Portekiz ve İrlandalı hukukçulardan ortak deklarasyon: Türk yargısıyla ilişkiler askıya alınsın

Portekiz ve İrlanda’nın yüksek yargı organları Türkiye'yi hak ihlalleri nedeniyle kınadı.
Portekiz ve İrlanda yargı örgütleri ve baroları; tum ulusal kuruluşların ve AB kurumlarının Türk yargısı ile işbirliklerini askıya almaları çağrısında bulundu.

Portekiz Barosu, Avukatlar ve İcra Bürosu, Portekizli Hakimler Meslek Birliği, Cumhuriyet Savcıları Birliği ve Yargı Görevlileri Birliği Türk Hükümeti'ni avukatlara, hakimlere ve savcılara karşı devam eden hak ihlalleri nedeniyle kınadı ve yargı içindeki tüm ulusal ve Avrupa kurumlarını, Türk yargı sistemi ile herhangi bir girişimi veya işbirliği projesini askıya almaya çağırdı.

İrlanda Hakimler Birliği İcra Kurulu da, 11 Şubat 2019 tarihinde, ortak bildirgeyi destekleyen bir karar aldı.

Ortak Deklarasyon şöyle:

Avrupa Hakimler Birliği tarafından tanınan, Türkiye’nin tek hakimler ve bağımsız savcılar birliği olan YARSAV Başkanı Murat Arslan, bu yıl 19 Ocak’ta 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

9 Ekim 2017 tarihinde, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, yargının bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğüne desteği konusundaki kalıcı hizmetleri nedeniyle, 2017'ye, Václav Havel İnsan Hakları Ödülü'nü vermiştir.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Avukat Sebnem Korur Fincanci, “Barış İçin Akademisyenler” grubunun “Biz bu suça dahil olmayacağız” dilekçesini imzaladığı için 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Bunlar, Türkiye'nin dünyadaki hakimler, savcılar, avukatlar ve adalet görevlileri için en büyük hapishane haline geldiğini gösteren iki örnektir.

Temmuz 2016’daki siyasi kriz ve olağanüstü hal ilanından sonra, Türk hükümetinin totaliterizmine meydan okumaya cesaret edenlerin birçoğu işten çıkarmalar, keyfi tutuklamalar, varlıklara el koyma ve ağır hapis cezaları ile karşı karşıya kaldı.

Duruşmalarda bulunan uluslararası gözlemciler, Türk hukukunun mahkemelerin tarafsızlığını yitirdiğini ve suçlananların savunma haklarının elinden alındığını tespit etmişlerdir. Bu hukuka aykırı uygulamaları onamışlardır. Kararların politik motivasyonla alındığına hükmedilmiştir.

Birkaç ay içinde 4.463 yargıç ve 1.546 avukat tutuklandı ve 2.360 yargıç ve 600 avukat görevden alındı. Yüzlerce hakime ve avukata, düzinelerce YARSAV üyesine, ya da Barolar Birliği üyelerine uzun hapis cezaları verildi.

Bu trajik rakamlar, on binlerce başka akademisyenin, doktorun, öğretmenin, gazetecinin, asker ve devlet memurunun görevden alınmasına, tutuklanmasına ve mahkum edilmesine katkıda bulunuyor.

Avrupa’daki adli topluluk ve hukuk meslek örgütlerinin çeşitli temsilcileri, Türk adalet sisteminin işkenceye varan haksız uygulamalarını endişe ile not etmektedir.

Bu durum, özellikle insan haklarının ve ortak hayatımızı yöneten temel medeniyet kurallarının savunucusu olduğunu iddia eden Avrupa için çok trajik ve kabul edilemezdir.

Sonuç olarak özellikle böyle ciddi bir zamanda;

Murat Arslan'a destek olan bütün hakimler, savcılar, avukatlar ve adalet yetkilileri, siyasi nedenlerden dolayı mahkum edildi ve aileleriyle birlikte, insanlık dışı ve haksız muameleye maruz kaldılar;

Türkiye'deki temel demokrasi kurallarının ve insan haklarının ihlal edildiğine derin kaygılarımızı ifade etmek;

Yargı dahilindeki tüm ulusal ve Avrupa kurumlarını, Türk yargı sistemi ile herhangi bir girişimi veya varsa işbirliği projesini askıya almaya çağırmak;

Binlerce yargı temsilcisini haksız yere tutuklayan veya hüküm giydirerek serbest bırakan Türk hükümetini ülkedeki hukukun üstünlüğünü zaman kaybetmeden geri getirmesini şiddetli bir şekilde talep ediyoruz...

Lizbon, Şubat 2019

samanyoluhaber.com
15 Şubat 2019 16:53
DİĞER HABERLER