CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, basın toplantısı düzenledi. Öztrak, "Erdoğan, partimizin iç işlerine burnunu sokmaya kalkmakta, bunu da açıkça söylemektedir. İşte buna senin gücün yetmez." dedi.
Gerçek Gündem'de yer alan habere göre CHP Genel Merkezi'nde açıklamalarda bulunan Öztrak'ın sözlerinden öne çıkanlar şöyle:
Dün Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında toplanacak Parti Meclisinden önce son Merkez Yönetim Kurulu toplantımızı yaptık.
14 Mayıs’ta Milletvekili seçimi ile 28 Mayıs’ta ikinci turda tamamlanan Cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendirdik. İlgili arkadaşlarımız, sandık güvenliği sonuçları hakkında Kurulumuzu bilgilendirdiler. Bu konuda verilen bilgiler çerçevesinde, sistemik bir güvenlik açığı yaşanmadığını, vatandaşımızın oylarına sahip çıkıldığını tespit ettik. Ayrıca MYK üyemiz Bülent Kuşoğlu, seçim sürecinde yapılan harcamalar hakkında Kurul’a bilgi verdi.
9 ay sonra yapılacak mahalli idareler seçimi ve bu seçimler öncesinde partimizin kongre takvimiyle ilgili yapılacaklar da kurulumuzda ele alındı.
Öncelikle demokrasinin “asgari” gereği olan seçimlerde sandık başına giden tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Yine seçimde görev alan, milletin oyunu namus bilerek, sonuna kadar sahip çıkan, sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar, sandıkları bekleyen, fedakâr sandık görevlilerimize, müşahitlerimize, okul sorumlularımıza, örgütümüze teşekkürü borç biliyoruz.
"ERDOĞAN VE PARTİSİ AHLAKSIZ BİR KAMPANYA YÜRÜTTÜ"Erdoğan ve partisi, yanlış politikalarıyla milletimize yaşattıkları ekonomik sıkıntıların artan hayat pahalılığının üstünü örtebilmek amacıyla bir ahlaksız kampanya yürüttü. Bu kampanyada hiçbir etik sınır tanımadı. On parmağında on kara bize sürdü. İftira etti. Montaj olduğunu kendinin itiraf ettiği, sahte videoları miting meydanlarında millete gösterdi.
Devleti yönetmeye talip olan kadroların, hiçbir zaman yapmayacağı sahtekârlıklar yapıldı. milletine yalan söyleyenler devlet yönetemez. Devletin tüm imkanları seçimde kullanıldı. Bakanlar, milletvekili adayı yapılarak seçimde aktif rol almaları sağlandı.
"TÜRKÇE ÖĞRENMEK ZAHMETİNE BİLE KATLANMAMIŞ YABANCILAR TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ HAKKINDA SÖZ SÖYLEDİ"Parti devleti yönetiminin bu ilk seçiminde, siyasi etik ayaklar altına alındı. Bu seçimde Erdoğan’ın vatandaşlığımızı 3 paraya sattığı, Türkçe öğrenmek zahmetine bile katlanmamış yabancılar da Türkiye’nin kaderi ve geleceği hakkında söz söyledi.
Saray Hükümetinin milletimize yalan söylediği, siyaseten ve ahlaken sakatladığı, siyaseten ve ahlaken meşru olmayan bir seçim sürecini yaşadık.
"ARZU ETTİĞİMİZ SONUCU ALAMADIK"Bütün bunlara rağmen, başta Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, bu seçimi kazanmak için çok çalıştık. Ama arzu ettiğimiz sonucu alamadık. Ancak, Genel Başkanımız ülkemizdeki her iki seçmenden birinin oyunu aldı. 25 Milyon 504 bin 724 yurttaşımız Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdi.
Muhalefetin bu desteği muhafazası ve artırması, bunu hükümeti denetleme ve dengelemede kullanması, hükümetin sorumsuzluklarının, millet adına bir ölçüde kontrolünü sağlayacaktır.
Erdoğan da bunun farkındadır. Bu desteği dağıtmaya çalışmaktadır. Onun için de partimizin iç işlerine burnunu sokmaya kalkmakta, bunu da açıkça söylemektedir. İşte buna senin gücün yetmez. Yedi düvel uğraştı… Genlerinde, Kuvayı Milliye, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk olan Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine müdahale edemedi. Sen kimsin?
CHP milletin partisidir, kimsesizlerin kimsesidir, CHP’nin istikametini sen çizemezsin, milletimiz çizer. Dünkü toplantımızda, samimi bir özeleştiri de yaptık. Kuşkusuz bu özeleştirinin önemli bir bölümünü, hükümetin kampanya sürecinde, gerçek ötesi popülist iftira siyasetini, bu kadar pervasızca ve seviyesizce kullanmasına, aynı seviyesizlikle karşılık vermemek oluşturuyor.
Biz 25 milyondan fazla yurttaşımızın desteğini aldığımız bu seçimi, adalet yürüyüşüyle başlayan, Millet İttifakı’nın kurulmasıyla, belediyelerin kazanılmasıyla devam eden sürecin devamı olarak görüyoruz. 14-28 Mayıs seçimleri mücadelenin yeni bir aşamaya geçişini ifade etmektedir.
Kimilerine göre bugün seçimden sonraki 5. gündür. Bize göre ise 9 ay sonra yapılacak yerel seçimle ilgili mücadelenin başlamasının 5. günüdür. Samimi bir özeleştiri yaparak yaşadıklarımızdan ders alarak, eksiklerimizi giderip yenilenerek, mücadeleye güçlü bir şekilde devam edeceğiz.
Bu sürece destek olmak amacıyla, dün yapılan MYK toplantısında Merkez Yönetim Kurulu üyelerimiz, teamüle ve partimizin usullerine uygun olarak, seçimden sonra yapılacak ilk Parti Meclisi toplantısından önce, Genel Başkanımıza istifalarını sunmuşlardır.
Genel Başkanımız, yeni Merkez Yönetim Kurulunu hafta sonu yapılacak Parti Meclisi toplantısının ardından belirleyecektir. Mevcut MYK üyeleri, işlerin aksamaması adına, yeni MYK belirlenene kadar görevlerine devam edecektir.
Yine dünkü toplantımızda Olağan Kongre takvimini de ele aldık. Bu kapsamda kongrelerle ilgili karar da hafta sonu yapılacak Parti Meclisi’nde değerlendirilecek. Bu değerlendirmeleri de dikkate alarak, yeni MYK’mız, bunun kararını verecektir.
Önümüzdeki süreç zorludur. Sadece ekonomik açıdan değil, demokrasimiz ve hukuk devleti açısından da… Bunun ilk işaretleri görülmeye başlandı. Genel Başkanımıza yönelik fezleke tehditleri, Belediye Başkanlarımızı görevden alma imaları, televizyonlara başlatılan RTÜK incelemeleri, Gezi’nin 10. Yılını ananlara çok sert polis müdahaleleri, Türkiye Belediyeler Birliği’ni sarayın bahçesine çeviren kararlar, AKP’li Belediye Meclis üyelerinin gazetecilere saldırması, havuz gazetelerinde eski milletvekillerinin, internet sansüründen, muhaliflere hapsetmeye kadar uzanan tehdit listeleri… Ama bunların hiçbiri bizi yıldıramaz, korkutmaz.
"28 MAYIS'TA TÜRKİYE'DE BÜYÜK BİR DEĞİŞİM BAŞLAMIŞTIR"28 Mayıs’ta, Türkiye’de her iki kişiden birinin desteğiyle, büyük bir değişim başlamıştır. Bu, önünde duranların ayaklarını yerden kesecek bir çığdır.
Her adımda artacak, büyüyecek, engellenemez hale gelecektir. Bugün değilse yarın, millete eziyetin merkezi Saray rejimi, haktan, hukuktan, adaletten, daha fazla refahtan yana olanların gücüyle, son bulacaktır. Türkiye’nin önünde yepyeni bir ufuk açılacaktır.