEK DE ŞEREFLİDİR
İktidarı sevmeyen gazeteci yoktur. Çünkü ana haberin kaynağı iktidardır. Ben iktidarlara yakın bir gazeteci olmaya tercih ederim. Cumhurbaşkanları'nın başbakanların uçağında olmak her zaman avantajdır. Ama yeri geldiğinde de eleştirdim. Gazeteci muhaliftir diye bir şey yok. İktidarı desteklemek de iktidara muhalif olmak da şerefli bir iştir.
BUGÜN İKTİDARDAN KORKMAYAN GAZETECİ VAR MI?
Acaba bugün iktidarın karşısında korkmayan bir gazeteci var mıdır? Ben artık siyasi yazı yazmıyorum. Çünkü siyaset köşe yazarlığı Erdoğan düşmanlığı ile Kılıçdaroğlu düşmanlığı arasında sıkışmış kalmış. Ben bugün daha derin siyaset yazıyorum. Yazıları tarafsız okuyan birileri varsa benim yazdığım yazıları çok rahat görebilirler. Klişeleri yıkmak için geldim buraya ve yıktım. Bazıları için çok kötü oldu bu.
Ben hayatımda gücü hiç hissetmedim. Hayatımda mahallemin kanalizasyonu patladığında utancımdan arayamadım bir yerleri. Muhabirler polisin eline verdiği kağıdı haber diye getiriyorlardı ve ben bunun acısını çok çektim. MİT beni ciddiye almıyor diye komplekse kapıldım. Ama MİT görüşmesi gereken kişilerle gazete içinde görüşüyormuş. Bunu sonradan anladım.
GAZETE YÖNETMEK CAMBAZLIK
Büyük bir gazete yöneticiliği cambazlıktır. Genel yayın yönetmenisiniz ama gazetenin patronu var. Patronun hakları var. Bunu kabul etmeyen gazeteci şirketlerin ekonomilerine kötülük etmiştir. Çok insan gazetecilik yapabilir de çok insan cambazlık yapamaz.
BALIK YERKEN "SENİ GÖREVDEN ALDIM" DEDİ
Medyada güç, patron olmaktır. Bir gün Aydın Bey, "Ertuğrul işin var mı? Gel hadi bana konuşalım" dedi. Arnavutköy'deki evine gittim. Bir tane balık koydu önüme. Balık yerken, "Ya Ertuğrul seni görevden aldım" dedi. "Peki patron" dedim. Bitti. Güç budur işte.
Sosyal medya gazeteciliği bitirmez. Kağıt öldü denirken Jeff Bezos Washington Post'u aldı. Kağıdı ancak kağıdı yapanlar öldürebilir. Başka kimse öldüremez.
BİR SÜRÜ HAKARET YİYORUM
Sadece dayak yemedim. İki kere bombalı suikasttan kurtuldum tesadüfen. Hala daha dayak yiyorum. Dayaktan kastım şu bir sürü hakaret yiyorum. Dünyada 2 meslek var ki bunu herkes onun başındaki insandan daha iyi yapar. Birisi futbol takımını yönetmek öbürü ise gazete yönetmek. Bir manşet atarsınız, "Kaç para aldın da bu manşeti attın?" derler. Bu bir dayak yemektir.
Dünyada satın alınamayacak meslek yoktur. Siyasiler de alınabilir futbolcular da alınabilir. Bunun dünyada örnekleri vardır. Benim itirazım şu iktidar ve muhalefeti desteklemek şerefli bir iştir. Her ikisi de eşit imkanlarda olmalıdır. Yani ben iktidarı ne kadar rahat eleştirebilirsem o kadar rahat destekleyebilmeliyim.