PKK Doğu'da neden TIR yakıyor?

PKK Doğu'da neden TIR yakıyor?
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, devletin ilk kez iki şeyi bir arada yapması; terörle mücadeleyle beraber enerji, ulaşım, altyapı ve istihdamı artırıcı yatırımları bir arada yürütmesi terör örgütünde paniğe sebep oldu.
Ekonomik terör kartını yeniden devreye sokarak, nakliye araçlarına saldırmaya başlayan PKK'nın bu girişimlerinden de bir sonuç elde edemeyeceği belirtiliyor. Terör örgütünün temel felsefesinin, bölge halkı üzerinde; ülke kaynaklarından faydalandırılmadıkları, horlandıkları, hizmetlerden mahrum bırakıldıkları yönünde algı oluşturarak hakimiyet kurmak olduğunu vurgulayan uzmanlar, bu olumsuzlukların arkasında da yine terör örgütünün yıkıcı girişimlerinin olduğunu belirtiyorlar. “HEDEF, ORTAK PAYDA İSLAM” Terör örgütünün iddialarına hem felsefi hem tarihi dayanaklar üretme arayışında olduğu bildirilirken, ülkenin en büyük ortak paydası olan İslam ile bölge insanının arasının açılması yönündeki girişimlere dikkat çekiliyor. Akit'e açıklamalarda bulunan strateji uzmanı emekli subay Yakup Evirgen, “Bölücü çevreler, Kürt halkının Türklerden ayrı kültüre sahip oldukları iddialarını dillendiriyorlar. Zerdüştlük açılımı yaptılar biliyorsunuz. Örgüt bir dönem dini öğreten şeyhler, meleler gibi din adamlarına saldırıyordu, bu gibi atraksiyonlar, ortak paydamızı, yani İslamı aramızdan çekip almaya yönelik çabalardı” uyarısında bulundu. “SALDIRILAR EKONOMİK GELİŞMEYE TEPKİ” PKK'nın son dönemdeki araç yakma, şantiye basma, ekonomik yatırımlara sabotaj eylemlerinin, devletin Doğuya yönelik ciddi ulaştırma, altyapı ve iktisadi yatırımlarına karşı bir karşı hamlesi olduğu değerlendiriliyor. “Örgüt, mesela yol yapım çalışmalarını, ‘Askeri amaçlı yapıyorlar bu yolları' gibi iddialarla daha yapım aşamasında bile mayınlayabiliyordu. Firma yetkilileri ve çalışanlar tehdit edilerek bile olabiliyordu bu saldırılar. Sonraları ise istihdamı artırıcı, canlılık sağlayıcı enerji ve diğer yatırımların başlamasıyla ticari hayat canlandı. Özellikle şehir merkezlerinde güvenliğin sağlanması, havaalanlarının inşa edilmesi, yatırımların artmasıyla insanlar terörü sorgulamaya başladılar, PKK'nın tezlerine sıcak bakan insanlarda bile oluşmaya başladı bu tereddütler” şeklinde devam eden Yakup Evirgen, terör örgütünün bu gelişimi sabote etme ve istismar alanlarını elinden kaçırmama çabasında olduğunu söyledi. İŞ ADAMLARI DA TEHDİT EDİLİYOR Van-Doğubayazıt karayolu ve diğer birkaç noktada 10'un üzerinde TIR ve iş makinesinin teröristlerce yakılması üzerine, PKK'nın eski taktiklerinden birine tekrardan sarıldığı yorumları yapılırken, örgütün artık çok geç kaldığı belirtiliyor. Askeri stratejist Yakup Evirgen, bölgede TIR taşımacılığının önemine dikkat çekerek, saldırıların arkasında, özellikle bölge ülkeleriyle gerçekleştirilen dış ticaretin sekteye uğratılması çabası olduğunu söyledi. İş makineleri ve şantiyelere yönelik saldırılarla birlikte, bölgeye yatırım yapmak isteyen iş adamlarının da tehdit edilmesi vakalarının yaşandığını ve bu gibi bir çok olayın basına bile yansıtılamadığı bilgisini verdi. “İSTİSMAR ALANLARI BİRER BİRER ELLERİNDEN ALINIYOR” “Bölgede yatırım olmazsa kim zarar görür? Elbette bölge halkı... Böylece PKK, istismar alanlarını elinde tutabilir. İstismar alanlarının devam etmesini istiyorlar” diyen Evirgen, “Ancak görülmektedir ki, istismar alanları birer birer ellerinden alınmaktadır. Okullaşma ile ilgili, iletişimle ilgili bir çok gerekçe ellerinden gitmiştir. Ana dille eğitim gibi çok istisnai birkaç konu kalmıştır. O da para etmemektedir” dedi. “STRATEJİK-TAKTİK VE OPERASYONEL EŞGÜDÜM ŞART” Terörle mücadelenin operasyonel faaliyetler alanında alınabilecek tedbirlerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Evirgen şöyle konuştu: “Bu tedbirlerle ilgili bir çok boyut ve çeşitlilik söz konusudur. Orta çaplı bir askeri faaliyet için resmi araçları kullanmak zorundasınız. Ancak daha uzun erimli, stratejik ve istihbari boyut içeren kimi faaliyetlerde elbetteki birliklerin hareket kabiliyetleri çeşitlendirilmeli. Özel harekat birliklerinin bu faaliyetlere katılması gibi geçmişte de pek yapılamayan, adeta dile pelesenk olan, ‘terörist gibi yaşayan birimler' konusu gündeme alınmalıdır. Daha profesyonel birimlere doğru gidilmelidir. Düzenli ordumuzu bir miktar bölge şartlarına uydurarak sürdürdük yıllarca bu mücadeleyi. Önemli olan, taktik ve stratejik düzeyde alınması gereken tedbirler var. Strateji siyasetçilerin işidir. Taktik seviyede ise 1990 başından itibaren alan hakimiyetini tesis ederek bölgede konuşlanma konusu üzerinde önemle durulmalıdır. Bu arada stratejik, taktik ve operasyonel yaklaşımların eşgüdümü şarttır. Tedbirler bütünü içinde terörün iç ve dış desteklerini de ele alarak, taktik şartlarda değişime ihtiyaç duyulmaktadır. Adeta güvenlik güçlerinin hareket kabiliyetinin kısıtlandığı bir noktadayız. Bu alan hakimiyeti prensibi ciddiyetle ele alınmalıdır. Bu noktada ciddi maliyetler ve tecrübeler nedeniyle hızlı bir geçiş sağlanamamakta.” TERÖR ÖRGÜTÜ SIFIRI TÜKETMEKTE Türkiye'nin terörle mücadele birliklerini AB kriterleri içinde oluşturma durumunda olduğunu bildiren Yakup Evirgen, sınır muhafızlığı denilen sözleşmeli er sisteminin gereken ilgiyi görmediğini, terörle mücadele konseptinin yeniden ele alınması ve yeni bir konsept oluşturulması zamanının artık geldiğini söyledi. Evirgen, istihbari alandaki başarıya da dikkat çekerek şunları söyledi: “Terör çok su götüren bir hamurdur, hiçbir şey de yapılmıyor değil, istihbarat çalışmaları yapılıyor, geliyor ve sonuç alınıyor. Yeterli midir, değil midir bilmiyoruz, bilmemize de gerek yok. Sonuçlara bakmak lazım. Sonuç itibariyle terör örgütü sıfırı tüketmektedir. Devlet belki ilk kez iki işi bir arada yapmaya kalktı. Terörle mücadelenin yanı sıra ekonomik, sosyal ve kültürel adımlar atmaya başladı. Terörün son saldırıları bu bağlamda değerlendirilmelidir.” YENİ AKİT
10 Temmuz 2012 09:22
DİĞER HABERLER